154 entry daha
  • şiirin miadı dolmadı, içimizdeki müzik öldü. şiir şarkılarda yaşıyor.
  • geçenlerde bir başlık vardı şiirin gereksiz olduğuna dair. başlığı tam olarak hatırlamıyorum o yüzden bu başlığa geldim. neyse başlıktan ziyade ilgimi daha çok çeken bir şey vardı. bir edebiyat öğretmeninin başlığı doğrular nitelikte girmiş olduğu entry. onu okurken epey şaşırmıştım ancak yeni nesil bir öğretmen olduğunu düşünüp kızamamıştım. neyse şimdi asıl konumuza gelelim…

    insan her zaman teknolojik bir varlık olmuştur. yazının icadından görünmez parçacıkların çarpışmasını kaydetmemize olanak tanıyan cihazlara kadar, binlerce yıldır giderek daha fazla araç, cihaz ve icatla kendi gerçekliğimize aracılık ediyoruz. gerçeklikle aramıza ne kadar çok cihaz koyarsak, gerçeklikten o kadar uzaklaşıyoruz ya da gerçeklik bizden uzaklaşıyor. oysa her fiziksel ya da astrofiziksel keşifle birlikte gelen ifadeler hep şu dildedir: "evreni anlama konusunda ilerledik." (:

    dünyada herhangi biri, evreni yaratılış kitabından, yunan demokritos'tan ya da romalı lucretius'tan daha iyi anladığını söyleyebilir mi? evrende neden hiçlik yerine bir şeyin var olduğunu, sevdiğiniz kişinin sabah evden çıkıp akşam ölüm haberinin gelmesini, sonsuzluğun ne anlama geldiğini, evrenin nasıl göründüğünü vb. bugün daha iyi anlayan var mı? kendisini zaman ve mekân gibi kategoriler aracılığıyla algılayan duyularımız dışında anlayan biri var mı?

    evet, bilim, muhteşem bir insan alanıdır ve yaşamlarımız için kritik öneme sahiptir, ancak yıllar geçtikçe bilime haksız bir ağırlık verdiğimizi ve evreni anlamamızdaki ilerlemenin esas olarak ruhun içini işaret eden teleskoplarla mümkün olduğunu unuttuğumuzu düşünüyorum.

    düşünün! sonsuzluk ne anlama geliyor?

    evrenin internetteki fotoğraflarına bakın! örneğin james webb tarafından fotoğraflanan bu görsele bakın. ben böyle fotoğraflara baktıktan sonra kendimi düşünüyorum. ellerime, bulunduğum odaya, masadaki suya, penceremdeki saksıya bakıyorum; sonuçta, baktığımız tek şey evrenin başlangıcına bir bakış, eğer bu kullanılabilecek bir terimse -çünkü var olan tüm madde o zamandan beri var olmuştur. içimden "sonsuza kadar" demek geliyor ama bu tartışmanın amacı açısından "big bang'den beri" diyoruz. neyse… evrene bakmak kendimize bakmaktır. o efsanevi andaki tüm parçacıklar içimizde. bizi oluşturan her şey milyarlarca yıl öncesinden beri var. ünlü bir hermetik metinde söylendiği gibi, "yukarıdaki nasılsa, aşağıdaki de öyledir.".

    ne var aşağıda? ormandaki küçük bir göletin tüm evreni yansıttığı ve hangisinin kaynak hangisinin yansıma olduğunu anlayamadığımız van gogh tablolarının ya da sapho, arhilohos, teoslu şair anakreon ve birçoklarının şiirlerindeki evren mi? sokrates olmasaydı? platon, aristo ve diğerleri? evrenin büyük sorularına yanıt aramak ne kadar mümkün olacaktı?

    yani evet, bu teknolojiler hayal gücünü ateşleyebilir ve bize uzay ile atom altı uzay arasındaki spektrumdaki yerimizi gösterebilir ancak bilimsel keşifleri insan ruhuyla ilişkilendirmek için daha fazla şair ve sanatçıya ihtiyacımız olan yer de tam burasıdır. belki de her bilim ajansının halkla ilişkiler kadrosunda bir filozofa veya bir şaire ihtiyacı vardır. bu şekilde, ne olduğunu veya neden iyi olduğunu tam olarak anlamasak bile, kelimelerin ve görsellerin arkasında bir şeyler anlayabiliriz.

    mesela m.ö. 1. yüzyılda, homo sapiens türünden lucretius adlı bir primat, her şeyin, miktarı değişmeyen, fakat hangi şeylerden oluştuğu görülmeyen, sonsuz madde parçacıklarından oluştuğunu anlatan bir şiir yazmıştır. iki bin yıl sonra, aynı türün diğer primatları, zaten sadece bir hipotez olarak var olan parçacıkları, bu parçacıkları birbirlerine fırlatarak ölçüyorlar. (: diğer bir örnek, mö 5. yüzyılda demokritos atomlardan bahsetmiştir ve şairler her zaman içerideki sonsuz bedeni, dışarıdaki sonsuz uzayı ve aralarındaki ilişkiyi şiirle tanımlamışlardır.

    özetle şiir ve resim yapmak bizi evrenle birleştiren deneyimlere yönelik duyarlılığın oluşmasına rehberlik eder. şiir olmadan, varoluşumuza dair bilgece bir vizyon geliştirmek çok zor, hatta imkânsızdır
  • ahengin ve zerafetin olmadığı çağda yaşamaz şiir.
hesabın var mı? giriş yap