hesabın var mı? giriş yap

  • filmlerde tam herşeyi anlamışken "haydaa, nooldu şimdi??" dedirten, olanların aslında hiç de göründüğü gibi olmadığını ortaya çıkararak insanı allak bullak eden olaylardır. bazı filmleri güzel yapan özellik buyken (bkz: usual suspects) (bkz: fight club) (bkz: sixth sense), bazı filmlerde gereksiz kullanımları insanı sinir eder (bkz: wild things)

  • oasis'in 2 ekim 1995 tarihinde yayımlanmış 2. stüdyo albümünün 3. sırasında yer alan parça. aynı zamanda aynı yıl 30 ekim'de single olarak da yayımlanmıştır; b yüzünde round are away, the masterplan ve the swamp song yer almaktadır. ingiliz orta sınıf kahramanı gallagher kardeşler ve oasis'in brit atağı sonucu bu single, abd'yi de epey etkilemiş ve oasis'i dünyaca meşhur bir grup yapmıştır; bu olay da oasis'in sonraları sık sık ''one hit wonder '' etiketiyle suçlanmasına sebep olmuştur. (oysa elbette ki oasis, bir hitten çok daha fazlasıdır.)

    şimdi bile 90'lar dendiğinde aklımıza gelen ilk şarkılardandır wonderwall; bir britpop başarısı ve şahaneliğidir en başta. noel gallagher'a da ''büyük besteci'' diyebiliyorsak eğer, bu şarkı ve bu şarkı kalitesinde yapabildiği diğer şarkılar yüzündendir. ki, oasis ''one hit wonder'' olmadığını, sadece ve sadece wonderwall kalitesinde birkaç şarkı yapmış olmakla bile kanıtlayabilirdi, nitekim kanıtladı da.

    albüm*ü döndürürken hello ile yaptığımız açılışta duyduğumuz gitar, bu şarkıdan ''kırpılmış''; popüler müzik tarihinin en ''tanıdık'' açılışlarından birini yapıyor şarkıda. liam gallagher, sesinin kesinlikle zirvesi sayılabilecek sayılı anlardan birinde bu şarkıyı söylerken. sesi her zamanki gibi agresif, fakat şaşırtıcı derecede duygu dolu ve o çaresiz ve bunalmış havayı insana ''yaşatıyor.''. kanımca şarkının en önemli enstrüman da, ne gitar ne de yaylılar; bizzat liam'ın sesi. pekala bir alternative - indie parçasını akla getirecek kadar da karamsar bir hava hâkim şarkıda ayrıca; bunu da eklemek lazım. yaylıların şarkıya kattığı (ki şarkıda esasen yaylı -ki bu olsa olsa çellodur- da kullanılmamış, o efekt tamamen mellotron kullanılarak yaratılmış. şarkının klibinde harbi harbi çello çalan kız ise tamamen atmosfer yaratmak için kullanılmış.) sanırım bu biraz ''basık'' hava. piyano, olabileceği tek yere; şarkının sonlarına yerleştirilmiş, bu da şarkının ''atmosfer''ini oluşturmasına yardım etmiş. özetle, bu şarkının büyüsü; kesinlikle kendi atmosferinin olması, daha da önemlisi bu yoğun atmosferin çok az şarkıda görülecek derecede homojen dağılmış olmasıdır. (mesela bu şarkının başlayışından sonlanışını az çok kestirip tahmin edebiliyoruz kesinlikle, bu çok özgün ve ''şarkı atmosferi'' tabirimi(?) de açıklayan bir örnek olsun.**)

    her neyse, şarkı 1995 mayıs'ında, albüm için grubun kayda girdiği galler'deki stüdyolarında kaydedilmiştir, tahminimizce bestelenme zamanı da yine bu sessionların gerçekleştirildiği mayıs ayına rastlamaktadır. elbette ki tamamen noel gallagher imzalıdır; sanıldığı üzere de noel gallagher'ın o zamanki sevgilisi, 2001 yılında boşandığı refikâsı meg matthews'e yazılmış, ondan ilham alınmış bir şarkı değildir. bir dönem öyle iddia edilmiş olsa bile, noel gallagher sonraları şöyle demiştir: ''şarkının anlamı, hemen üstüne çullanan medya tarafından benden koparıldı. kendi eşinize, o medyada bir kere şarkının kendisine yazıldığını görüyorsa bunun böyle olmadığını nasıl söyleyebilirsiniz ki? şarkı, gelmesi beklenen ve kendinizin kendinizden kurtulmasını sağlayacak hayalî bir arkadaş üzerine yazıldı.''

    kayıt aşaması ise enteresandır şarkının: noel gallagher, don't look back in anger ile beraber getirmiştir wonderwall'u; esasen kendisi wonderwall'u söyleme niyetindedir, fakat liam gallagher ısrarla wonderwall'u kendisine ister, bunun üzerine noel da ''zaten biri senin, biri benim olacak; seç birini.'' minvalli laf eder ve liam gallagher doğru karar vererek wonderwall'u seçer, ama elbette aklı öteki şarkı don't look back in anger'da da kalarak, hafif de bozularak, içerleyerek. (ayrıca alakasız: kaydın sonuna hello'nun başındaki sampleın hızlandırılmış bir şekli eklenmiş, şık durmuş; ayrıca o son iki saniyedeki akustik gitarın da supersonic'in bir kaydı olduğu iddiaları var, doğru mu bilemedim.)

    böylelikle kaydedilir wonderwall; prodüksiyon başarısı olarak da kanımca oasis'in en başarılı işlerinden biridir, belki de en başarılı işidir; aranjmanı olağanüstüdür. (bunu şarkının hemen her dönemine ait akustik kayıtlarını dinlemiş birisi olarak söylüyorum, bu şarkı kesinlikle cilayı hak eden bir şarkı; mümkünse her ortamda da söylenmesin, dikkatli olunsun. mesela familiar to millions'daki hâli, kesinlikle içler acısı. o hızlandırılmış yavan elektrogitarı olsun, o olmamış abartı vokali olsun; değersizdir gözümde. bu şarkı bunu hak etmiyor çünkü. son zamanlarda noel gallagher ''öeeh'' denecek latin soslu hafif akustik şekilde söylüyor, yine de fena sayılmaz.)

    şarkının video klibine ayrıca değinmek isterim, ziyadesiyle güzeldir. şarkının hakkını verecek derecede güzeldir; o bütünlüğü kurduğu, şarkıdaki o yoğun ve homojen atmosferi bozmadığı, aksine desteklediği için güzeldir. nitekim 1996 brit awards'da en iyi müzik videosu ödülünü de gruba kazandırmış wonderwall. (klipteki tek eksik, orijinal grup kadrosundan; guigsy o dönem turnelerden bıktığı ve fazlasıyla yorulduğu için psikolojik rahatsızlıklardan ötürü gruptan ayrılmış idi, nitekim klipte de yoktu hâliyle, yerini o dönem oasis kadrosunda yerine katılmış scott mcleod'a bırakmış idi.) o siyah beyaz şahane klibi seyrederken dahi kardeşleri her gördüğünüzde ''ohaa, kaşa bak lan.'' diyorsanız içinizden, fena halde cansınız, bunu da ekleyeyim.*

    yayımlandığı tarihten itibaren zilyon tane grup tarafından, zilyon farklı tarzda kaydedilmiş ve çoğunlukla da katledilmiş bu şarkı, single olarak yayımlandıktan sonra, vatanı britanya'da dahi listebaşı olamamıştır, en fazla 2.'liğe kadar yükselebilmiştir, bu da ayrı bir olay. (tabii bu esnada 1. sırada sefa sürmekte olan singleın simply red'den fairground olduğunu söylemekte de fayda var. boşa beleşe konuşmuyoruz.*) ne olursa olsun şahane şarkıdır kendileri elbette; the edge'e* de, alex james'e* de ''keşke ben yazsa idim.'' dedirtecek kadar şahane bir şarkıdır hem de.

    eveet, gelelim en can alıcı soruya... yahu, nedir bu wonderwall? anlaşılması zordur kanımca. hele ki yeni yetme neslin tamamen bilemeyeceği ve açıklama getiremeyeceği bir ''şey''dir wonderwall , pek çok platformda anlamına dair pek çok absürt tartışma okumaktayım yıllardır, herkes dünyanın anlamını arıyor sanırsınız; o derece! değişik perspektifler, yaşam öyküleri, demeçler havada uçuşuyor, elbette ki doyurucu pek bir şey yok... yine bu minvalde yoklamalarımı yaparken, beni yerime mıhlayan bir ifade ile karşılaştım; ki öyle bir laf ki bu, şu şarkı üzerine yazdığım tüm paragrafları g.tümde patlatabilir: ''oasis is for listening to, not thinking about.'' elbette bu bir hayran cümlesi pekala, ve cümlede oasis yerine pek çok grup ve sanatçı da yerleştirilebilir, pek çok farklı varyasyonla benzer bir kalıp kurulabilir. işte, cümlenin doğruluğundan fazla şekilde insanı çeken de bu ikinci söylediğim gerçek; wonderwall da zaten böyle kaygan ve değişken bir kavram, ve düşündükçe uzaklaşan, hissiyata kapıldıkça yaklaşan bir ''şey'' benim nazarımda, yer yer arzulamakla ilgili, yer yer hissetmekle, yer yer beklemekle; ama asla uzun boylu düşünmekle değil. ve bu doğrudan sizle, sizin tatmininizle ya da mutlu olma çabanızla alakalı bir kavram. (evet, uzun boylu düşünüyorum nedir bu wonderwall diye, evet; çelişiyorum biraz. ne olursa olsun, şöyle şahane örnekler de var ama: (bkz: #32049629))

    ''noel gallagher ne diyor wonderwall'ın anlamı konusunda?'' sorusunun cevabı ise noel gallagher tarafından basitçe açıklanmış. (bu noktada genel teori olarak öne sürülen; film*, george harrison'ın bu film için yaptığı soundtrack albümü* ve john lennon'ın wonderful yerine dil sürçmesi sonucu kullandığı kelime gibi görüşleri, gallagher kardeşlerin sürekli olarak the beatles'a selam sunma özelliklerini de göz önünde bulundurarak reddetmekteyim, risk budur.) zaten noel bu; basit adam, eddie vedder'a ''bu işten memnun değilmiş gibi davranıp durma, eğer gerçekten öyleyse s.ktir git araba yıka, mcdonald's'ta iş bul kendine, manyak mısın oolum?'' diyerek ayar vermiş bir adam, fazla komplike işlere gelemez yahu.

    yine de iki tane farklı demeci var, ilki şöyle: ''şarkının yazılış aşamasını gerçekten hatırlamıyorum. büyük ihtimal hemen müsveddeye yazdım ve stüdyoda besteleyiverdim.'' diğeri ise sanırım daha sonra, ve artık sorulardan sıkılmış olmalı ki şöyle bir cevap vermiş, ''wonderwall'un anlamı nedir, wonderwall nedir?'' sorusuna: ''sizi mutlu eden veya sizin gününüzü aydınlatan her şey. en küçük nesneden tutun, birisine kadar; sizin için çok şey ifade eden, sizde çok anlamı olan her şey.'' (bu noktada üstte entryini refere ettiğimiz barefoot contessa üstâda saygılar sunmak düşer bize de.)

  • haber doğru ise buradan kendisi ile ilgilenen doktorlara sesleniyorum; aşırı tıbbi müdahale tanrının gücüne gider. vadesi dolmamışsa zaten bişey olmaz, fıtrat vs..

  • ilkeliymiş. o zaman benim bu ülkede gördüğüm en ilkeli insan recep tayyip erdoğan, bir avm için koca ülkeyi yangın yerine çevirdi ilkeli uzun adam. bildiğin nato kafa nato mermer.

  • rüya bitiminden sonra, dakikalar içerisinde o rüyanın büyük bir bölümünü unuturuz. bu konuda teoriler ortaya atılmış fakat rüyaları hatırlama eylemi psikologların ilgisini çekmeye devam etmiştir. bu bazen kişiyi analiz etmede bazen de kişinin günlük hayatının devamı niteliğinde olan duygularını, düşüncelerini ve isteklerini saptama da önem taşımaktadır.

    araştırmacılar, rüyalarını hatırlayabilen insanların kişilik özelliklerini incelediklerinde genel olarak; hayal kurmaya, yaratıcı düşünmeye ve iç gözlem yapmaya eğilimli olduklarını görmüştür. aynı zamanda, daha pratik yaşayan ve kendi dışındaki şeylere odaklananların rüyalarını hatırlamada güçlük çektiklerini raporlamıştır. bu da bazı insanların doğal olarak rüyalarını hatırlama olasılıklarının diğer insanlara göre daha yüksek olduğu anlamına gelmektedir.

    stres veya travma yaşamak, insanların ertesi gün hatırlama olasılıklarının daha yüksek olduğu rüyalar ve kabuslar görmesine neden olmaktadır. örneğin; sevilen birini kaybettikten sonra kederle başa çıkan bir kişi, ölüm hakkında çok ayrıntılı bir şekilde rüya görebilir ve bunu hatırlar.

    beynin flip tarafındaki aktivitesi de kişinin rüyaları daha kolay hatırlamasına izin verebilir. uyku uzmanı julie lambert: “beyninizde temporoparietal kavşak adı verilen, bilgi ve duyguları işleyen bir bölge var. bu bölge ayrıca sizi uyku içi uyanıklık durumuna sokabilir ve bu da beyninizin rüyaları daha iyi kodlamasını ve hatırlamasını sağlar.” ayrıca neuropsychopharmacology dergisinde yayınlanan ve international business times tarafından bildirilen bir araştırma da, iyi düzeyde rüya hatırlama bildiren kişilerin temporoparietal kavşakta rüyalarını sık sık hatırlamayanlara göre daha fazla aktiviteye sahip olduğunu belirtmiştir.

    rüyaları hatırlamak; bilinçaltı zihninizi anlamanıza, zor kararlar almanıza, stresle başa çıkmanıza ve daha berrak bir rüya görmenize yardımcı olabilir. ilham veya eğlence kaynağı olarak da hizmet edebilir. rüyaları hatırlamasanız bile, siz onlara sahipsiniz. peki rüyalarınızı hatırlamıyorsanız neler yapılabilir?

    öncelikle çok uykusuzsanız ve çok hızlı uykuya dalarsanız, beyniniz hipnogojik rüya görmez. bu, beyninizin uygun bir şekilde uyku için kapanırken geçtiği bir süreçtir(15-20 dakikanın üzerinde). eğer uykusuz olursanız ve çok hızlı bir şekilde uykuya dalarsanız, beyniniz akşamları başlatmak için bu “erken rüyaları” saklama şansı bulamaz. bu yüzden öncelikle buna dikkat etmelisiniz. bu süreç sağlıklı geçildikten sonra, daha uzun rem uykusuna geçersiniz. bu da, zihninizin duyguları boşaltabildiği ve psikolojik iyileşme yapabildiği bir zamandır. bu aşama, berrak ve hatırlanabilir rüyalar için en büyük potansiyele sahiptir.

    başka neler yapılabilir?

    1. kronotipinize göre yatağa gidin ve zamanlamanıza uygun olun. bu şekilde, çok hızlı veya yavaş uykuya dalmazsınız, çünkü uyku düzeniniz için doğru zamanda yatarsınız. ayrıca alarmsız uyanmaya çalışın. her ikisi de rüyaların anısına iyi gelecektir.

    2. "kapanma saati" ni kullanın. uykuya dalarken, karanlık bir ortamda meditasyon ve rahatlama için kendinize 20 dakika verin (sonra hipnogojik rüyayı alabilirsiniz).

    3. uyandığınızda, yataktan atlamayın. rüyanızı hatırlamaya çalışın; bu alışkanlığı kazanmak bir iki gün sürecek, ancak sonunda başaracaksınız(bunu hafta sonu başlayarak deneyin).

    4. rüyalarınızı gerçekten hatırlamak istiyorsanız, başka bir yol da yatmadan hemen önce üç bardak su içmektir. bu, gece boyunca birkaç kez idrara çıkmanızı gerektirecektir. çoğu zaman, vücudunuz rüyaları hatırlama olasılığınız yüksek olduğunda, bir rem döngüsünden hemen sonra, idrara çıkmanız için sizi uyandırır.

    5. uyumadan önce kendinize tekrarda bulunun. rüyalarımı hatırlamak istiyorum diye. özellikle bilimsel olmasa da, bu yöntem de işe yarıyor gibi görünüyor.

    6. sabah rüyalarınızı yazın. zihninizin beş dakika boyunca “kaymasına” izin verdikten sonra, rüyadan hatırlayabileceğiniz her şeyi yazmaya başlayın. bu uygulama ile onları daha eksiksiz ve hızlı bir şekilde hatırlamaya başlayacaksınız.

  • taksicilerin karşısında deccalin kendisi, karındeşen jack, thanos vs kim olursa olsun safım karşı taraftadır kimse kusura bakmasın.
    neredeyse hergün taksi kullanıyorum koca ömrümde sadece 1(bir) tane "ne güzel insan lan" dediğim taksici gördüm. şeker atıp taksi kullananını bile gördü bu gözler.

    eğitimsiz sarı davarlar sürüsü sizi

  • --- spoiler ---

    cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, eşi emine erdoğan ile iftarda bir vatandaşın evine konuk oldu.

    --- spoiler ---

    yemin ediyorum komedi gibi ülke. yahu bu adam daha dün kendisi açıklamadı mı kısıtlamaları ramazanda iftar için ziyaret yasak diye? hadi 19:00 sonrası sokağa çıkma kısıtlamasını saymıyorum bile. pr yapmak için kendi koyduğu yasağa bile uymayan bir lider.

    kaynak

  • avustralya hükümeti'nin ülkelerine yasa dışı yollarla gelmek isteyen göçmenler için hazırladığı afiştir.dünyanın en kibar insanlarının yaşadığı söylenen avustralya'nın uygulaması ile alakalı yorum falan yapmayacağım.gerisini size bırakıyorum.

    görsel

    ingilizce çevirisi de şöyle.

    kesinlikle hayır

    kesinlikle avustralya'yı eviniz yapamayacaksınız

    avustralya hükümeti bugüne kadarki en sert sınır koruma önlemlerini uygulamaya koydu.

    - vizesiz bir tekneye binerseniz avustralya'ya gidemezsiniz.

    - avustralya'ya yasadışı yollardan girmek isteyen herhangi bir yüzen araç
    durdurulacak ve avustralya sınırlarının ötesine güvenli bir şekilde çıkarılacaktır.

    - kurallar herkes için geçerlidir aileler, çocuklar, refakatsiz çocuklar, eğitimli ve
    yetenekli olanlar dahil.

    - kim olduğun ya da nereli olduğun önemli değil, avustralya'yı evin yapmayacaksın

    paranı çarçur etmeden bir daha düşün.insan kaçakçılar yalan söylüyor.

    edit : çeviri kısmen düzeltildi.ugrassive ve nickolasnickelson'a teşekkür ederim.

  • beğenin ya da beğenmeyin kılıçdaroğlu'na oy vermeyen herkes bunun ortağıdır. bu kaçaklar size veya yakınınıza zarar verdiğinde doktora veya polise gitmeyin. bunu siz istediniz.

    edit: kaçak yerine mülteci kelimesini kullandığım için bazı yazar arkadaşlar uyardı. teşekkürler, düzelttim.