2038 entry daha
  • dostlarla birlikte geçirilen güzel bir kutlama gecesinin sabahında; dağınık saçlarım, akan makyajım ve hâlâ üzerimde olan elbisem ile uyandıktan sonra, penceremden rüzgarın esintisiyle dans eden ağaçlara bakıp iliklerime kadar hissettiğimdir...
    umut...
    hâlâ umudum var. tükenmişti sanıyordum, yorulmuştum,tamam dedim artık bitti, bundan sonra toparlanamam...
    toparlanılabiliyormuş!
    her acı, yerini güzelliklere bırakıyormuş. bu da inkar edilemez bir gerçekmiş.
    şimdi aynaya baktım, bütün mahmurluğumla...
    gözlerim deli gibi şişmiş. çok gözyaşları dökülmüş dün gece. ama bu sefer mutluluktan. epey olmuştu mutluluktan ağlamayalı... birileri aramış, konuşmuşum, hatırlamıyorum. ne konuştum, neler dedim? yüzlerce mesaj var, şimdi teker teker geri dönüş yapmam gerekiyor onlara...
    ama önce sert bir kahve!
    ahh ne güzel bir şeymiş şu umut. tam da ihtiyacım olduğu anda o kadar güzel geldi ki!
    bir kelebek kanadı kadar hafif, bir gökyüzü kadar geniş, bir ayna kadar gizemli...
    balonun içinde yüzen bir ev, yıldız yağmuruyla süslenmiş bir orman, denizkızının şarkısıyla dolu bir göl... renklerin dans ettiği bir rüya, yanıp sönen bir ışık, masalın içinde kaybolan bir yolculuk. gerçekle hayalin kesiştiği bir nokta, bulutun üstünde yürüyen bir çocuk, sonsuz bir labirentin içinde kaybolan anahtar... umut, sıradanlığın ötesinde bir varoluş, bir düşün içinde kaybolan bir gerçeklik, ve belki de en önemlisi, umut bir sanat, bizim yaratımımızdan meydana gelen.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap