hesabın var mı? giriş yap

  • bir soru cümlesidir.
    ultraslan'ı bilmem de; galatasaray taraftarı bir çatıya ihtiyaç duymadan direnişteler. gerisi teferruat.

    not: fenerbahçeliyim. *

    edit: bilgilendirme. başlık başa kalmış.

  • bunlardan biri de benim.
    ve şaşırdım;
    üzerine ne çok felsefeler yapılmış.

    acınacak haldeymişler, hallerine üzülünüyormuşlar falan.

    bence asıl acizlik bir iletişim programına bu kadar anlam yüklenilmesi.
    whatsapp dediğin şey bir iletişim aracı nihayetinde.
    sadece hoşlanılan kız veya erkek, sevgili, eş, aşk ile kullanılmıyor ki.

    bu iletişimi kolaylaştırma aracını bunca büyüterek sevgili ile arandaki bir vazgeçilmez unsur, last seen'i kafaya takacak kadar paranoyak olmuşsan zaten sen güven duygunu yitirmiş, başka bir evreye geçmişsin.
    bugün last seen için kızarsın birine, yarın yazdığı bir tweet için, diğer gün havaya neden baktın diye.

    bence zaten bunca saçma sapan şeyleri tasa ediyorsan, karşındaki insana gram güvenin yok demektir, o ilişkiyi sonlandırman, yürütmemen yararına olacaktır.

    şunu kafana koymalısın,
    biri seni aldatacaksa, aldatır güzel kardeşim.
    senin ruhun duymadan da yapar bunu.
    hangouts'tan yapar, başka bir app ile yapar, sms kullanır, başka hat kullanır ve mutlaka yapar.

    ama sen ne yazık ki, hayat denilen muazzam ayrıntılar ve güzelliklerle dolu ve her dakikası çok değerli bir yaşam içinde böylesine önemsiz şeylere kafanı takabiliyorsun.

    ya bu özellik hiç olmasaydı mesela?
    veya birden pat diye kaldırılsa;
    nasıl yaşayacaktın onca kurguyla kim bilir.

  • sebebi, bu şekilde ikiye bölünebilmesidir. batı'nın oyunudur. bizi bölmek istiyorlar...

    yıllar sonra başa gelen editi: avrupa'da bir akrabamız, türkiye'den etnik sebeplerle (kürt) avrupa'ya sığınma talebinde bulunan bir adamcağızla karşılaşıyor. adam, "abi biz, türkiye'de ikinci sınıf vatandaşız, kimliğimizde öyle yazıyor." deyince, akrabamız "nasıl yani? o kadar da belli etmemişlerdir" diyor. adam da, "çıkar kimliğini bak göstereyim" diyerek el büyütüyor. neyse kimlikler çıkıyor. adam, kürtlere hep sonu çift sayıyla biten kimlik verdiklerini, diğer herkesin tc. kimlik no'sunun tek sayıyla bittiğini zannediyormuş. hayat işte...

    not: kürtlere yapılanlar ortada. mevzumuz olayları tahfif etmek değildir... adamcağızın durumu trajikomik.

  • özge özpirinçci.

    de bağlacını yanlış yazmıştı, uyardım kibar bir dille. engelledi bi de dalga geçti “bi de bunlar var twitter’ın tdkcıları” minvalinde. o gün bugündür sevmem, basit biri olduğunu düşünürüm hep. aslında bence iyi insan, eğilip bükülenlerden değil en azından; ama basit işte birazcık. hala denk geldikçe dikkat ederim mecralarda aynı tas aynı hamam.

    edit: soy ismi özpirinçci imiş onu düzelttim. daha isimde “sert ünsüzlerin benzeşmesi” kuralı ihlal edilmiş, salaklık bende ki bağlaçlara takılıyorum.

    edit 2: beni haksız çıkarmadığın için teşekkürler ösgecim

  • biri de benim.

    yıllar önce otobüste şöyle bir diyaloğa denk gelmiştim; otobüse binen biri akbilinin bittiğini söyledi ve ücreti karşılığında birinden onun yerine de basmasını rica etti. sonrasında önlerde oturan bir hanımefendi kalkarak akbili bastı ve şöyle dedi: "para istemiyorum. lütfen siz de aynı durumda kalan başka biri için akbilinizi basın ve para istemeyerek aynısını ondan rica edin"

    karmayla ilk tanışmam da böyle oldu, üsküdar-bostancı otobüsünde.

  • hiçbir zaman hikâyenin tamamını anlatamayacağını; anlatamayacak kadar büyük parçalarında saklı olduğunu bilmek.
    çok konuşmanın hiçbir faydasının olmadığını görmek.
    olgunlaşmak.
    kaliteyi çokluğa tercih etmek.
    yorulmak.