hesabın var mı? giriş yap

  • tarih konusunda sıkça sıçan bir trollün yeni yumurtlaması.

    1- 19 mayıs'ı atatürk bayram ilan etmiş.

    19 mayıs'ın bayram olma önerisi ilk kez 1936'da yani 1919'dan 17 yıl sonra beşiktaş jimnastik kulübü' adına kulüp kurucularından ahmet fetgeri aşeni tarafından önerildi, 20 haziran 1938'de bayram olarak yasalaştı. ayrıca ilk yasalaştığında adı gençlik ve spor bayramı'ydı, atatürk'ü anma kısmı 1981'de eklendi.

    başlığın dayandığı teori çöktü ama yinede devam edeyim.

    2- kurtuluş savaşı'nda ege'nin bir kısmını kurtarmak dışında başarı yokmuş.

    yeni kurulan sovyetlerle anlaşarak silah ve cephane alan, doğu'yu ermeni işgalinden kurtaran kazım karabekir'in, güneyde fransızları yenen kuva-yi milliye'nin komutanı olan kişide senin dedendi zaten. italyanlar da çok sıcakmış buralar deyip gittiler. istanbul'a demirleyen ingiliz gemileri vardı hani şu atatürk'ün geldikleri gibi giderler dediği gemiler. ne oldu sonra o gemilere ?

    3- atatürk samsuna çıkmadan önce yurdun dört bir tarafında direniş hareketi başlamış, atatürk bunların üstüne konmuş.

    güneyde ilk direniş 15 aralık 1918'de hatay dörtyol'da, batı'da ise 15 mayıs 1919'da hasan tahsin'n ilk kurşunuyla başlamış. diyelim ki isyanlar çok önce başladı, lan bunları örgütlemek kolay mı ? şimdi bizi yöneten senin dünya liderin dediğin adam 2013 yılında elinde o kadar imkan varken istihbarat alamıyor, şehrin göbeğinde bomba patlatıyorlar. üstüne suçu bizim 30 sene gerimizden gelen suriye'ye atıyor. atatürk'ün karşısında güneş batmayan imparatorluk denilen ingiltere gibi fransa, italya gibi ülkeler vardı. 100 yıl önceden bahsediyoruz. adam telgrafla yurdun dört bir yanını örgütlemiş, komuta etmiş.

    4- atatürk en ufak fırsatı bile değerlendirip, tek adamlığını sağlamlaştırmış.

    vahdettin istanbul'da sarayında oturup ingilizlerin kendisi hakkında ne yapacağını düşünürken, enver paşa batum'da harekete geçmek için mustafa kemal'in başarısız olduğu haberini beklerken çok zor olmasa gerek atatürk'ün tek adam olması.

  • daha önce (teleferik yapılmadan öncesi) il özel idaresince işletilen ve 360 derece dönen panoramik salonu ile eşsiz bir manzarada uygun fiyatlı kahvaltı hizmeti sunan tünektepe tesisleri akp'li menderes türel'in ikinci defa büyükşehir belediye başkanı seçilmesinin ardından teleferik yapımı bahanesiyle kapatıldı.
    yeniden açıldığında ise müthiş bir işletme mantığı ile eski dağ yolu ulaşıma kapatılarak tünektepe'ye sadece teleferik ile ulaşım şart koşuldu. eskiden manzaralı yoldan ücretsiz çıkılan işletmeye artık sadece teleferiğe bilet alınıp binilerek çıkılıyordu. ve bu biletler de öyle uygun fiyatlı filan da değil haa.. artık ihale süreci nasıl oldu, kime kaç yolcu garantisi verildi bilemiyoruz. mevzu bahis ak belediyecilik ise gerisi teferruattır çünkü.

    umarız bu konuda yetkili kurum kim ise gereken cezayı keser ve hatta bu deli dumrul köprüsünü kökünden kapatır.

    edit: türel'in ne suçu var diye mesaj atanlar var. müteahhitler bile yaptığı binadan 10 yıl boyunca fenni açıdan sorumlu tutuluyorken başkanlığı döneminde ihalesi ve teslimi yapılan bir tesis nedeniyle büyükşehir belediye başkanı hesap vermelidir.
    ayrıca sonraki başkan muhittin böcek de gerekli denetim ve bakımları ihmal ettiyse mutlaka gereği yapılmalıdır.

    edit2: teleferik sistemleri hakkında teknik bilgi sahibi bir yazarın entrisi (bkz: #163393344)

    edit3: evet, tahmin ettiğimiz gibiymiş. (bkz: #163421341)
    bi kere de bizi şaşırtın bee

  • %50 joker hakkı yerine, seyirciye sorma joker hakkını kullansaydı, şimdi hiç bu kadar sorun yaşamayacaktı.

  • bilmesek bunların bir yakınına sarhoş bi şoför çarpti da öldürdu sanacagımız poz.

  • eddie vedder pearl jam konserlerinde neden yükseklerden atlamayı bu kadar seviyor olabilir?

    eğer konserlerini defalarca izlediyseniz, mutlaka gözünüze şu an irdeleyeceğim konu çarpmıştır. bildiğimiz üzere bu aşırı mütevazi abimiz, konser esnasında çok tehlikeli olmasına rağmen, inanılmaz yüksekliklere tırmanmayı ve seyircinin üzerine hiç düşünmeden atlamayı alışkanlık haline getirmiş. bu konu baya ilgimi çekti ve biraz araştırma yapmak istedim.

    bu tutkusunun pearl jam' den çok daha öncelere dayandığına dair verdiği sayısız demeç var. seyirci olarak çok fazla konsere ve tiyatroya gitmiş. ara verildiği zamanlarda ise her daim yukarıya baktığından, dekorlara tırmanmanın ve seyircilerin üzerine atlamanın ne kadar eğlenceli olacağını düşünmeden edememiş hâliyle.

    kendisi, sahne şovları arasında, sololarda vb grubu beklerken çok sıkıldığını ve zihinsel bir egzersize ihtiyaç duyduğunu, aslında önceleri böyle bir şans yakalamasının imkânsız olduğunu, ama eline geçen ilk fırsatta bunu denediğini ve sanki yıllardır bu anı bekliyormuşçasına heyecanlandığını sıkça anlatır dururmuş. görsel

    "herkesi, benimle beraber anı yaşamaya davet etmek istedim. içimdeki tutkuyu ancak böyle yansıtabilirdim. kimsenin hayatını tehlikeye atmak veya yaralamak istemedim ama şunu da itiraf etmeliyim ki, çoğu zaman da işe yaradı, kimsenin bir yerinin kırıldığına şahit olmadım" demiş :). görsel

    en meşhurunu ise 1992 yılında hollanda' da gerçekleştirilen pinkpop festivali' nde yapmış ve neredeyse ölümden dönmüş.

    özellikle porch şarkısında bu içindeki tutkuyu tamamen dışarı vurmak istemiş. şarkıyı daha önce dinlediyseniz eğer, size yansıttığı duygu, "sadece bir kez hayata geliyoruz ve her an her şey olabilir, o yüzden anın tadını çıkartacağız". zaten pearl jam' i pearl jam yapan şey de size neredeyse tüm şarkılarında bu duyguyu aktarmasıdır diye düşünüyorum.

    kendisini peal jam ile ilk kez sahnede bulduğunda kendisine engel olamamış :). görsel

    burada eddie abimizin en iyi tırmanışlarının derlemesi dahi var! :)

    yetişkin bir sanatçı ve bir baba olarak artık bu fiziksel riskleri almadığından da söz ediyor verdiği demeçlerde. 90' ları bu kadar çekilir kılan, bir çok anımızda bizzat imzası olan birisi için isabetli bir karar olmuş :).

    şuraya da bir best of listesi atarak kapanışı yapalım.

    düzeltme: linkler yenilendi.

  • 20 senedir ssk örnekleri vererek bu dönemi kötüleyenler bir gidin artık.

    hadi o zaman ben sayayım sizin döneminizi.
    suriyeli terörist mülteciler yoktu.
    ülke toprakları araplara peşkeş çekilmemişti.
    tarım ve hayvancılık vardı.
    samanı bile yurtdışından ithal etmiyorduk.
    türk ordusuna fetöcüler doldurulmamıştı.
    kiralar emekli maaşından daha yüksek değildi.
    emekli ikramiyesiyle ev araba alınabiliyordu.
    okullarda andımız okunuyordu.
    türklük ayaklar altına alınmamıştı.
    ingiltere nin çöpü satın alınmiyordu.
    televizyonlarda kaynım bana atladı programları yoktu.
    her yer apaçi rapçi dolu değildi.
    para karşılığı vatandaşlık satılmıyordu.
    devlet kurumlarını tarikatlar yönetmiyordu.
    kağıt, sigara, içki fabrikaları vardı.
    okulu biten gençler yurtdışına kaçmıyordu.
    pkk ile gizli anlaşmalar yapılmıyordu.
    cihatçı örgütler ülkede bomba patlatmıyordu.
    araptaparlık yoktu.
    cuma hutbelerinde atatürk e küfredilmiyordu.
    üniversite bitirmenin bir değeri vardı, diplomalı kasiyerler yoktu.

    edit: bana faili meçhuller demeyin; muhsin yazıcıoğlu, kaşif kozinoğlu, sinan ateş der olayı kapatırım.

  • çok yerinde açıklama. öldürüldü gibi gösterilen şehzadeler ise yurt dışına okumaya gönderildi. ama orada karıya kıza alkole verdiler kendilerini ve geri dönmediler.

    bugün pek çok avrupalı da aslında bu şehzadelerin torunu.

    ayrıca osmanlı'da hiç taht kavgası da yaşanmamıştır. şakacıktan onlar hep, gavur kafir ülkeleri yanıltmak için.