102 entry daha
  • düğünde yapılmaması gereken.
    samimi bir arkadaşımızın düğününe katıldık. kimi eşi ile kimi nişanlısı, sevgilisi ile geldi. bir dostumuz da almış sevdiceğini getirmiş.
    orkestra salonu yardırıyor, çocuklar pistten alınıyor, masa altlarına depolanmış votkalar, biralar siyah poşetlerden yavaş yavaş çıkıyordu.
    damadın arkadaşları olarak sahneye çıktık. kıvrak figürler ile sevincimizi paylaşıyorduk. davul zurna ikilisi olaya dahil olmuş, parlak kunduralar ahenkle hareket ediyordu.
    tam o esnada gözüm arkadaşıma takıldı. kız arkadaşı ciddi bir yüz ifadesiyle bir şeyler dedi. çocuk duymadı. tebessüm ederek eğildi, kulağını sevdiceğine verdi.
    birden yüzü düştü. az önce misket oynadığımız, alnına yapıştırılan parayla coşup ceketini beline bağlayan arkadaşımın neşesinden eser kalmamıştı.
    kız, çantasını alıp salondan çıkınca ben de halaydan çıktım. mendilimi bıyıklı bir dayıya devredip yanına gittim.
    davullar, moria madenlerinde çalan goblin davulları gibi çalıyordu.
    "ne oldu" diye sordum bağırarak.
    yüzü asıktı, bir şey dedi ama duymadım.
    "ne oldu lan? betül nereye gitti?" dedim bağırarak.
    "ayrıldık" dedi bağırarak. sadece duyayım diye değil, öfkesini kusmuştu arkadaşım. öyle hayvan gibi bağırınca kulağım çınladı ama hoş gördüm.
    o esnada çiftetelli çalıyordu. birkaç tane bıyıklı dayı alkolün de etkisi ile yere çömerek çamaşır yıkama figürleri ile oynuyordu. bizden başka herkes neşeliydi. aklıma bir şey gelmedi. "gel bir dışarı çıkalım, hava alalım" dedim. beyhude bir çabaydı. hava alsak ne çare. gönül yarası oksijen ile azot ile tedavi edilmiyordu.
    biraz konuştuk. anlattı. zaten sorunları varmış ama beklemiyormuş. kız daha önceden söz verdiği için düğüne gelmiş ama dayanamamış, daha fazla yapamam demiş.
    kıza öfkelendim. insan hitler ile, caligula ile falan çıksa yine iki saat daha bekler, düğün bitince ayrılır.
    içeri geçtik. kına başlamıştı. kız ağlıyordu, kızın annesi, bol simli kuzenleri ağlıyordu, arkadaşım ağlıyordu. hepsinden daha üzgündü.
    kuru pasta verdim, votkalı meyve suyu verdim, sarhoş dayılarla ilgili şakalar yaptım, ne kadar uğraştıysam dikkatini dağıtamadım.
    takı töreni bitti. damada sataştık, eşek kadar adamlar gelin çiçeğini yakaladık. bizim çocuğun yüzü gülmedi.
    bir sene sonra bana whatsapp tan düğün davetiyesi gönderdi. gittim. halayda bunun eski sevgilisini gördüm. arsız gibi düğüne gelmişti. neyse ki gelin ve damadın henüz bundan haberi yoktu. yanımdaki dostumun kulağına bağırarak dedim ki " şu kaltağa gidin bir bakın, düğüne sıçmasın şimdi."
hesabın var mı? giriş yap