hesabın var mı? giriş yap

  • üst edit: sürücü özer sağlamyürek, 15 aralık'ta görülen ikinci duruşmada 6 yıl 2 ay hapse mahkum edilerek, ama nasıl oluyorsa 4 ay bile yatmadan, salıverildi. bu, aşağıda ayrıntılarını verdiğim, tesla toolbox verilerine dayanan bilirkişi raporuna rağmen oldu. türkiye'de adalet yine ve yeniden kayıp: şehir içinde, ayağınızı gazdan hiç çekmeden, saatte 140 km hızla yaya geçidine girebilir, orada yürüyen birilerini öldürebilir ve 4 ay sonra dışarıda serbestçe gezmeye devam edebilirsiniz. duruşmanın hakiminin hamile bir kadın olduğu, bilirkişi raporunu dikkatle okumasını ve davanın ağır cezaya sevkedilmesini isteyen avukatları terslediği, tüm itirazları reddederek çarçabuk karar vermeye çalıştığı duruşmaya katılan yakınlarımız tarafından anlatıldı.

    üst edit 1) tesla'dan çarpma anı ve öncesi ile ilgili kayıtlar elde edildi ve buna göre bilirkişi raporu yazıldı. 15 aralık günü yapılacak duruşmada (kasım'daki ilk duruşma delillerin toplanması için ertelenmişti) bu bilirkişi raporu mahkemeye sunulacak. rapora göre sürücü özer sağlamyürek çarpma anından önce hiç fren yapmadı ve çarptıktan sonra bile bir müddet hızlanmaya devam etti. maksimum hızı saatte 141 km olarak kaydedildi.

    üst edit: tanık ifadesi eklendi, burada

    özet: 25 yaşındaki kuzenimiz hürcan bulur’u, 24 ağustos akşamı ankara batıkent’teki bir yaya geçidinde, hava henüz aydınlıkken, tesla marka bir aracın çarpması sonucunda kaybettiğimiz olaydır (tesla'da bir teknik kusur yok, ama kısa sürede aşırı hızlanabilme özelliği failin elinde felakete dönüşmüş).

    elimizde maalesef bir video kaydı mevcut değil; ama hem görgü tanıklarının ifadesine, hem tesla toolbox kayıtlarına, hem de olayın hemen sonrasında sürücünün yaptığı telefon konuşmalarını işitenlerin aktardığına göre, araç çarpma anında saatte 140 km hızla gidiyordu (bu yolda hız sınırı 50 km/sa ve uyarı tabelaları mevcut).

    sürücü özer sağlamyürek, bu hükümet döneminde zenginleşmiş, muhtemelen devlet içinde birçok ‘tanıdığı’ bulunan bir ailenin 30 yaşındaki oğlu. baba bekir sağlamyürek, aselsan gibi büyük savunma sanayi firmalarına iş yapan bir firmanın genel müdürü ve ortaklarından biri.

    türkiye’de buna benzer sürüyle olay meydana geldiğinin, dolayısıyla insanların dikkatini çekmenin zorluğunun farkındayız, ama yine de elimizden geleni yapmak istiyoruz. şehir içindeki bir yolda korkunç bir hızla araç kullanıp yaya geçidinde insan öldüren, hayatının baharındaki bir genci ailesinden, hayallerinden koparan bu kişinin mümkün olan en yüksek cezayı alabilmesi için lütfen bize destek olun. teşekkürler.

    ---------------------

    olay 24 ağustos 2023 perşembe akşamı saat 19 civarında, ankara yenimahalle batıkent bulvarı üzerinde bulunan karacılar sitesi’nin önündeki yaya geçidinde meydana geldi (tam lokasyon görselleri 1, 2). ülkemizin ortalama insanına nazaran son derece temkinli birisi olan kuzenimiz hürcan bulur, yaya geçidinin ortasında bulunduğu sırada, korkunç bir hızla gelen tesla marka aracı fark etti ve ileriye, kaldırıma doğru kaçmaya çalıştı (bunlar görgü tanığı ifadesidir). fakat araç, sağ şeride geçip hürcan’a kaldırımın hemen önünde çarparak onu bir sonraki yaya geçidine kadar, 25-30 metre boyunca sürükledi. sürücü özer sağlamyürek, araçtan iner inmez muhtemelen babasını (bekir) veya diğer nüfuzlu tanıdıklarını arayıp “140’la giderken birine çarptım, ne yapacağım, gelin beni alın” diyerek durumdan sıyrılmanın yollarını aradı, ağır yaralı olan hürcan ile ilgilenmedi (görsel ve işitsel tanıklıklara dayalıdır, tanık ifadesi burada, çarpan aracın olaydan sonraki durumu burada). çevredekiler hemen polise ve ambulansa haber verdiler, fail tutuklandı. doktorlara göre hürcan’ın neredeyse tüm kemikleri kırıktı, beyin kanaması dahil iç kanamaları vardı, vücudunun sol tarafı asfalta sürtündüğü için yanmıştı ve vücudunda parçalanmalar da mevcuttu. ambulansta ve hastanede yaşatılabildiği kısa süre boyunca kalbi üç kez durdu ve yeniden çalıştırıldı. hürcan’ı ertesi sabah saat 07:34’te kaybettik. bir evin bir oğluydu (hürcan'ın bir fotoğrafı burada).

    kaza denmesi zor olan bu korkunç olaydan sonra sürücünün ailesi, oğullarından ve kendilerinden utanç duymak şöyle dursun, durumdan sıyrılmak için çeşitli yollara başvurmaya başladı. baba bekir sağlamyürek, merhum hürcan’ın ailesi ile telefon teması kurup bunun “elim bir kaza” olduğunu söyledi ve başsağlığı dileğinde bulundu. fakat bu ölümün hürcan’ın “kaderi” olduğunu, “bir gün herkesin öbür tarafa gideceğini” de eklemeyi unutmadı. edit: kasım ayındaki ilk duruşmada failin annesi, eşimin annesine "suçlu senin yeğenin, kulağında kulaklık varmış" diyecek kadar alçaldı.

    -----------

    edit: aşağıda, kendisine mesaj atmanın nedense mümkün olmadığı bir yazar, failin babasının "allah'tan rahmet" dileklerini insancıl bulmuş, bizim kültürümüzde böyle olurmuş. neden bunları sanki anamıza sövülmüş gibi anlatmışız diye ayar vermeye kalkıyor. sayın yazara şunu iletmeliyim ki, hangi tavrın ve sözlerin insancıl olmaya yorulacağını anlayacak kadar kültürümüzden haberdarız. yazıda bahsetmediğim başka bir sürü ayrıntı (mesela failin babasının hastaneye geldiğinde sarf ettiği "oğlumuz kalp ameliyatı geçirmişti" , "teslalar zaten sorunlu araç" gibi sözler) niyetin çok başka olduğunu anlatıyor. yani bunları ayırt edecek kadar zekamız ve görgümüz var. kültür dersinden ziyade dava sürecini olumlu etkileyecek tavsiyelere ihtiyacımız olur, varsa alırız. bu tip tavsiyelerde bulunan yazarlara çok teşekkür ederiz.

    edit 2: bazı yazarlar başlıkta ve yazı içinde aracın tesla olmasının neden vurgulandığını anlayamadıklarını yazmış. kaza tesla yüzünden oldu gibi anlaşılıyorsa kusura bakılmasın, öyle bir şey elbette kastetmedim. tesla'nın ileri teknolojiye sahip olmasının, türkiye'de öyle herkeste olmamasının vs birtakım çağrışımları var ve bu da başlığın daha fazla dikkat çekmesine neden oluyor bana kalırsa. yani sesimizi daha fazla insan duysun diye öyle yazdım.

  • cool bir hareket. geçen kampüste yürüyorum, başladı bu elleriyle kollarını ovuşturup ''üşyrm yhaa x('' falan demeye. sigaramın dumanını diğer tarafa üfledikten sonra yavaşça dönüp o bomba cümleyi söyledim, ''koş ısınırhahahha yalanın sonunu getiremiyorum. kız üşüyorum dese komple okulu yakarım ısınsın diye amk öyle naçar durumdayım.

  • insan yaşamına uygun olmayan ancak cesur kaşif ve bilim adamlarının veri elde etmeyi başardığı yerlerdir. listelenen yerlerde normal termometreler ile ölçüm yapma imkanı yoktur. cildiniz korunmasız olarak maruz kalırsa dakikalar içerisinde donacak ve nefes verirken çıkan damlacıklar saniyesinde kristalleşecektir.

    pek çok iklim araştırması, jeoloji, astronomi ve biyotıp çalışması bu zorlu koşullarda başarıya ulaşmıştır.

    1) dome fuji, antarktika (-93.2°c)

    görsel
    ağustos 2010'da landsat 8 uydusu aracılığı ile -93.2°c ölçümü yapılmış ve dünyanın en soğuk yeri listesinde zirveye oturmuştur. bölgede sıcaklık nadiren -30°c üzerine çıksa da insanlar burada çalışma yollarını bulmuştur.

    1995 yılında dome fuji istasyonu kurulmuş ve 720.000 yıllık paleoiklim tarihini inceleme imkanı sınmıştur.

    2) vostok araştırma istasyonu, antarktika (-89.2°c)

    görsel
    temmuz 1983'de kaydedilen -89.2°c'lık sıcaklık 2010 yılında dome fuji ölçümüne kadar dünyanın en soğuk yeri olarak anılmasını sağlamıştır.

    burası dünyanın en soğuk ikinci yeri olmasının yanı sıra dünyanın en güneşli yeri olarak da bilinir. aralık ayında 22 saat boyunca güneş almaktadır. yıllık ortalama olarak en düşük sıcaklıkların ölçümlendiği hava istasyonudur.

    araştırma istasyonu 1957 yılında sovyetler birliği tarafından kurulmuş, buzun altında gizlenen devasa bir göl olan vostok gölü'nü keşfetmişlerdir. burada dünyanın kalanı ile bağlantısı olmadan var olan mikrop ve çok hücreli organizma ekosistemi keşfetmişlerdir.

    not: istasyon hakkında microsoftun cortanasi nickli suser'ın paylaştığı* bir bilgi:

    "buranın geçmişte tuhaf bir hikayesi var. bu istasyonda satranç oynamak yasaklanmış. çünkü 1959 yılında istasyondaki 2 bilim adamı satranç oynamışlar. kaybeden ise baltayla rakibini öldürmüş. kaynak"

    3) amundsen-scott güney kutbu istasyonu, antarktika (-82.8°c)
    (amundsen scott south pole station)

    görsel
    haziran 1982 yılında ölçülen -82.8°c'lık sıcaklık ile dünyanın en soğuk üçüncü yeri olarak tescillenmiştir. araştırma istasyonunda ortalama 150 bilim insanı görev almaktadır. istasyonda senede sadece 1 gün doğumu ve sadece 1 gün batımı gerçekleşmektedir.

    1956 yılında abd tarafında kurulan istasyonda nötrino araştırmalarından, biyomedikal çalışmalara ve güney kutbu teleskobu ile kozmik mikrodalga arkaplan ışıması çalışmalarına kadar yapılmaktadır.

    4) dome argus, antarktika platosu (-82.5°c)

    görsel
    bölgede 2005 yılında yapılan -82.5°c'lik ölçüm ile dünyadaki en soğuk 4. yer olarak tescillense de bilim insanları daha soğuk yerler bulmak için yaptıkları kızılötesi tarama ile buranın -90°c/-98°c derece sıcaklıkların ölçülebileceği kanısına varmıştır. henüz birinciliği tescilleyecek ölçümler yapılmasa da dünyanın en soğuk yeri olacağına inanılmaktadır.

    bölgenin optik astronomik gözlem için en uygun yerlerden biri olduğuna inanılmaktadır. (kaynak)

    5) denali, alaska (-73.8°c)

    görsel
    kuzey amerika'daki en yüksek dağ zirvesi ve dağcılık cennetidir. zirveye yakın bir yerde inşa edilen hava istasyonu 2003 yılında -73.8°c'lık ölçüm yaparak amerika birleşik devletleri'nde yapılmış en düşük hava sıcaklığını kaydetmiştir.

    dağ önceleri mckinley dağı olarak bilinse de abd hükümeti bölgede yaşayan yerel halkın kullandığı ismi resmi olarak kabul etmiştir.

    6) verhoyansk, rusya (-69.8°c)

    kuzey kutup dairesi'nde yer alan bu rus kasabasında yaklaşık 1.000 kişi yaşamaktadır. yaz ve kış ayları arasında kaydedilen en büyük sıcaklık farklarının bazıları buraya aittir. bölgede yazları 30°c'ın üzerinde sıcaklıklar görülmektedir.

    7) klinck araştırma merkezi (summit camp), grönland (-69.4°c)

    görsel
    devasa buz tabakası arasında oldukça zorlu koşullarla başa çıkılarak kurulan araştırma istasyonu, kuzey yarımküre'deki en aşırı koşulların bazılarını kaydetmiştir. istasyon, kuru ve soğuk karasal iklimin yoğun etkilerine maruz kalan buz tabakasının en yüksek noktasına yakın bir alana kurulmuştur.

    8) oymyakon, rusya (-67.8°c)

    görsel
    1000 kişiden az kişinin yaşadığı bölge, kalıcı olarak yerleşimin bulunduğu en soğuk yerlerden biri olarak anılmaktadır. kışın tamamen donan bölgede okullar hava sıcaklığı -55°c'ın altına düşmediği sürece eğitime devam etmektedir.

    9) north ice araştırma merkezi, grönland (-66.1°c)

    görsel
    1952 yılında kurulmuştur. askeri uçaklarla malzeme ve erzak bırakılma imkanından önce sadece köpeklerin çektiği kızaklarla ulaşılabilen araştırma istasyonunda 1954 yılında yapılan sıcaklık ölçümü o zamanlar için kaydedilen en düşük sıcaklıktır.

    istasyonda jeoloji, sismoloji, fizyoloji ve buzul bilimini* çalışmaları yapılmaktadır.

    10) snag, yukon, kanada (-62.7°c)

    terkedilmiş bir köy olan snag'de 1940'larda -62.7°c'lık bir ölçüm yapılmış ve bu ölçüm köyü dünyanın en soğuk 10. yeri olarak tescillemiştir.

    11) silivri (silivri cezaevi), türkiye

    görsel

    burada herhangi bir zamanda, herhangi bir sıcaklık ölçümü yapılmamış olsa da sürekli olarak "silivri soğuktur şimdi" denerek anılmaktadır. herhangi bir araştırmanın, bilim dalının merkezi olmadığı halde arada sırada türk profesörlerinin uğramak zorunda kalması ile bilinir.

    kaynak: bbc science focus
    görseller: wikipedi

  • şu anda gerçekten isteyeceğim şey. annem babam sağ, henüz hiç kimse ölmemiş, henüz kötülük bu ülkenin başına bu kadar sirayet etmemiş...

  • bu ifadeyi tarif etmeye kelimelerim yetmiyor. sadece olaya psikolojik olarak bakacağım. bu yangının insanlarda, özellikle çocuklarda bıraktığı travmalar, yaralar kolay silinmeyecek. kocaeli depreminden sonra ev verildi. ama o dönem orada olanların kulağından yardım edin çığlıkları hala gitmiyor. kapıyı sert çarpsan deprem zannediyorlar.

    psikoloji diye bir bilim var ve travma, travma sonrası stres bozukluğu gibi kavramları bilmelerini beklemiyorum. ama lütfen yorumun da, cehaletin de bokunu çıkarmasınlar.

  • gördüğüm resimlerinde kafasında bi kfc kutusu ve suratında bir maske var, sürüyle albüm çıkartıyor ve bu yaptığı işlerin copy-paste olduğu izlenimini uyandırıyor. bu kadar çok albüm çıkaran bir de bir rus abi vardı, grubunun ismi senmuth'tu galiba. hatta o yılda 50-60 falan albüm çıkarabiliyordu yanlış hatırlamıyorsam. bu kadar albüm çıkarmanın müzikal olarak bir şey ifade etmediğini düşünüyorum, daha bi ince elenmeli sık dokunmalı bence...

    ama herşeyin ötesinde soothsayer gibi, untitled serisi gibi öyle acayip öyle muhteşem besteleri var ve öyle muhteşem çalıyor ki insan bu adamın çaldığı herşeyi hemen dinlemek istiyor. gitar seven, gitarist seven her müzikseverin kıyısından köşesinden bir çalışmasını dinlemesi şart, benim gibi yılda 20 albüm mü olur lan manyak deyip uzak durmayın! en azından 3-4 cd lik best of setleri var onlar mutlaka bir dişlenmeli bence. bu satırları okuyorsa kendisine de bir çift lafım var:arkadaşın sen o kfc kutusun içinden ne görüyorsun, nasıl bir kafa bu? manyak mısın nesin? yanlız imaj işini bi daha düşün derim. bi de yılda sadece bir albüm çıkarsan her albümün best of olur, piyasada adam bırakmazsın, dünya barışı bile çok uzak bir ihtimal olarak gözükmez, dediklerimi bi düşün derim.

    edit: pike tan pike a gezer oldum. senden başka gitaristi dinleyemez, keyif alamaz oldum. her albümünü her şarkını dinlemek için uyumaz oldum, kafamda kfc kutusu gezer oldum. arkadaş sen ne muhteşem bir sanatçısın. olamaz böyle birşey.