2 entry daha
  • müzik tarihinin en eşsiz sayfaları listelense başa güreşecek hikayelerdendir the rolling thunder revue turnesi.

    pek çok sebebi var bunun. bir kere bob dylan kariyerinde en formda olduğu dönemdedir. sesi en kusursuz halindedir. seyirciyle iletişim halindedir. hatta mutlu bile görünüri yaptığı işten büyük zevk aldığı ortadadır. sanki bu konseptte kendini bulmuştur.

    fakat daha önemlisi 50 küsur yıllık müzik hayatında her biri binbir forma giren parçaları bu turnede en iyi hallerini bulmuştur. it ain't me babe, hard rain, dark as dungeon, lonesome death of hattie carroll ve when i paint my masterpiece'in başı çektiği bu enfes düzenlemeler dylan'ın "yaşayan şarkıları"nın her biri için zirve noktasıdır.

    onun dışında turnenin bir diğer başrolü joan baez de kendi kariyerinin şöhret anlamında olmasa da, sanatsal açıdan zirve noktasındadır. o eski genç kız gitmiş, şarkılara hükmeden, duyguyu seyirciyi hipnotize ederek geçirebilen bambaşka biri gelmiştir.

    ama bu turnenin bilhassa bir new york ayağı var ki, dylan elinde kayıtları da olmasına rağmen ne görüntülü, ne de tümünü sesli olarak yayınladığı için tarihin en iyi konseri olmasına rağmen hak ettiği değeri görememiştir.

    turne içinde adı "night of the hurricane" olarak geçen bu konser, dylan'ı o sıralar yayınladığı hurricane şarkısında hikayesini anlattığı rubin carter için destek gecesidir aynı zamanda. 8 aralık 1975'de madison square garden'da vuku bulmuştur.

    konserin bir yerinde sahneye muhammad ali çıkar. seyirciye muazzam bir konuşma yapar. öyle büyük bir sahne hakimiyeti ve hitabeti vardır ki, yıllar sonra bile neden hala bir kültür ikonu olarak kabul edildiğini kolayca anlarsınız. konserin sürprizi bunlarla da sınırlı değildir. ali sahnedeyken, o sırada hapiste olan rubin "hurricane" carter'a da telefon ile bağlanılır.

    bu new york konserinin katılımcıları arasında, turnenin daimi bir üyesi olmasa da, ara sıra katılan joni mitchell da vardır. hem de nasıl vardır. o eski uzun elbiseler giydiği çiçek kız döneminden çıkmış ve deri ceketler, şapkalarla stilini olduğu kadar müziğini de olgunlaştırmış olan, hejira albümünü çıkaran joni mitchell'dır sahnedeki . o da kendisinin en iyi versiyonu halindedir.

    yine çok bilinmeyen ama o konserde harikalar yaratan ronee blakley vardır mesela kadroda. bir "need a new sun rising" okur ki, msg yıkılır.

    ağır toplar sahneye turnenin konsepti gereği sık sık girip çıkarken, arada roberta flack, t-bone burnett gibi geleceğin efsanelerini dinler seyirci.

    oturup bir bob dylan ya da joan baez konseri dinlemek istediğinizde seçmeniz gereken konser budur işte. ayrı ayrı söyledikleri şarkılar ve düet yaptıkları şarkılarla müzik tarihinin en unutulmaz işlerinden birine imza atmışlardır o turne boyunca, ama bilhassa o gece new york'da.

    bir gün eminim bu konserin tümünün video kaydına da ulaşacağız. kaydı yapılmış bir yerde bekliyor çünkü. scorsesse'nin belgeselinde görüklerimiz ağzımıza çalınan bir parmak bal. o güne kadar soundboard bootlegi ile yetineceğiz çaresiz.

    o konserden birkaç şarkı:

    isis
    never let me go
    sara
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap