hesabın var mı? giriş yap

  • geçen sene yeni yıl projeleri ile uğraşırken şirketin 450,000 satırdan ibaret bir yıllık muhasebe kayıtlarını tek bir hamlede sildim.
    ne yapalım ne edelim derken günlük yedekten bilgileri geri almaya karar verdim; bu sefer de bilgileri 2000 yılı kayıtlarının üzerine alıp onları da temizledim. birileri durdurmasaydı 1995'e kadar tüm kayıtları silip şirketi de ateşe verecektim; olmadı.

  • dalgın müsterinin duragı kacırdıgını anladıgında,heyecanlanarak telaslı bir bir sekilde minibüs söförüne;
    -pardon söför bey müsait bir yerde iner misiniz?
    diyerek sorması ve akabinde söförün ayar veren cevabı;
    -niye abla sen mi sürecen
    demesiyle ablanın yasadıgı dumur,iste budur.

  • çok sevdiğim bir sahaf abimin dükkanındayız, içeriye bir adam girdi, belli ki kitapların dünyasına uzak birisi.

    adam: sizde ne tarz kitaplar var?
    sahaf: (raflara bakarak) bu tarz kitaplar var.

  • napacağız?

    araba pahalı araba alma,
    ev kiraları uçtu eve çıkma,
    iphone pahalı iphone alma,
    et uçmuş, yumurta uçmuş onları da yeme,
    euro uçtu yurtdışında tatil yapma,
    bilgisayarlar pahalı, ekran kartı uçmuş oyun oynama,
    giyim markalarının fiyatları uçmuş onları da giyme,
    ayakkabı alan kerizdir.

    napacağız kolumuza serum bağlatıp acilde mi yatacağız 7 gün 24 saat.
    alacak abicim, cebinde 5 kuruş para kalmayan adam bile gidip istiyorsa iphone da alacak, araba taksidine de girecek.

    çünkü 1 defa yaşıyorsun, canının istediği hiç ama hiçbir şeyi yapamayacaksan niye yaşarsın. o enayilik, bu enayilik.

    ne istiyorsunuz? haftanın 5 günü 6 günü, günde 8-10 saat çalışan insanlar yukardakilerin hiçbirini yapmayacaksa ne için yaşayacak?

  • kendisini beğenmeyenler emin olun ki demet akalın'ı değil, ceylan'ın cover'ladığı şarkıların gerçek sahiplerini dinlemeyi tercih ediyorlar. abartılı tarz ve vokallerini "cool" bulabiliyorsanız da geçmiş olsun, yüzünüzü bir yıkayın.

  • kameraya ceken ve ardindan da motorcuyu savunan adama helal olsun. gunumuzde sadece polise karsi birini/birseyi savunmak bile basli basina yigitlik ve cesaret gostergesidir

  • zhou'nun kazası ve halo meselesi sıcak gündemken bu konuda 27 yıllık f1 seyircisi olarak ben de halo ve f1'deki güvenlik konularında eyyorlamak istiyorum.

    başlıkta halo yokken ne oluyordu diye sorulmuş. öyleyse nürburgring'de koşulan 1999 avrupa gp'de pedro diniz'in yaptığı kazanın videosuyla örneğini göstereyim. görsel görsel görsel
    pedro diniz'i o gün allah korumuştu. 2002'de sauber'in kullandığı 2003'de zorunlu olan hans sistemi diniz'in üzerinde olsaydı o gün o kazada ölecekti. hatta villeneuve bu sisteme bu nedenle ilk başta çok karşı çıkmıştı. peki hans kötü bir sistem mi? kesinlikle hayır. sadece f1 araçlarının pilotun kafası açıkta bırakan kısmına bir çözüm düşünülerek halo ya da benzeriyle kullanılmalı.

    üstelik sadece halo meselesi de değil. kazalı araç traktörlerle kaldırılırken yarışın tam gaz koşmasının ne kadar tehlikeli olduğunu ingiliz tv yorumcusu eski f1 pilotu martin brundle 1998 yılında şu şekilde dile getiriyordu.
    "ne zaman pist üstünde bir john deere* görsem dehşete kapılırım. eğer o araç oraya sürüklenebiliyorsa diğer araçlar da sürüklenebilir. bir gün araçlardan biri o traktörün altına girecek" diyordu.
    peki kendisi müneccim mi? hayır tabii ki de. 1994 japonya gp 'de bizzat kendisi de yağmur altında tam gaz koşulan yarışta morbidelli'nin aracına müdahale eden görevliyi ezip ağır yaraladı.

    bugün yağış oldu mu yarışların durmasına sinir oluyoruz, ya da pistin kenarında araba durdu diye safety car çıkıyor, sevdiğiniz pilotun yarışı berbat oluyor dün leclerc'e olduğu gibi. hatta ben de diyordum eski pilotlar saf delikanlıydı, şimdikiler süt çocuğu diye. ancak eskiden de yarışlar böyle can güvenliği olmadan koşuluyormuş. can onların canı sonuçta. gridde jules bianchi'nin ölümünden en çok etkilenen kişi olan charles leclerc'in şampiyonluğuna mal olmuş olsa bile ocon yolda kalınca safety car çıkmasına itiraz ettiğini sanmıyorum. sizler de artık bu olayları f1'in doğal bir parçası olarak kabul edin. bunlar zamanında düşünülmüş olsa jules bianchi bugün belki de hayatta olacaktı.

    peki konumuz haloya geri dönelim. kendisi ideal çözüm mü. bence hayır. halen daha zayıf noktaları var. bu nedenle halo hayat kurtardı diye övmek yerine daha iyisi nasıl olur diye düşünmek lazım. o nedenle benim gözümde halo tartışması bitmemeli.

    2009 macaristan gp 'de felipe massa'nın geçirdiği kazanın benzeriyse halo ile de yaşanabilir. massa bu kazadan sonra ölebilir ya da eski takım arkadaşı michael schumacher'in kayak kazası sonrası konumuna düşebilirdi. massa kaza öncesi şampiyonluk kovalayan bir pilotken sonradan asla eski formuna kavuşamadı. kariyeri bana göre erken bitti. görsel bu nedenle halo, hiç koruma olmamasına kıyasla iyidir ancak ideal çözüm için bana kalırsa halo + aeroscreen şeklinde bir çözüm gerekli. görsel

    neticede aytron senna'nın ölümünden sonra alınan güvenlik önlemleri vs. derken f1 rehavete kapıldı, göz göre göre gelen kaza sinyallerini görmezden geldi. şansla atlatılan kazalardan sonra modern f1 araçları çok güvenli denildi ve neticede jules bianchi aramızda artık yok. bugünkü kazadan da ders çıkarmak lazım. halo yine hayat kurtardı diye kolaycılık yapmak yerine önlem almak lazım.

    - startta sert ve yumuşak hamurla kalkan araçlar yüzünden oluşan büyük hız farkları ve kaosun önüne geçmek gerek. tamam strateji falan önemli ama güvenli değil işte. çaresi herkes tek tip lastik kullansın olmamalı ama bir şeyler düşünülmeli.
    - tekerlek temaslarında araçların takla atmasını önleyici bir formül gerek. bunu ön arka tekerlerin boyutlarıyla mı yaparlar, arka darbe emici düzeneğini uzatıp teker temasını engelleyici koruyucu bir parça mı eklerler bilmiyorum ancak bu da çok tehlikeli bir durum.
    - lastik bariyerlerin yüksekliği de gözden geçirilmeli. ne olursa olsun araç bariyerleri aşıp tel örgüler ile bariyerlerin arasına sıkışmamalı. başka bir pist ve virajda o araç tel örgülerin ötesine uçup seyircileri de öldürebilirdi. bu kazadan çıkartılması gereken çok ders var. f1'in çok ödevi var. çok uzun yazdım. sadeleştirebilirdim ama vaktim kısıtlı o nedenle kusura bakmayın diyerek entryimi sonlandırıyorum.