hesabın var mı? giriş yap

  • birleşmiş milletler'e üye 193 ülke var. çok ciddiyim içlerinde bu kadar absürt bir olaya sahip olabilecek tek ülke bile bilmiyorum.

    devlet televizyonu kaçış rotaları önerir, böyle simsarlar gönül işi yapıyoruz diye alkış bekler.

    bugün günlerden cumartesi. mikrofona bu açıklamayı perşembe günü yapmış olsa hakkında işlem yapılacaktı, bugün gurur vesilesi oldu. şu haber zaytung'da olsa hiç şaşırmazdım.

    yüz yıl sonra bile anlatılacak tarihi günler geçiriyoruz.

  • senaryosunu yazdığı dizide bütün kadınları ilk görüşte kendisine aşık olacak şekilde yazmasından, büyük edebi laflar edip sanatçı triplerine girmesine rağmen vücudunu kullanarak para kazanan , lise mezunu tüm yüz estetik , platin saçlı, kendinden 20 -25 yaş küçük bir kadınla ilişki yaşamasından ve kendisini eleştiren herkese tehditvari yaklaşmasından anlaşılacağı üzere. güzel bir pakedin içine girmiş egolu , sığ bir kişilik taşıyordur.

  • denizden çıktıktan sonra şezlonga uzanınca sıcağın etkisiyle az evvel kulağa kaçmış suyun ılık ılık akması.

  • bilim-kurgu dizilerinin şahıdır. belki de dünya üzerinde şimdiye kadar çekilmiş en iyi dizilerden birisidir. stargate sg-1 tamamen bambaşka bir gerçeklik sunar. sizi gerçek dünyadan uzaklaştırıp ya da yakınlaştırarak- burada hangisinin doğru olduğunu bilemedim-, alternatif bir gerçekliğin kapılarını açar. sosyoloji, dinler tarihi, mitler, iskandinav efsaneleri, fizik, uzay gibi kavramları farkına bile varmadan size yavaş yavaş zerketmeye başlar. uzaylıların gerçek olduğu ve evrende bir savaşın sürdüğünü anlatır aslında temel anlamda. iyi ve kötünün savaşıdır bu elbette. bilmediğimiz fizik kanunlarını bize anlatır ve "hım evet bu da böylemiş demek ki" dememizi sağlar. alternatif bir gerçeklik sağladığı için dünya üzerinde yaşanmış ya da mitlerde yaşanmış kavramlar orada bir gerçeklik halini alır. sizi yavaş yavaş sarıp sarmalamaya başlar. asgard ın ne olduğunu öğrenirsiniz, furlingsler ve nox dan haberiniz olur. ittifakın son ve bize en yakın üyesi olan kadimleri keşfedersiniz. evrende bizim bilmediğimiz farklı algılayışa göre şekillenmiş teknolojiler olduğunu keşfedersiniz. her kültürün kendine ait naif özellerini daha net kavrarsınız. aslında diğerleri ile ne kadar aynı olduğumuzu görürüz. diğer ırklarla temel anlamda bir farkımız yoktur. fizyolojik farklılıklarımız iyi ve kötünün algılayış şeklini değiştirmemektedir. iyi ve kötü kavramları tüm galakside ya da evrende hemen hemen aynıdır. dinleri algılayış şekliniz bile değişir çünkü o kadar farklı inanış vardır ki evrende, bunu görmek bile şaşırtıcı olabilmektedir. mısır medeniyetinin ne üzerine şekillendiğini anlarsınız ya da iskandinav mitlerindeki tanrı kavramının neye göre şekillendiğini kavrarsınız. elbette gerçek dünyada işler öyle değildir belki ama stargate evreninde işler öyle yürümektedir. siz de "hayır" demezsiniz.

    stargate in de kendine göre yasaları olduğunu anlarsınız. naquadria nın nasıl bir madde olduğunu size anlatırlar. sürekli farklı gezegenlere gidip yeni uygarlıklar keşfedilir. bazıları ile dostluklar kurulur, bazıları ise her zaman ki gibi düşmandır. stargate sg-1 yemek aralarını süsleyendir artık. o kadar fazla izlemişsinizdir ki, artık gerçeklik farklı bir algı olarak gözünüzde canlanmaktadır. stargate sg-1 ile tanışmam inanılmaz kötü bir döneme rastlamaktadır. hayata dair umutlar azalmıştır. herşey kötü gitmektedir. bir anda stargate hayatınıza girer. günlerce stargate izlenir. her bölümde yeni bir bakış açısı kazanılır. hayata dair, yaşamaya dair yeni yeni duygular filizlenmeye başlar. kopamazsınız. erteleyemezsiniz. bir anda huzur yavaş yavaş size doğru gelmektedir. stargate evreni size bambaşka kapılar açmıştır. sizi daha mutlu ve umutlu bir yere doğru sürüklemiştir. açılış müziğini dinlerken bile huzurla dolduğunuzu hissedersiniz. sizi mutlu hissettiren kavramlardan bir tanesidir stargate. stargate sg-1 biter ve stargate atlantis devam eder. daha sonra ise seriye stargate universe katılır. her dizide farklı bir şeyler yakalarsınız. brad wright diye bir adamın varlığından haberdar olursunuz. tüm fikirler aşağı yukarı bu adamdan çıkmaktadır. daha fazla detayı merak edersiniz. dünya üzerinde asgard ı seven, kadimlerin neler yaptığını merak edenin sadece siz olmadığınızı öğrenirsiniz. stargate in kendine göre bir havası vardır. dünyayı kurtarmak üzereyken bile yapılan espriler inanılmaz eğlencelidir. verilen anlık tepkiler çok gerçekcidir. tamamen gerçek bir dünyadır. bu dünyayı görmek isteyen ve bu dünyada bir süre yaşamak isteyenler için açılmış huzur kapıları gibidir. stargate gibi alternatif bir dünyanın olduğu bir gerçeklik , gerçekten yaşanılabilir olandır. o gerçekliği uzun süre yaşamak adına belli periyotlar ile bu dünyaya dönersiniz. bir daha kopmak istemeseniz de herşeyin bir sonu vardır. stargate de sonlanır ama artık eskisi kadar üzmüyordur. umutsuzluk yerine umut veriyordur. hayatı daha yaşanılabilir kıldıkları için bu evrene ne kadar teşekkür edilse ya da minnet duyulsa azdır sanırım. kötü dönemler herkes için vardır, umuda ulaşmak ise bazılarına bir dizi kadar yakındır.

  • buharlı ve zırhlı gemiler ön plana çıkmadan önce denizlerdeki en güçlü muharip gemi tipidir.

    1800'lü yılların başında donanmaların en güçlü silahları ship of the line olarak isimlendirilen hat gemileriydi. bu gemilerin özelliği 3 veya 4 kat üzerinden oluşan top güvertelerine sahip olması, topların geminin iki tarafına dizilmiş olması ve toplamda 3 adet dev yelken direği ile hareket ettirilmeleriydi. hat gemilerinin bulundurduğu top miktarına göre ebatları değişen modelleri bulunmaktaydı. örneğin 56 top kapasiteli uss constitution, 74 top kapasiteli uss columbus, 100 top kapasiteli hms victory ve 120 top kapasiteli uss pennsylvania gibi dev modellerde karşımıza çıkmaktadır. bu gemilerin gövdeleri her ne kadar tahtadan olsa da bu gemilerin iskeletinin bir kısmı demirdendi ve ağırlıkları 3500 tonu rahatlıkla geçebiliyordu. bu gemilere hat gemisi (ship of the line) denmesinin sebebi ise geminin topları yanlarda olmasından dolayı tüm topların düşmana aynı anda bakabilmesi için gemi çatışma anında mecburen broadside diye tabir edilen tüm yan sülietini göstermek zorunda olmasıydı. işte bu zorunluluktan dolayı bir filodaki tüm gemiler yanlarını (broadside) göstermek için bir çizgi yani hat şeklinde dizilmek (hat formasyonu) zorunda kalıyordu.

    yelkenli dönemi olmasına rağmen bu gemilerin belirli kullanım taktikleri oluyordu. mesela gemiler sürekli sallantıda olduğu için düşman geminin gövdesine ateş edilecekse gemi topun bulunduğu tarafa alçaldığında, eğer yelken direkleri veya yelkenlerine ateş edilecekse yükseldiğinde ateş ediliyordu. günümüzde de kullanıldığı gibi o dönemde de farklı amaçlar için farklı top gülleleri kullanılıyordu. gövdeyi delmek için filmlerde de gördüğümüz ham demirden yapılmış ağır yuvarlak gülleler (solid shot) kullanılıyordu. gövdede büyük delikler açmak için ucuna iki gülle kaynak edilmiş birer metal çubuktan oluşan mermi tipi (bar shot) kullanılıyordu. hedef yelken direkleri ise ucunda yarım gülle bulunan zincirli gülleler (chain shot) kullanılıyordu. düşman mürettebat için ise günümüzde saçma mermi mantığında hazırlanmış içinde 9 adet küçük gülle bulunan bez torbalar (grape shot) kullanılıyordu. bu gemiler muharebe sırasında art arda yüzmek zorundaydı. çünkü manevra kabiliyetleri tamamen rüzgara bağlı ve bununla kısıtlıydı. yanlışlıkla hattan uzaklaşan bir geminin dönüp geri hatta dahil olması rüzgarın elverişsiz olması durumunda imkansızdı.

    ship of the line tipi gemiler kalyon çağının sonundan beri osmanlı askeri litaratüründe bulunmaktaydı. bahsi geçen gemilere osmanlı donanmasında hatt-ı harp gemisi olarak isim verilmiş ve osmanlıca yayınlarda da bu terim ile isimlendirilmişlerdir. kalyon döneminde kalmış ve osmanlı'nın geç döneminde dahi kullanılmayan bazı terimler için katip çelebi'nin tuhfetü'l kibar fi esferü'l bihar isimli eseri bu konuda çok zengin bilgi kaynağı sunmaktadır. osmanlı imparatorluğu içerisinde yerleşik olan bu denizcilik terimleri ile ilgili bazı örnekleri aşağıda sizlerle paylaşmak istiyorum.

    *chain shot : zincir
    *bar shot (silindirik) : peşrev
    *bar shot 2 (dumbbell şeklindeki) : makas
    *solid shot : dane
    *line of ships : alay
    *broadside : üşürmek üşürülmek

    bu gemilerin mücadele ettiği en ünlü muharebelerden birisi 21 ekim 1805 tarihinde gerçekleşen trafalgar deniz muharebesidir. ingiliz donanması sancak gemisi hms victory ile amiral horatio nelson komutasında, fransa ve ispanya koalisyonu donanmasının sancak gemisi bucentaure ile pierre charles silvestre de villeneuve'un yönetimindeki kuvvetlerini yenmiş ve ingiltere avrupanın en büyük deniz gücü konumuna gelmiştir.

    1850' li yıllara gelindiğinde halen ana savaş doktrininin içinde bulunan bu gemiler yelkenli olmalarına rağmen muharebe alanlarına veya gidecekleri noktaya çarklı ve buhar motorlu fırkateynler tarafından çekiliyordu. bu durum öyle bir hale geldi ki artık bu hat gemileri aslında birer römork görevi görmeye başlamıştı. çünkü her yelkenli hat gemisinin birde onu çekecek buhar motorlu bir ekürisi vardı ve bunlarda birbirine atanmıştı. top teknolojisinin gelişerek zaman ayarlı ve patlayıcılı topların ortaya çıkması ( paixhans topu ve dahlgren topu) ile bu gemiler ömürlerini tamamlamış ve ilk zırhlı gemilerin ( la gloire, hms warrior, css virginia ve uss monitor) ortaya çıkmasıyla tamamen ortadan kalkmışlardır.

  • üst edıt 2: bu gibi bir genel salgın durumunda kasa ile üst, üste dağıtılan bu yemek (!) ne kadar sıhhi olabilir, düşünmenizi istiyorum. şehir hastanesi tuzluklar kaldırıp, paketli çatal bıçak kullanırken bu tarz bir metodu düşünememiş midir acaba?

    üst edit: bugün üniversite hastaneleri başhekimı instagram üzerinden açıklama yaptı, aylardır süren bu süreci pandemıye bağladı.

    ve bugün 16 saat çalışan sağlık personeline verilen akşam yemeği,

    akşam yemeği detay

    bir de allah için yemeğe tatlı olarak tahin helvası eklendi.

    yemek genel görüntü

    içinde bulunduğumuz günlerde muhtemelen sağlık personellerine minnet duymayanımız yoktur aşağıda iki görsel paylaşarak durumu açıklamak istiyorum.

    40 yıllık bir tarihe sahip olan erciyes üniversitesi fakülte hastanesi'nin nöbetçi sağlık personeline reva gördüğü yemeği görelim

    erciyes üniversitesi nöbet yemeği

    evet gördüğünüz gibi ekmek arası soğuk kıyma ve meyve suyu. ekmek yenemeyecek kadar kötü.

    dışarıdan bakan biri olarak şunu düşünüyorum, corona vakalarında tüm dünyada çok ciddi bir oranda sağlık personeli virüs kaptı ve hayatını kaybetti. hepimiz #evdekal etiketiyle evde kalırken bu insanların yangının orta yerinde çalışıyorlar ve umarım olmaz ama belki kayıplar verecekler. sokağa çıkıp alkışlayıp, ışıkları söndürüp, minnet gösterileri yaptığımız bu insanların nöbet sırasında karnı bile doymuyor arkadaşlar.

    bakın maske, materyal, ilaç eksikliği demiyorum, hastanede yakınlarınızı emanet ettiğiniz bu insanların bir kısmı işini bile aç karınla yapıyor.

    aşağıdaki gorselde de aynı gün sağlık bakanlığı'na bağlı kayseri şehir hastanesinin menüsü var.

    şehir hastanesi yemeği

    ve mevzuyu sağlık bakanlığı'na getirmek istiyorum ülke çapında bu salgındaki yönetimiyle her kesimden takdir gören sağlık bakanımız fahrettin koca'nın yönetimindeki hastaneye bakın bir de erciyes üniversitesi ve benzeri üniversite hastanelerine.

    bu şartları gördükten sonra alkıslamaktan daha fazlasını yapmak da gerekebilir bu insanlar için. hepsine teşekkürler.