• kadınların sadakate aslında değer vermediğini gösteren durumdur. değer verseler aldatan erkekleri asla affetmezler.
  • kadınlar mazoşisttir. kendilerine acı çektirmeyi severler. istisnalar dışında genel durum budur. ayrıca erkeklerinin tercih edilen bir erkek olması onlarda arzu uyandırır. çünkü kadınlar altı boş egolarını tatmin etmek için tercih edildiklerini görmek isterler. aldatan erkek de en nihayetinde onu tercih etmiş gibi görünür onlar için.

    kadınların kahir ekseriyeti ne istediğini bilmez. hayatı boyunca bu debelenmeyle yaşar. doğadaki erkek kadın rollerine riayet etmeyen hiçbir kadın mutlu olamaz. arayışı hiçbir zaman bitmeyecektir. bu yüzden de aldatmanın da yok saymanın da onlar için kavramsal anlamı zaman içerisinde muhatabı ve çevresel faktörler ile birlikte değişkenlik gösterecektir.

    kadınlar tutarsızdır.

    erkeklere vereceğim bir tavsiye bırakayım. hayatınıza girmiş hiçbir kadına ikinci bir şans vermeyin. hiçbir şey eskisi olmayacak ya da eskisinden daha iyi olmayacak.

    daima önünüze bakın, keyif alın ve doğadaki kadın rolüne sahip gerçek bir kadın ile birlikte olduğunuz vakte kadar sabırla bekleyin. erkeğiyle sidik yarıştıran, eşitlik iddiasında olan, "erkek arkadaşları" olan bir kadınla sadece ara sıra cinsellik için görüşün. tercihlerini gerçekten bir kadın olup kendi yuvasını kurmak için mücadele eden ve itaat eden kadınlardan yana kullanan erkekler, onlara gereken özveriyi gösterin. kaybetmeyin.
  • eğer ilişkilerinin üçüncü ayında aldatsaydı muhtemelen hiç affetmeyecekti ama uzun bi ilişkinin/evlilik sürecinin aldatması farklı. çünkü insanlar onca emeği ha deyince görmezden gelemiyor, çoğu kadın dağdan gelip bağdakini kovmaya çalışan öteki kadına da, onca emeği, yaşanmışlığı yok sayan adama da kinleniyor. içi yansa da affettim dediği şey boşanmamak sadece.
    zaten çoğu erkek de aldattığımı duyar ve terk ederse diye köpek gibi korkuyor, böyle bi ihtimalin varlığında alayı eşine dönüyor.
    şartlar böyleyken bence anlaşılabilecek bi şey, sadakate değer vermediğinden değil, vermese kendisi aldatır zaten.
    ha bi laf vardır yanlış trene bindiysen gelecek ilk durakta in diye fakat herkes ne yapıyorsa doğrudur işte.
  • (bkz: kadınların orospu çocuklarından hoşlanması)
  • bulunan yaş , içinde olduğun dönem , kariyerin ve statüye göre affedilip affedilmeyeceği şekillenen duygu durum ifadesi.

    arkasına dönüp bakmadan devam eden ilişiğini oracıkta kesen omurgalı kadınlarda var hayatımda böyle bir genelleme duymadım kim yaptı bu tespiti
  • affetmemiştir. güvenli bir liman bulana kadar seni oyalamıştır...
  • (bkz: intikam soğuk yenen bir yemektir)
  • yok öyle bir istatistik, belki de vardır bilemedim ama bende olmadığı kesin
  • aldatma vakalarının her biri kendi içinde değerlendirilmesi gerekir, kişiler, ortam, koşullar, yaş durumları, evlilik süresi vs.
    aldatmayı alışkanlık haline getiren adama tekmeyi basmak gerekir ama münferit hadiseler, acele karar verilmeden değerlendirilmelidir.
    (bkz: bütün genellemeler yanlıştır bu dahil)
  • ben “aldatan” insanları genelde affetmem; kafama yerleşir yani bu insan sahtekar diye.

    çünkü aldatmak, sadece cinsel bir birlikteliği değil herhangi bir şeyi gizlemek, yalan söyleyip oyunlar oynamak demek. dolandırıcıları da, trolleri de sevmem, hepsi sahtekarlık ve ikiyüzlülük çünkü.

    fakat ölene kadar sadece tek bir kişiyle birlikte olacağını iddia etmiyorsa, en başta veya sonradan bir noktada poligami istediğini söylüyorsa, veya başka biriyle yakınlaşınca bunu kendisi açıkça söylüyor ve gizlemiyorsa o aldatma değildir.

    yani kişinin monogam olmaması aldatma değildir; bazı insanlar monogamiye aşırı derecede takıntılı oldukları için bu ikisini bir tutuyorlar. oysa ki tüm insanların çoğunluğu ve hele ki erkeklerin %99'u özünde monogam falan değil. baskı altında veya alternatif olmayınca, ya da birine takıntılı derecede aşık oldukları kısa bir süre boyunca tek eşli olabiliyorlar sadece, geçici olarak.

    bu gerçeği kabul etmek affetme değildir, mantıklı olmaktır.

    en tutkulu aşklar bile zamanla bitiyor, en güzel ilişkiler bile yaşlandıkça monotonlaşıyor. kimse kimseyi tapulu malı olarak görmemelidir. çünkü insanlar karşılarındaki kendilerine öyleymiş gibi davranıp kısıtlamaya çalıştığında sahtekarlığa yönelirler. kimsenin doğasını zorlamayla değiştiremezsiniz.
hesabın var mı? giriş yap