• yaz geliyor ve yine cocukluk ve baba ile ilintili mutlu olunan seyler aklima geldi bak.

    basliga donersek; uzak ara karpuz bu benim icin. koltugunun altina konuslandirdigi karpuzla eve girer ve sadece ben degil tum ev ahalisi mutlu olurdu. yemek sonrasi karpuz vardi. soguk, soguk. tatli tatli. mis. ozlendi. hem de cok. cocukluk gibi...

    edit: binlerce (evet 2-3 bin var herhalde) baslik actim bu mecrada onlarca yildir ve actigim basligi editlemek prensibim degildir. ender editledigim basliklardan biridir bu baslik. keske bu basligi acmasaydim diye de icimden gecirdim bircok giriyi okudugumda. yitip giden babalara selam olsun. huzur icinde yatsinlar. kalanlara da allah uzun omurler versin. hayat her seye ragmen devam ediyor. acisiyla, tatlisiyla, biriktirilen iyi ya da kotu hatiralariyla ya da biriktirilemeyenlerle. hayat iste, malesef boyle...
  • babamın gelmesi yeterliydi mutlu olmamız için. tam parkın altına gelirdi servis.bir servis dolusu kamuflajlı arasından babama doğru koşup sarılırdık kardeşimle.
  • cola, çekirdek.
  • çocukken babam ayda bir kez iş seyehatine giderdi. dönüşte yoldan pişmaniye alıp gelirdi hep çok severdim.
  • kardeşimle bana her akşam çikolata alır getirirdi. biz erkenden uyuduğumuz için her sabah yastığın başında bulurduk çikolatayı. çikolatanın ne ismini, ne tadını ne de kokusunu hatırlıyorum. sadece uyandığımda onu baş ucumda bulmanın verdiği sevinç kalmış aklımda.
  • oyun alırdı babam bana. playstation 1'im vardı, 99'da almıştık. eve girer, yanıma tebessüm ederek gelirdi. ceketinin iç cebinden bi tomar oyun cd'si çıkarip verirdi. sevincimi anlatamam. hem öyle bi kerelik bir şey de değildi. hemen hemen her cuma böyleydi.
  • (bkz: napoliten çikolata)

    sayet memur cocuguysaniz ufak seylerle mutlu olma hali dogustan eklenen bir ozellik oluyor bunyeye, bu cikolatanin verdigi mutlulugu az sey vermistir dunyada, halen de arada alip eski gunleri yad ederim, nerelerden geldigimi hatirlatir bana.
  • (bkz: tadelle)
  • getirmesede olurdu. kapıdan içeri girdiğinde o çantasını kapı girişine bırakırdı. bende alıp odaya taşırdım. o cantayı her gün getirmesi huzurdu. bu mutlu ederdi beni. kendimi bir bok sanardım.
hesabın var mı? giriş yap