• 15 yil sonra ikinci kez izledigim ve ilk izleyisim kadar beni sarsmis olan basyapittir.

    donem ikinci dunya savasi sonrasi, vietnam oncesi yokluk donemleridir, 1953 senesinde baslar hikaye. mekan; brooklyn'de fakir, genelde italyan asilli iscilerin bulundugu, hayalleri olan bir isci kasabasidir. hikayede mahallenin bickin bile sayilmayacak pic delikanlilari, mahallenin guzel ama sonunda orospusu olmus *, escinseller, travestiler, pezevenkler, sendika olaylari, darmadagan olmus evli cocuk babasi escinsel bir grevci, sefalet, icki, uyusturucu, denizciler, isciler, grev, o doneme, o mahalleye ait ne varsa en gercekci sekilde islenmektedir.

    film siddetlidir,tarafsizdir, elestirmeden oldugu gibi gosterir, tam anlamiyla mahallenin gunluk yasamindan goruntuleri icermektedir. insani sarsar, icine alir ve dahasi dusundurur; filmdeki her karakterin hikayesi aslinda baska bir filmdir cunku. mahallenin kotu yola dusmus ve bir parca sevgi gorunce dagalan ve tum mahalleye veren, onunde sira olmalarina neden olan kizi dusunursun acaba ne hayalleri vardi diye. mahallenin yakisikli, ama serseri ve bi o kadar tehlikeli delikanlilarina bakarsin. abisinin ol emi dedigi efemine escinsel ve asik oldugu bickin delikanliya.....

    yureklere agir gelen bir basyapittir.
  • cocukken izlerseniz derin yaralar birakmasi muhtemel filmlerden. savas sonrasi kirik dökük, gri sokaklarda yasamaya calisan bir orospu, asik oldugu bir daha dönmeyecek bahriyeli, kaynayan fabrikalar, grevler, genc ibneler, oglanci sendikacilar, karisik iliskiler ve sikintili bir dönem filmidir. uli edel'in yönettigi filmin müzikleri ayri güzeldir*.

    --- spoiler ---
    jennifer jason leigh de herhalde en iyi performansini, self destruction yolunda hizla ilerleyen orospu rolünde verir. hatta filmin sonunda brooklyn'in serserilerine kendini bedava sunarak siraya girmelerine neden olmus ve sabahi görmeden ölmüstür.
    --- spoiler ---
  • müziklerini dire straits'in degil..sadece mark knopfler in yaptigi film
  • kitap, noktalama isaretlerinin seyrekligiyle de taninir.
  • brooklyn'e son çıkış adıyla türkçe'ye kazandırılmış hubert selby romanı. can kantarcı'nın usta çevirisi ile yepyeni bir anlam kazanmış.

    http://www.kitapstore.com/…p=99043&sid=417121221602
  • fantastik bir klibe sahip modern talking şarkısı. eric singleton ile yapılmış ilginç de bir remix versiyonu vardır ayrıca.
  • hupert selby'nin müstehcen olduğu gerekçesiyle yasaklanan romanından uyarlanan film.
    filmi izleyince, yasaklanma sebebinin, müstehcenlikten çok gerçeklerle yüzleşememek olduğunu düşündürdü bana.
    (kitabı da okumak lazım tabi daha destekli konuşabilmek için)
    cd kapağında "uli edel'den acımasız ve ahlaksız bir başyapıt" diye anlatılmış film.
    acımasız olduğu bir gerçek. dibe vurmuş hayatlarla içinizi acıtacak bir film.

    şunu da belirtmek istiyorum ki filmi bir marketteki ucuz cd sepetinden yok paraya aldım. o sepetleri kurcalamakta yarar var, ben o sepetlerden nice mağazalarda bulamayacağınız filmler buldum.
  • filmde, uzadıkça uzayan ve artık işçilerin canına tak ettiren grevin, sendika tarafından "usta işi" bir hamleyle başarılı bir şekilde sona erdirilmesi de takdire şayandır, filme gerçeklik katar. uzun zaman oldu izleyeli, ama bende bıraktığı en güçlü meşaz bu olmuştur, "hayat çetrefillidir, bir şeyleri idealize etmeye gelmez, her zaman başka yolları da düşün..."

    bu arada "batı dünyasının en güzel göğüsleri" için:

    http://www.sohoblues.com/…ewpages/previewpage14.htm
  • muzigini dire straitsin yaptigi film.. daha fazlasi icin http://www.imdb.com/
  • yazarı requiem for a dream'in de yazarı olan hubert selby'dir. yani film ilerledikçe dibe vurmaya yaklaşan karakterlerin benzerliklerinin nedeni, aynı adamın kaleminden çıkmalarıdır.
hesabın var mı? giriş yap