düşün ki ilkokul öğretmenin bunu okuyor

• geçen gün istanbul’a geldiği için facebook’tan 30 kere aramış. en sonda demek unuttun beni özür dilerim yazmış kıyamam.
  
  ama hata yapmaktan korkuyorsam senin yüzünden öğretmenim. kocaman işaret parmağına taktığın o taşlı yüzüğünle kim hata yaparsa ya da dersi dinlemezse kafalarına kafalarına vurdun. bende dahil. sırf bu yüzden gıcığım biraz ama seninle ilgili hatırladığım çok bişey yok nedense.
• sınıftaki çocukların ailelerinin siyasi görüşünü anlamak için evde hangi gazeteyi okuyorsunuz diye sormuştun.eh dönem icabı ben de bunun söylenmemesi gerektiğini biliyordum tabi :)
  - biz gazete almıyoruz öğretmenim.
• okuldayken öğrencilerine haksızlık olmasın diye en az beni severdin ama eve geldiğimizde tekrar annem olurdun. bunun için teşekkür ederim.
• öldü pezevenk arkasından konuşmak istemiyorum.
  (bkz: lol)
• “hayatta ne kaybedersen aceleciliğinden kaybedeceksin, acele etme” demiştin ya bana, bu lafını her unuttuğumda duvara tosladım. hatırladığım zamanlarda ise çok işime yaradı.
  öğrettiğin her bilgi çok değerli ancak bu öğütün benim için paha biçilemez değerde.
  senin gibi öğrencisinin her huyunu bu kadar iyi anlayabilen kaç öğretmen vardır ki?
  bunu okuyamayacağını biliyorum ama gene de teşekkür ederim sabiha hanım, nur içinde yat.
• 10 yaşındaki çocukları eziklemekle annelerini aşağılamakla ne geçti eline? veli toplantısına makyajlı gelen iki üç anneyi överken kullandığın “insan gibi gelmişler” sözün diğer çocukların kalbini kırmış mıdır diye düşündün mü? “bilmem hangi sınıfın öğrencileri öğretmenlerine para toplayıp altın saat aldı siz bana abuk subuk mefruşatlar almışsınız, hepsini kapıcıya verdim” dediğinde ne düşünmüştür o 10 yaşındaki bebeler hiç düşündün mü? yaşıyor musun bilmiyorum. umarım pişmanlık hissetmişsindir.
• tanışmamızın üzerinden 27 yıl geçti öğretmenim. askerlik fotomun altına "canım oğlum aslan gibisin" yazdınız, üniversite fotomun altına "başarılar" yazdınız, çocuklarımın fotosunu paylaştım "maşallah nasıl güzeller" ....
  
  şimdi yanımda olamasanız da sizin elinizde, gözünüzün önünde büyüdüm. ton ton bir nine olmanıza rağmen hala sevgi dolu, atatürkçü, düşünebilen, fikri hür vicdanı hür yeni nesiller yetiştiriyorsunuz. hala onlarca çocuğun yoluna ışık tutuyorsunuz.
  
  keşke imkanım olsa da çocuklarıma da siz öğretmenlik yapabilseniz...
  
  ellerinizden öpüyorum. ılkokul günlerimi güzel bir anıya çevirdiğiniz için çok çok teşekkür ederim.
  
  ıyi ki sizi tanımışım.
• keşke ellerinden öpseydim ama senin o gülen yüzüne bakacak yüzüm yoktu. hem kendime hem hayatıma ihanet etmiştim. geçtiğimiz sene bu dünyadan gitmişsin. özür dilerim öğretmenim. başarılı olamadım. ama teşekkür ederim, insan olmaktan ayrılmamayı öğrettiğin için.
• ödev yapmadığımda birçok kez kulağımı çektiğini hatırlıyorum, o dönemde çok rahatsız olurdum ancak bugün birileri kulağımı çekse de yerine getirmek konusunda hayli zorlandığım sorumluluklarımda bir kamçı görevi görse diyorum.
• hocam biliyor musun? yıllar önce senden nefret ederdim ama fark ettim ki artık sana karşı bir nefret bile kalmamış içimde. bana attığın dayakları bütün okul biliyordu. o yüzden okulda adım "dayak yiyen çocuk" olarak çıkmıştı. beni bu isimle tanımayan yoktu. elimde az cetvel kırılmadı. bir seferinde de kulağımdan tutup tahtaya defalarca kafamı vurmuştun ve yan sınıfın öğretmeni ne oluyor diye bakmaya gelmişti. o gün kulağım kopacak sandım ve çantama gömülüp ağlamıştım. o kadar kötü bir insandın sen. biliyordun neden yaramaz olduğumu. biliyordun travmalarım olduğunu ama görmezlikten geldin. aynı zamanda zeki olduğumu da biliyordun. istesem yapabileceğimi de biliyordun ama bana ayıracak vaktin yoktu. sen sadece dövmeyi bilirdin. ben ilkokuldan ortaokula geçince beyin kanaması geçirdin. ziyaretine bile gelmemiştim. yıllar sonra fark ettim ki herkes ettiğini bir şekilde de olsa çekiyor. bundan sende kurtulamadın. tam 10 yıl önce seninle karşılaştık. köpeğini gezdiriyordun. yüzüme bile bakamadın. bana "zamanında bizimde hatalarımız oldu affet" dedin. o an içimden gülmüştüm biliyor musun. ne kadar da komik bir teselli demiştim. ama o an anladım. senden artık nefret etmiyordum. bana yaptıklarını , bana yaşattıklarını , kendi travamalarım yetmezmiş gibi senin oluşturduklarının acısını ömrünün sonuna kadar özür dilesen affettiremezsin. seninle elbet başka bir yerde bir daha hesaplaşacağız. o zamana kadar görüşmek dileğiyle , kendine iyi bak.