recep tayyip erdoğan

• kendisini dünyadan soyutlaması lazım. samimiyetle söylüyorum gidişatı hayra alamet değil.
  
  -adam hakkında iki kelam edeceğim ama korkuyorum lan, düşünce özgürlüğünün içine edildi demek ki.
  
  -zamanında kendisine antipati beslemiyor, bazı icraatlarını taktir ediyordum. ünlü balkon konuşmasından 1 sene sonrasına kadar.
  
  -bu coğrafyanın her adamı gibi statüyü kaldıramadı, daha çok istedi, gereksizce fazla saygı bekledi, devletin ona verdiği ayrıcalıkları suistimal edip çıkar sağladı, yakınlarını da faydalandırdı. daha çok güç için toplumu ikiye bölmekten çekinmedi; biz ve bize karşı olanlar. biz derken kendinden hep türkiye diye bahsetti, diğerleri vatansız gibi.
  
  -icraatları aslında içindeki duyguları bir bir ortaya çıkardı;
  önce erk sahiplerine vurdu; askerler, doktorlar, yargı organları, gazeteciler.
  sonra orta sınıfı memur, esnafı vurdu.
  son dönemde de nedense alt gelire antipatisi var, ayağında dikiş olup yürüyemeyen, çalışamayan benden 213 lira haraç kesti mesela.
  bu icraatları şöyle açıklayabiliriz; erk sahiplerine kafayı taktığında kendini güçsüz, bir o kadar da saldırılara açık görüyordu.
  alt sınıfla kafayı bozduğunda ise, "koskoca cumhurbaşkanı geçiyor sigara içmeye devam ediyor" diyecek kadar gücüne hayran, hastalıklı derecede.
  
  -her şeyi geçtim, bu kadar koltuk sevdasını, elinde kutsal kitabımız halkın duygularına oynamasını, halkı aptal yerine koymasını anlamıyorum. bu kadar hırs olmamalı bir insanda.
  icraatının tam tersini yaptık diyebiliyor bir de. yazının başında "dinlenmeli, soyutlanmalı" dememin nedeni biraz da bu.
  
  not: geçende konuşmuş ya, ben %52 ile buradayım, devletin parasıyla benim miting yapmak hakkım diye.
  halk gerizekalı ya zaten, neyin propagandasını yaptığını bilmiyor sanki. o organizasyonda 1 kuruş hakkım varsa haram olsun.