• leonard cohenin bir sarkisi. turkce meali: "askin devasi yoktur"... dogru bir laf ama derman arayan kim?
  • leonard cohenin i'm your man albumunde yer almis sarkisi, bizim diyarlarda olmaz ilac sine i sad pareme olarak da bilinir.
  • ah doğru söze nedir.

    şöyledir bu doğru sözler;

    i loved you for a long, long time
    i know this love is real
    it don't matter how it all went wrong
    that don't change the way i feel
    and i can't believe that time's
    gonna heal this wound i'm speaking of
    there ain't no cure,
    there ain't no cure,
    there ain't no cure for love
    i'm aching for you baby
    i can't pretend i'm not
    i need to see you naked
    in your body and your thought
    i've got you like a habit
    and i'll never get enough
    there ain't no cure,
    there ain't no cure,
    there ain't no cure for love

    there ain't no cure for love
    there ain't no cure for love
    all the rocket ships are climbing through the sky
    the holy books are open wide
    the doctors working day and night
    but they'll never ever find that cure for love
    there ain't no drink no drug
    (ah tell them, angels)
    there's nothing pure enough to be a cure for love

    i see you in the subway and i see you on the bus
    i see you lying down with me, i see you waking up
    i see your hand, i see your hair
    your bracelets and your brush
    and i call to you, i call to you
    but i don't call soft enough
    there ain't no cure,
    there ain't no cure,
    there ain't no cure for love

    i walked into this empty church i had no place else to go
    when the sweetest voice i ever heard, whispered to my soul
    i don't need to be forgiven for loving you so much
    it's written in the scriptures
    it's written there in blood
    i even heard the angels declare it from above
    there ain't no cure,
    there ain't no cure,
    there ain't no cure for love

    there ain't no cure for love
    there ain't no cure for love
    all the rocket ships are climbing through the sky
    the holy books are open wide
    the doctors working day and night
    but they'll never ever find that cure,
    that cure for love
  • cohen'in parçası. böyle bir şeye benziyor:

    seni o kadar, o kadar uzun zamandır seviyordum ki.
    bu aşk gerçek, biliyorum.
    nasıl gittiği farketmez her şeyin böyle kötüye.
    değişmeyecek bu, hissediyorum.
    ve zamanın bu bahsettiğim yaralara
    iyi geleceğine kendimi inandıramıyorum!
    çaresi yok bunun
    çaresi yok bunun
    çare yok aşk için.

    senin için acı çekiyorum bebeğim,
    canım acımıyormuş gibi yapamıyorum.
    seni çıplak görmeliyim,
    tüm düşüncelerinle ve tüm vücudunla
    bir alışkanlık gibisin bende.
    ve yeterince sahip olamayacağım bir alışkanlık.
    çaresi yok bunun
    çaresi yok bunun
    çare yok aşk için.

    çare yok aşk için.
    çare yok aşk için.
    tüm o uzay gemileri tırmanıyor gökyüzüne doğru,
    o kutsal kitaplar ardına kadar açık.
    doktorlar çalışıyorlar gece gündüz.
    fakat bulmayacaklar hiçbir zaman aşk için bir çare.
    içki yok bunun için, ilaç yok.
    (ah söyleyin onlara, melekler.)
    yeterli saflıkta hiçbir çare yoktur aşk için.

    seni metroda görürüm, ve seni otobüste görürüm.
    seni yanımda uzanmış görürüm, seni uyanırken görürüm.
    elini görürüm, ve saçlarını görürüm.
    kolyeni görürüm, ve tarağını görürüm.
    ve seni çağırırım, sana seslenirim.
    fakat yeterince uysal değildir çağırmam
    çaresi yok bunun
    çaresi yok bunun
    çare yok aşk için.

    yürüdüm kilisenin içine, gidecek başka yerim yok
    en tatlı sesi ilk duyduğumda, fısıldarken ruhuma,
    affedilmeye ihtiyacım yok sana olan bu büyük sevgim için.
    ayetlerde yazılmıştı,
    kanla yazılmıştı orada.
    melekleri bile duymuştum bunları yukardan ilân ederken
    çaresi yok bunun
    çaresi yok bunun
    çare yok aşk için.

    çare yok aşk için.
    çare yok aşk için.
    tüm o uzay gemileri tırmanıyor gökyüzüne doğru,
    kutsal kitaplar ardına kadar açık.
    doktorlar çalışıyorlar gece gündüz.
    fakat bulmayacaklar hiçbir zaman aşk için bir çare.
  • oğlumun* ilk eşlik ettiği erişkin şarkısı.
    bugün arabada şarkıyı dinlerken sıpanın arka koltuktan 'no ku fo la' şeklinde melodiyi de tutturarak eşlik ettiğini fark ettim. bir yandan da kafayı sağa sola sallıyordu backvokal modunda.
    cohen sevgisi anne karnından geliyor gerçi, herhalde ondan.

    (bkz: anne karnındaki bebege leonard cohen dinletmek)
  • gece gece hiç bir başlığa entry girme isteğim olmamasına rağmen görüp methiyeler dizmek istediğim cohen parçası. nasıl hisler uyandırır bilseniz o boş kiliseye girdim dediğinde aklıma hep barcelonada gittiğim muazzam olduğu kadar sessiz bir kilise gelir bir kez daha tur atarım kilisenin içinde sessizlik ve kasvetlilik büyüler beni.
  • (bkz: there's nothing pure enough to be a cure for love)

    böyle sıradışı bir sözü içerisinde barındıran leonard cohen parçası. "aşktan daha saf ve daha temiz bir şey gösteremezsiniz ki, onu alıp merhem diye aşk yarasına basalım" demek bi nevi.

    gayemiz aşka pansuman yapmak değil asla. aşkın, acı ve tatlı yönleriyle yaşanması ve anlamsız yere tedavisine uğraşılmaması gerekliliğini dinleyiciye aktarmak, cohen'in derdi. bir şeyin tedavisi yoksa, o şey hastalık değildir, bi bakıma ha?

    o halde, aşkı, onun saflığına zarar vermeyecek bir şekilde yaşamalı ve -hatta- tadını çıkarmayı bile bir kenara koyup aşkı bir merdiven gibi kullanarak, olgunlaşmaya bakmalı. çünkü aşk ateşi kadar olgunlaştırıcı şey yoktur.

    diğer cohen parçaları kadar popüler değil sözlükte, anladığım kadarıyla. enteresan. çünkü, sözleri olsun, müziği olsun, geri vokallerin su gibi sesi olsun... her yönüyle harika bir şarkı, ain't no cure for love.

    şu sözlere bakar mısınız; "i loved you for a long, long time
    i know this love is real
    it don't matter how it all went wrong that don't change the way i feel
    and i can't believe that time's gonna heal this wound i'm speaking of"
  • "...

    alberto manzano : "ain't no cure for love " ve "i'm your man " şarkılarının dominique'e * yazıldığı görülüyor ve bu şarkılarda, eski, romantik kahraman imajınıza dönüyorsunuz.

    leonard cohen : bunu daha çok, işimdeki ilahi bir denge olarak görüyorüm. eğer aşkı deneyimlerseniz yara alırsınız. aşk ve fedakârlık bir şekilde birbiriyle ilişkilidir. bizi en çok yükselten durum, bizi en çok yok eden bir durumdur aynı zamanda. egonun bir şekilde yıkılması, aşkla ilişkilidir. ancak kendinizi bir kere bu deneyime verince, kendinizi bir daha hiçbir zaman oyununuzun merkezinde hissedemezsiniz. kahramanlık konumu aşkla başarısızlığa uğrar. ancak bunu bu şekilde tartışmak istemedim, çünkü herkes "ain't no cure for love"ın bu anlama geldiğini anlıyor, özellikle de aşkın içinde olanlar.

    bu açıklamanın ardında bir çeşit teolojik ve felsefi bir bakış olsa da, şarkı bu bakış açısıyla yazılmadı. hayatının kadınını kaybettiği duygusundan kurtulamayan ve bu problemin bir çözümü olmadığını, hatta bunun ve yaraların iyileşmesi için zamanın bile çözüm olmadığını düşünen bir adamın bakış açısıyla yazıldı. kendimi isa'nın insanlığa olan sevgisini ifade edebilmek için aldığı yaranın hiçbir zaman iyileşmeyeceğini tartışırken buluyorum. melekler de onaylıyor bunu. meleklerin bile sevginin bir ilacı olmadığını bildikleri söylenir."

    bir leonard cohen kitabı - jeff burger (s. 181-182)
  • parçanın introsunda "yumuşak" olunmayacağına dair ibareler görürsünüz.

    hırsla söyleyecektir şarkısını cohen.

    arka vokalleri dişlerinin arasından tıslarcasına "there ain't no cure" diyeceklerdir...

    "aşkın dermanı yok. heveslenme"
    üzüntülü değil, hallerinden memnun ve bilir olacak bitecekleri.

    saksafon yoldaş olacaktır hepsine.

    cohen gözünüzde "i m your man" gibi bir "sürünüyorum senin için" acizliğinden çıkıp yeniden yücelecektir, sadece aşık bir adam olarak şarkıyı söylerken.

    birine değil, aşka güzelleme yapar halde cohen...
hesabın var mı? giriş yap