hesabın var mı? giriş yap

  • istisnasız her defasında geri itileyerek tepki koydugum durum.. özellikle taksim metrosunda girenleri geri iten 1.85 boylarında biri görürseniz muhtemelen benimdir.

  • yurtdışı ile ilgili bir anı anlatıldığında kendisine hava atıldığını zannedip komplekse giren insancıklar.

  • ulkemizin en kuzeyini hep sinop bilirdik degil mi? senelerdir de boyle ogretilir. oyle degil iste.
    sinop paraleli: 42.0969 http://i.imgur.com/9zkkgmn.png
    kirklareli paraleli: 42.1047 http://i.imgur.com/adqkyr4.png
    0.0078 paralel fark yani 1 paralel 111 km den 865 metreyle kirklareli onde.

    en dogusuna da baktim
    hakkari 44.8137
    igdir 44.8163 yani yaklasik 0.0026 meridyen farki var. o da yaklasik olarak 230 metre (ortalama 38 paraleline gore meridyenler arasi uzaklik) fark ile igdir onde.

  • bugün bir sabah programında söyledikleri;

    "okullarda zorunlu dün dersi verilmeli, çabuk unutuyoruz."

    "kemiği kırdırırsan herkes orayı tekmeler."

    "herkes ımmanuel kant gibi dünya meseleleri hakkında derin düşünecek değil, aklına uygun ilk çözüme sarılıverir."

    "cehaletin eyleme geçmiş hali çok tehlikelidir"

    "dünya ikinci endüstri devrimini yaşıyor. biz de çirkin inşaatlar yaparak ayakta durmaya çalışıyoruz. "

  • an itibariyle telefonuma indirmeye başladığım güncellemedir. kurulum tamamladıktan sonra bu girdi tarafımca düzenlenecektir.

    düzenleme: her şeyden evvel fakirliğin ve işsizliğin gözü kör olsun. telefon, 1.9 gb güncelleme için 16 tane uygulamayı güncelleme bittikten sonra tekrar yüklemek üzere kaldırdı ve şimdi her şeyi baştan indirip kuracak... üzülüyorum.

    güncellemeyi yüklediğim cihaz 6s. apple'ın kendi uygulamalarının ikonları minimalist denebilecek şekilde, sanat akımlarına hakim değilim, güncellenmiş. hoş olmuş. bunun dışında göze çarpan diğer özellikse kontrol merkezi. şu an için çok tuhaf geldi ama bu tuhaflık gözüm alışana kadar devam edecek bir şey, ne yazık ki çaresi yok. mobil veriyi kapatıp açma ayarı nihayet gelmiş ancak bu ayarın çok da meraklısı olmadığım için hayatımı aman aman etkilemeyecektir. ilgilisi içinse gerçekten gereken bir yenilikti, geç bile kalındı.

    app store'un tasarımı değişmiş, silinen 16 uygulamayı kontrol etmek için girdiğimde hiç tanımadığım birinin evine ilk kez girmişim gibi hissettim. çok değişmiş, güncelledikten sonra siz de görürsünüz zaten.

    internetten baktığım diğer ios 11 özelliklerine göre de artık siri daha akıllıymış, telefonun içindeki dosyaları gösteren "files" uygulaması gelmiş ve imessage üzerinden apple pay ile insanlara para gönderebilecekmişiz. tabii bu özellik henüz türkiye'de kullanılmıyordur diye tahmin ediyorum. tıpkı bir diğer özellik olan alışveriş merkezlerinde de apple maps'in hangi mağazanın nerede olduğunu göstereceği gibi, bunlar zamanla oturacaktır.

    farkettiğim diğer ufak değişiklikler de şöyle:

    - telefon kaç çekiyor göstergesi, evet adını bilmiyorum, yuvarlaktı, artık çizgi.
    - ayarların içinde ayar arama gelmiş, bu sanırım başka şeylerde de var. mesela "files" uygulamasında. (bu zaten önceden de varmış, farketmemişim.)
    - uygulamaları taşımak biraz zorlaşmış gibi, eskisi gibi akmıyor.
    - safari'nin içinde tasarımsal değişiklikler var.
    - ana ekranda alta koyduğumuz favori uygulamaların isimleri yazmıyor. bence bu böyle kalmaz, unutmuşlardır diye tahmin ediyorum. çirkin duruyor.
    - bildirim merkezi de değişmiş, böyle tövbe estağfirullah bir şey olmuş.
    - kontrol merkezindeki bluetooth butonu çalışmıyor. bir tek bende böyle olduğunu zannetmiyorum.
    - safari’den veya diğer uygulamalar üzerinden ayrı olarak video açtığımızda gelen player değişmiş. şık olmuş, yıllardır aynıydı, değişince farkettim.
    - güncellemeden sonra yaşadığım en büyük problemi şu an yaşıyorum: kameram çalışmıyor. çok ilginç. beta 2.0 çıkmadan güncellemeyin derlerdi de, “he he” derdik. hey gidi... (düzelir gibi oldu ama hala ara sıra çalışmıyor valla, kafasına göre takılıyor şu an.)
    - ekran fotoğrafını çektiğimizde çektiğimiz fotoğrafı hemen düzenleyebilmemiz için bir şey yapmışlar.
    - twitter'da gördüğüm kadarıyla ekranı videoya alabilme özelliği gelmiş ancak o kadar kurcalamadım, hali hazırda zaten başka bir uygulama kullanıyordum bunun için. yine de apple'ın kendi uygulaması olmasını tercih ederim. kurcalar bulurum lazım olunca. snapchat tayfa öldü.

    güncelleme sonrası şarj durumu hakkında da birkaç gün sonra bir ekleme yapabilirim.

    şarj düzenlemesi: valla şarjı da biraz kötü gibi. güncellendikçe oturacaktır bunların hepsi ama şu an için meraktan ölmeyenler güncellemesin derim.

    şimdilik bu kadar. yeni şeyler farkettikçe paylaşmaya devam edeceğim.

    ekşi şeyler editi: valla oralara çıkacağını tahmin etsem daha derli toplu yazardım. orada okuyanlardan bu dağınıklık için özür dilerim...

  • brezilyalı seri katil. 1954 yılında doğmuş, toplam 71 cinayet işlemiş ve 128 yıla mahkum edilmiştir. bu adamı diğer seri katillerden ayıran özelliği ise kurbanlarının suçlular olması.

    (bkz: dexter)

    kahramanımızın ilk vukuatı okul korumalığı yapan babasını hırsızlık yaptığı gerekçesiyle kovan belediye başkan yardımcısını pompalı tüfekle vurmak olmuş. bu sırada 14 yaşındadır. ikinci cinayetini de kısa süre sonra işler, gerçek hırsızlığı yapan okul korumasını öldürür.

    sao paulo ya kaçan kahramanımız burada ilk başta bir uyuşturucu satıcısını ve bir kaç hırsızı öldürür ardından aşık olur. bir süre aşık olduğu hatun kişiyle yaşayan pedro nun mutluluğu mafyanın sevgilisini öldürmesi ile son bulur. pedro kaçar ama boş durmaz sevgilisini öldüren hoşafı bulmak için bir çok kişiyi öldürür, kimilerine işkence eder netice itibari ile hedefine ulaşır.

    " dexterinho " pedro nun sonraki vukuatı da bir intikam cinayeti olur. annesini machete ile öldüren babasını hapishane ziyareti esnasında 22 defa bıçaklar, kalbini çıkartır, çiğner, tükürür.

    tabi her nekadar brezilya polisi iş bilmez, rüşvetçi dallamalardan oluşsa da bu kadar çok dikkat çeken birini yakalamamak olmaz diyerek kendisini 1973 yılında tutuklarlar. hapishaneye gideceği araçta biri tecavüzcü olan iki suçlu daha vardır pedro nun. tahmin edeceğiniz gibi hapishane önünde polisler suçluları indirmek için kapıları açtığında tecavüzcü çoktan mefta olmuştur.

    pedro efendinin cinayetleri hapishanede de bitmemiş, resmen koyun ağılına giren kurt hayatı yaşamış, burada 47 cinayet daha işlemiştir.

    verdiği röportajda diğer suçluları öldürmekten çok büyük bir zevk aldığını, favori cinayet metodunun ise kurbanlarını bıçakla kesip, parçalamak olduğunu söylemiş.

    kendisi hapishaneye 128 yıl ceza alarak girmiş, hapishanede bu sayı 400 yıla ulaşmış lakin brezilya kanunlarına göre 34 sene yatıp 2007 yılında hapisten çıkmıştır.

  • kurallara uymanın enayilik, kural tanımadan iş görmenin uyanıklık ve meziyet olarak görüldüğü ortadoğu bataklığında bir ülke.

    2 aile düşünün 90larda bir şehire geliyorlar, birisi boş bulduğu araziye yasak olduğunu bile bile gecekondusunu dikiyor, diğer aile aman kurallara uyalım diyip bütçesine göre kiraya cıkıyor.
    ilk aile bir kaç yıl sonra seçimler öncesinde verilen sözler ile çöktüğü arazisine tapusunu alıyor. diğer aile maaşının yarısını ev sahibine vermekle meşgul kıt kanaat geçiniyorlar.

    ilk aile gecekondunun sokağa bakan kısmına kendi dükkanını açıyor, diğer aile 8-5 iş bulup her gün işe gidiyor. ilk ailenin beyan ettiği toplam yıllık vergi 8-5 çalışanların nerdeyse bir aylık verdiği vergiyle aynı miktar oluyor.
    ilk aile o küçük vergisini de ödemiyor, hatta hiç birşey ödemiyor. ve sonunda devlet baba af çıkartıyor. vergi borçları daha maaşını almadan kesilen enayi ailelerden paralar toplanıyor zaten.

    birkaç yıl sonra ilk ailenin kaçak evleri yerine kentsel dönüşüm adı altında rezidans yapılıyor ve burada bir kaç daireleri oluyor. diğer kurallara saygılı enayiler de hala kirada oturuyor... *

    ve bugün oluyor bu ailelerin çocukları olmuş, üniversiteyi kazanıp öğrenim kredisi almışlar. sonrası malum zaten. "enayi misin amk niye ödüyorsun?!"

    evet durum ne yazık ki böyle: devlete para ödeyen herkes enayidir!

    vergi borcun mu var? ödeme! nasıl olsa af çıkar, yapılanma çıkar, bir şey çıkar... enayiler ödesin :)

  • eskiden entryler görürdüm istanbul'u izmir ile kıyaslayan, işte izmir köy istanbul megakent diye.

    şu istanbul denen memlekette ciddi ciddi severek yaşayan bir insanın psikolojik problemleri vardır. hayatımda bu kadar eksisi olan ve artısı olmayan başka olgu görmedim. pahalı, trafik (bence şu başlı başına etken, 19km yol 1 buçuk saat sürüyor lan), insan yapısı mide bulandırıcı, kalitesiz.

    bir de en çok güldüğüm "çok aktivite var abi, konser var tiyatro var". bak sayın pezeveng, 2 saatlik tiyatroya 4 buçuk saat yol gidince aktivite yapmış olmuyorsun. sizin hayatınızın zamanınızın hiç önemi yok galiba, hayatsız olmak lazım şu trafiğe alışmış olmak için.

    doğma büyüme izmirliyim son 1 senedir iş dolayısıyla buraya geldim, mide bulandırıcı bir şehir istanbul, işi remote aldığım an rastgele bir ile taşınacağım. batıya en yakın rastgele 20 ilden birini seçin buradan daha kaliteli yaşarsınız şaka yapmıyorum. gerçekten burda severek yaşıyorsanız akli melakelerinizi kontrol ettirin.

  • depremden sonra malatya'dan çıkmaya karar verdik. ya mersin'e, ya da konya'ya gidebilirdik çünkü tanıdıklarımız oradaydı.ama hem kayseri hem gaziantep yolu kapalıydı. hayatımda hiç gelmediğim sivas'ın yolu açıktı sadece. başka alternatif yok diye de saat 14:00 gibi yola çıktık ve buraya gelmeye karar verdik.

    kangal'a kadar tüm benzin istasyonları kapalıydı. kangal'da bir dinlenme tesisinde yemek yiyelim dedik. suyumuz da hiç yoktu. nerdeyse 1 koli su aldık , yemek yedik.
    bize ekstra ekmek verdiler yolda lazım olur diye .ben bir tane de sigara aldım . adam 1000 tl dese okeyim yani. adam bana hocam 100 tl ver yeter dedi. ilk başta şaka sandım. neler yediğimizi içtiğimizi söyledim suları gösterdim. abi siz depremden kaçıyorsunuz para bile almamam lazım dedi. valla sarılıp ağlayacaktım.

    yollar tipi ve kar nedeniyle kapalı olduğu için de iki gündür de ismini vermek istemediğim lüks bir otelde nerdeyse klasmanına göre bedava denilecek fiyata kalıyoruz ailemle.
    tüm ekstraları da ikram yaptılar bize.
    haberlerde dinlenme tesislerinin ve bazı fırsatçılarım yaptıklarını görünce halimize şükrediyorum. gerçekten de yiğidin harman olduğu yermiş sivas. bu yaşadığım travmayı atlatmama çok yardımcı oldunuz halk olarak . buraya ayrıca tekrar geleceğim…

    edit: entry debe'ye girmiş farketmedim bile. bu günlerde kimin yanımızda olup kimin olmadığını bilinsin diye edit yapıyorum. entry ilk halinde reklam vs olmasın diye bundan bahsetmemiştim.

    kaldığım otel: ramada by wyndham sivas
    dinlenme tesisi konumu:petrol ofisi

  • türkiye'den yeni çıkıp henüz avrupa yasalarını unutmuş olacak ki nerede olduğunu hatırlatmışlar.

    üzülmedim.