hesabın var mı? giriş yap

  • kilyos'ta çok soğuk, karlı bir havada kemal sunal ile yağlı güreş sahnesi çekmektedirler,çekim uzadığından yadigar üşümektedir.aynı anlarda kemal sunal ise kaloriferleri yanmakta olan arabasının içinde viski içmektedir.yadigar ejder de arabaya binmek en azından ısınmak istemiştir.arabanın kirleneceği düşünülerek izin verilmemiştir.bu yadigar ejder'in çok ağrına gitmiş o gün sette yapımcıyla tartışmıştır ve yeşilçam mafyası tarafından bir daha iş alamama cezasına çarptırılmıştır ve bu sürecin sonu da malum sonla ,parkta ölümle bitmiştir.
    kemal sunal'ın yadigar'ın arabaya bindirilmemesi konusunda tavrı bilinmemektedir. günahını almayalım ama gerçekten bundan sonra yeşilçam emektarları benim gözümde yıldızların çok ilerisinde
    anı kaynak: sönmez yıkılmaz arka pencere dergisi sayı 5

  • birkaç yıl önce çıkanından şu şekilde yararlanamadığım uygulama;

    28.12.1982 doğumluyum. babam 01.01.1983 yazdırmış.
    30 yaş için çıkacak dediler, ümidimi kestim.
    yasa çıktığında 30 yaşında olanlar dediler, tekrar ümitlendim.
    1982 ve öncesine dediler, tekrar ümidimi kestim.
    doğum belgesi de olsa, yaş büyütme kabul edilmeyecek dediler.
    yasa çıktıktan birkaç ay sonra, doğum belgeniz varsa kabul edicez dediler. tozlu arşivleri didik didik aradık. kardeşlerimin doğum belgeleri duruyor. babannemin ilkokul karnesi bile duruyor. benim doğum belgesi yok.
    bir gün ile ıskalamış olduk.
    evliyim, dört ay sonra ilk çocuğum doğacak. üç gün bile uzaklaşamayacağım bir işim var.
    dört gözle bekliyorum

  • ortalama 200 yolcu kapasitesi olan uçakta 10 gram et azaltmayla tasarruf edilebilecek ağılık miktarının sadece 2 kilo olduğu hesaba katıldığında, "ağırlığı 2 kilo azaltıp yakıttan tasarruf ettik diye seviniyorsanız yolculardan uçağa binmeden önce sıçmasını talep edin, her yolcu boarding öncesi ortalama 350 gram sıçsa tam 70 kilo tasarruf edersiniz" dedirten havayolu şirketidir.

  • açilin bilirkisi geldi.
    seneler sonra sozlukte gundem olan bu aileyi kesfeden olarak aciklama yapmaya hakkim var. biraz uzun olacak uyandirayim.

    bir kere bu aile uzun sureden beri video yapiyor. abone ve begenme sayisina takilanlar icin once bunu belirteyim. ılk basladiklarinda "everything you are looking for" gibisinden bir hesaplari vardi. salih konusmayi yeni ogreniyordu filan. simdi goruyorum ki hepsine hesap acmislar.

    bu abimiz yine youtubedan gordugu iste slime yapalim, dev cokomel yapalim, havuz icerisine 10bin orbeez atalim...vs tadinda videolari cocuklari ile cekerek paylasiyordu.

    o zamanlar ben de asiri amator ve sacma bulmakla beraber hem adamin cocuklari ile etkinlik yapmasini takdir ediyor(hatta bu kadar bos vakti olmasina imreniyor) diger yandan etkinlik adi altinda ziyan ettikleri sakiz, un, tutkal, biskuvi....bilumum malzeme icin kufur ediyordum.

    merak etmeyin salih o zaman da sinir bozucu idi. hatta video yorumlarinda ve sosyal medyada salih capsleri gorup hem yarilmis hem yalniz olmadigimi gorup sevinmistim.

    zira salih hep mizikcilik yapan, her etkinlikte salca olan, sabirsiz ve simarik bir cocuktu.

    anladigim kadari ile abimiz gelen bu ilgiye kayitsiz kalmamis produksiyonu buyutmus. onceden sadece takipcilerine hitap eden deneysel videolar cekerken simdi muhtemelen rus videolarindan gordugu mizansenleri oynamaya baslamis.

    butun bunlari sen nereden biliyorsun derseniz, bende taze bir baba olarak cocugumun internette gecirdigi zamana ve niteligine dikkat etmeye calisiyorum. bebeklik zamanlarinda ninni/masal acip uyutmak icin video actigimizda bu ailenin videolari hep onerilenlerde oluyordu. simdilerde ise maalesef cogu anne baba gibi tel ya da tableti oncelik bizim sectigimiz bir icerik olmak uzere veriyoruz. ancak nasil bir hikmetse 1-2 video sonra ya bu ve turevleri cikiyor, biraz daha zapping yapildiginda isin kaynagi olan piskopat rus aile ve yardakcilarina ulasiyorsunuz.

    cunku bilindigi uzere bu iste guzel para var. sadece yabanci cizgi filmlere turkce seslendirme yahut altyazi yaparak ayda binlerce lira kazananlar biliyorum. cunku hedef kesim savunmasiz, bilincsiz, caresiz ve hic tukenmiyor. ama aglayan cocugu susturmak icin, ama yemek yedirmek icin, biz veriyoruz. ya da onlar kacak gocek aliyorlar.

    ne yazik ki icerikler gunden gunde manasizlasip sacmalasiyor.

    bu sorunu gordugumden beri cocugumun telefon ve tablet ile gecirdigi zamani azami sinirladim. verdigim zamanda surekli ne izledigini kontrol ediyorum.

    buraya kadar tahammul edip okuyanlar da umarim ki oyle yapiyorlar.

  • pezevenk herif, adam senden borç mu istiyor? ona taahhüt ettiğin maaşı zamanında istiyor. hıyara bak bir de başlık açıyor.

  • durup durup "enflasyonun sebebi faizdir" diye çığırmayı kes! bu ülkede enflasyonun da faizin de tek sebebi sensin. avrupa'da hiçbir ülkede faiz yok. "0" faiz... (yazıyla sıfır) estonya'sından isveç'ine kadar sıfır. o ülkelerin hiçbirini müslümanlar yönetmiyor.

    avrupa ülkelerinde faiz oranları:

    bosna-hersek 3.09
    romanya 1.25
    polonya 0.1
    ingiltere 0.1
    avusturya 0
    belçika 0
    bulgaristan 0 (şundan bari utanın)
    kıbrıs 0
    estonya 0
    finlandiya 0
    fransa 0
    almanya 0
    yunanistan 0
    irlanda 0
    italya 0
    letonya 0
    litvanya 0
    lüksemburg 0
    malta 0
    hollanda 0
    norveç 0
    portekiz 0
    slovakya 0
    slovenya 0
    ispanya 0
    isveç 0
    danimarka -0.6
    isviçre -0.75

    şimdi bir de faizin en yüksek olduğu ülkeleri inceleyelim. bu ülkelerin en büyük ortak noktası sınırsız yetki, sıfır sorumluluk duygusu ile hareket eden popülist diktatör bozuntuları tarafından yönetilmeleri.

    1- venezuela 38.76
    2- arjantin 36
    3- zimbabve 35
    4- yemen 27
    5- liberya 25
    6 -surinam 25
    7 -kongo 18.5
    8- iran 18
    9- haiti 17
    10- türkiye 17
    11- sudan 16.5
    12- angola 15.5
    13- sierra leone 15
    14- güney sudan 15
    15- gana 14.5
    16- özbekistan 14
    17- uruguay 13.5
    18- malawi 12
    19- gine 11.5
    20- nijerya 11
    (şu bizi soktuğunuz kepaze listeye bir bakın)

    sen madem faiz ve enflasyona karşıydın, o zaman döviz bolluğunda bilime ve insana yatırım yapacaktın. liyakate önem verecektin. ülkenin 80 yıllık kurumlarını yok paraya yabancılara satmayacak, üretime dönük projelere destek verecektin. 1 liralık işi tanıdığına 10 liraya paslamayacaktın. her şeyden önce demokrat ve adaletli olacaktın.

    soruyorum; garantili köprülerin mucidi kim? garantili yolların, garantili havalimanlarının, hasta garantili hastanenin mucidi kim?

    cehape zihniyeti'nin yaptığı istanbul-ankara otoyolu gidiş-geliş toplam 8 lira (yazıyla sekiz) onu da zorladı zorladı 48 lira yaptı bu akp. şimdi ne oldu kim bilir. ama bunların 5'li çeteye yaptırdığı istanbul-izmir otoyolu 740 lira! yahu 8 lira nere? 740 lira nere? o da yol bu da yol.

    senden önce bu ülkeye havalimanı yapan olmadı mı? her yerde havalimanı vardı bu ülkede. hepsi de devlete aitti. hani kim garantiyle havalimanı yapmış cumhuriyet tarihinde göster bana. neymiş devletin kasasından para çıkmıyormuş. belli çıkmadığı, görüyoruz gireni çıkanı.

    mesela küçük bir örnek;

    kütahya'ya yapılan zafer havalimanı. 2044 yılına kadar yıllık 1.3 milyon yolcu garantisi verilmiş. 2019 senesinde sadece 82 bin yolcu kullanmış burayı. geriye kalan 1.2 milyon yolcunun parası hazineden ödenmiş. 2020 yılında ise 14 bin yolcu kullanmış. yani neredeyse garanti edilen sayının tamamını millet ödemiş. (üstelik döviz üstünden) ya niye böyle bir garanti var?

    eğer ihtiyaç yoksa neden böyle yerlere havalimanı yapıyorsun? eğer ihtiyaç varsa neden geçmiş hükümetler gibi normal finansman yöntemleri kullanmıyorsun? illa özel sektöre yaptıracaksan neden sömürge valisi gibi tuhaf anlaşmalar yapıyorsun? neden şeffaf değilsin? şeffaf değilsin çünkü kurduğun rejimin adı kleptokrasi yani hırsızlar rejimi.

    efendim neymiş? hazret savunma sanayini ilerletmiş. ha pardon o zaman ya özür dilerim. madem savunma sanayini ilerlettiniz o halde memleketin anasını belleyebilirsiniz! n'apalım yani kuzey kore'de nükleer bomba yapıyor ama halkı sürünüyor.

    yahu senin merkez bankanda para yok. her şeyi ithal ediyorsun. hayvancılık bitmiş. tarımın infilak etmiş. paran pul olmuş. insanların yarınını göremiyor. herkes mutsuz. herkes umutsuz. ülkeden kaçan kaçana.

    işin boktan kısmı yarın iktidardan indiklerinde ülkeyi soyup soğana çeviren o garantili anlaşmaların iptalini engellemek için olası davalara bakacak mahkemeleri ingiltere'ye devretmişler. yani türk yargısı bakamıyor bu ihalelerin içeriğine hiçbir şekilde. bağırın ulan yerli ve milli erdoğan diye!

    (bkz: sıkılıyorum bunalıyorum isyan ediyorum isyan)

    bakın gelecek kuşaklar sizi affetmeyecek. istediğiniz kadar susturun medyayı. istediğiniz kadar tepinin anlatacağız çocuklarımıza; "bunların zamanında patates, soğan kuyruklarına girdik" diye.

    böyle kalemi elimize alacağız. geçeceğiz koca koca panoların karşısına. dedektif polisler gibi şekiller çizerek, gazete küpürleriyle, rakamlarla, verilerle bir bir anlatacağız ne haltlar yediğinizi.

    "bak evladım böyle böyle çaldılar, şöyle şöyle soydular, şu vatansever insanlara kumpas kurdular, bu şerefli insanlara şantaj yaptılar, her doğru söyleyeni içeri atıp, her namussuzluğa alkış tuttular. bak şu herife ülkeyi parsel parsel sattılar, sonra bu hırsız adamın önüne yattılar, sonra hep birlikte ceplerine baktılar, şurdaki adamın ülkesinde savaş çıkardılar, sonra oradaki manyakları buraya doldurdular" diye tek tek anlatacağız. tarih kimin ne mal olduğunu yazmaya başladı hiç merak etmeyin siz. sizden korkan sizin gibi olsun.

    son olarak;

    faiz ve enflasyon bir şeylerin sebebi değil ancak sonucudur. tembel bir öğrenci sınıfta kaldığı için aldığı kötü notları suçlayabilir mi?

    "sınıfta kaldım çünkü notlarım çok düşük. bütün suçlu o allah'ın belası rakamlar. tüm bu yaşananlar külyutmaz çetesinin ve asal sayı lobisinin bir oyunu. ezanlarımızı susturamayacaksınız, bayrağımızı indiremeyeceksiniz" diyebilir mi?

    maalesef ülkeyi yöneten kafa bu.

    iki gün önce bir sokak röportajında izledim. adamın teki deprem felaketlerinin sebebi olarak insanların fox tv'yi izlemesini işaret etti. içimden "işte geleceğin merkez bankası başkanı" dedim... hepinize iyi haftasonları.

  • “bu ülkede gemiler seferlerini durdurdu. herkes ekmek kuyruğuna girdi. doktorlar iş bıraktı, doktor bulamadık.” diyen dayılar ne zaman gelir? o dayılar biz mi olacağız?

  • buna da hastayım; ev sahibi ananız babanız değil.

    ben ev sahibinin anası babası mıyım da kanunda belirtilenden fazla zam yapayım? her gün ayrı bir dilenci şu başlıklarda. yok len para mara aha mahkeme orada. 500 bine aldığı ev 2 milyon olunca bişey yok. kirası 3 den 5 e çıkaramadı diye bik bik. amk aç köpekleri.

  • 10 milyon mülteci geldi, ev fiyatları tavan. istanbul'da minimum 4 milyon lira, 2.5 kilo altın yani.

    chip krizi oldu, araba fiyatları tavan. 10 yıllık teneke 700bin tl

    yemeksepeti ve getir pandemide ipleri eline aldı %40 komisyonu dayadı restoranlara. dükkana gelen müşteriye de bizden ucuz veremezsiniz dedi. hazır gıda fiyatları tavan. 100 gram döner 300 tl, bir kupa kahve 80 tl

    nas dedi mas dedi enflasyon tavan. %160

    her kasabaya üniversite açtı, marangoz elektrikçi berber kalmadı. hizmet fiyatları tavan. 1 tane çalışma masası 10bin tl.

    bunları yazmamdaki tek sebep size bunları yaşatanları unutmayasınız diye.