hesabın var mı? giriş yap

  • açık söyleyeyim böyle hacı hoca tayfasıyla hiç işim olmaz, hiç de sevmem. lakin bu adamı kendi içinde tutarlı buldum. en azından inandığı şeye uygun davranıyor. birkaç hafta oruç tutup sonra yemediği nane kalmayan dallamalara yeğdir.

  • yeni anne olmus annedir. benimki 37 senedir bana aliskin oldugundan midir nedir, birak bir seyimi koymayi, arkadasligi zor kabul etti.

  • enkaz altında 9 saatimi gecirmi$ oldugum,hayatımda tam anlamıyla köklü degi$ikliklerin ba$ladıgı tarih..en azından benim hafızamda hep bu $ekilde yer edecek..

    yıl 1999 henuz 15 ya$ındayım..cocuk denilecek ya$tayım..bilenler bilir yalova'da aydın 4 sitesi vardır,(aydınkent'in yanında) tatil maksadıyla yazları kalıyorduk bu sitede..

    17 agustos'tan bir gun once yani 16 agustos 1999 tarihinde ben ve aynı ya$ grubumdaki gencler ile birlikte "ertesi gun aydınkent ile mac yapalım,yada olmadı ceylankent ile yaparız" $eklinde planlar kuruyorduk..fakat bir sorunumuz vardı, en onemli adamımız,kalecimiz olan bir dostum;yarın maca gelemeyecegini,ailesinin yanına istanbul'a gitmesi gerektigini söyledi..bunun uzerine itirazlar yukseldi.."o olmazsa yeniliriz,mutlaka oynaması lazım" $eklinde..kendisiyle uzun boylu konu$tum,durumu anlattım.kalması gerektigini onsuz maca cıkamayacagımızı söyledim..kendiside beni kıramayarak “1 gun daha kalacagını” söyledi,fakat $ortu olmadıgı icin benden bir futbol $ortu istedi..bunun üzerine bende mavi bir futbol $ortu verdim kendisine..

    saat 01.10 site dahilinde bir cardak,kamelya tarzı bir yerde takım olarak oturuyoruz,bir ses;

    -beyler benim icimde bir sıkıntı var..sanırım yarın biz bunları yenemeyecegiz..
    -sıkma canını..yenerizz..
    -hadi gidelim beyler,gec oldu bizimkiler merak edecekler..
    -tamam yarın goru$uruz..bana bak iyi konsantre olun haa.
    -iyi ak$amlar beyler..
    -iyi ak$amlar..

    saat 03.02
    büyük bir gurultu ile uyandım..15 ya$ında cocuk oldugumdan ve daha once deprem ya$amamı$ oldugumdan belki komik gelicek ama zemin katta olan evimizden iceri kamyon girdi ve duvarı yıktı sanmı$tım..sanki diri diri gomulmu$tum..vucudumu kontrol ettim,herhangi bir darp,yara var mı diye..yoktu burnum bile kanamamı$tı..nefes alıp veriyordum ve her nefes alıp verdigimde nefesimin tavana carptıktan sonra yüzüme geldigini hissediyordum..evet tavan burnumun yakla$ık 10cm uzerindeydi..o esnada bana güven veren bir ses duydum,ses aynı odada kaldıgım annemden geliyordu "oglum deprem oldu,korkma sakın..fakat kolumun uzerinde kolon var,ba$ımda sıkı$mı$ iki duvar arasına,sürünerek yanıma gelip,sacımı cekebilirmisin.." diyordu..aman allahım..bu nasıl bir felaketti..adeta diri diri gomulmu$tuk..

    saat 04.00 (avazım cıktıgı kadar bagırıyorum)

    etraf zifiri karanlıktı..hani karanlık bir odada uzun bir süre kaldıgınız zaman göz a$inalıgı ile nesneleri görebilirsiniz ya..i$te iceri herhangi bir $ekilde ı$ık girmediginden,o karanlıkta öylece kalıyorsunuz..üst katlardan insanlar sizin tavanınıza yani üzerinize basarak gecip gidiyorlar..seslerini duyuyorsunuz..fakat ne acıdır ki onlar sizi duyamıyor..ses gitmiyor..i$te o anda tek yapacagınız $ey avazınız cıktıgı kadar "imdaatt..yardım ediinn..yok bu sesimi duyann" diye bagırmak oluyor..

    saat 07.00 (oksijen azalıyor)

    zaman ilerledikce,uykum geliyor,üzerime bir agırlık cokuyor..eczacı olan annem odada karbondioksitin arttıgını dolayısıyla,oksijenimizin azaldıgını söyledi..cok uykum geldi..15 ya$ındaki du$uncem "acaba uyursam,ölümü hissedermiyim.."$eklindeydi..

    saat 10.00 (balyoz sesleri)

    bagırmalar sonuc vermiyor..sesimi duyan yok..fakat ertesi gun mac yapacagımız arkada$larımızdan biri geliyor evin onune..ismimi söylüyor..cevap veriyorum..ses dı$arı cok zor iletiliyor,duvarlar sesi gecirmiyor..yardım cagırıyorum diyor arkada$ım zor bela duyduktan sonra sesimi..aradan 20 dakika gectikten sonra balyoz ile tavan deliniyor..balyoz sesleri ise hala kulaklarım cınlamaktadır..

    saat 11.00 (gun ı$ıgı)

    yakla$ık 1 saat süren balyoz ile tavanı delme i$leminden sonra hayatımda hic tanımadıgım bir insan beni yukarı cekmek için elini uzatıyor..yardım uzatan eli tereddütsüz tutuyorum..beni cekiyor yukarıya dogru..gözlerimi acamıyorum..gune$ yüzümü aydınlatıyor..aydınlıgı hic bu kadar cok özledigimi hatırlamıyorum..enkaz altından cıktıktan sonra cıktıgım yere bakıyorum ve öylece kalıyorum,üzerimde bir boxerdan ba$ka hic bir $ey yok,arkada$larımdan biri bir t-short uzatıyor,onu giyiyorum..cıktıgımda apartmanın bahcesinde yatan bir beden goruyorum..üzeri gazete kagıtları ile örtülmü$ fakat kagıtların bir kısmı ucu$mu$,tanımakta gecikmiyorum..kar$ı kom$um,elinde büyüdügüm salih amcanın cansız bedeni yerde yatıyor..
    benden 2 saat sonrada annem cıkarılıyor..yaralı..ilk mudahaleyi,beyin cerrahı bir kom$u yapıyor..kısıtlı imkanlarla zar zor bir ambulans bularak ambulanstaki 10 yaralıyla beraber yalova'da stadyumda kurulan seyyar hastaneye gidiyoruz..ortalık toz duman,insanlar $uursuzca hareket ediyor..o esnada bir helikopter geliyor.. "aman allahım bir bu eksikti.."diyorum..
    helikopterden inen ki$i ise bulent ecevit..doktorlar ba$ına toplanıyor bulent ecevit'in..askeri helikopter yaralıları ve annemi alıp havalanıyor..nereye goturdukleri hakkında ise en ufak bir fikrim dahi yok..15 ya$ındayım..yer,iz bilmedigim bir yerde yalnız ba$ıma kalıyorum..kalacak yerim,yiyecek yemegim yok..o esnada bana "sana yardım edebilirim"diyen bir kadın ile tanımadıgım halde,caresizlikten dolayı beraber gidiyorum..3 gun 3 gece,sahildeki agacların altında yatıyor,domates,sogan,salatalık ile karnımızı doyuruyoruz..
    postane'nin sokaklara seyyar telefon koyduklarını duyuyorum..babama,akrabalara telefon etmek icin hızla postaneye ko$uyorum..fakat oda ne..bir kuyruk nerden baksan 1 km uzuyor,araya kaynayanlar oluyor,herkes gergin oldugundan kuyrukta sık sık kavgalar cıkıyor..cıplak ayaklarımla beklemeye koyuluyorum..saatler sonra sıra bana geliyor..lakin telefonlar istanbul'dan uzagını arayamıyor..kahretsin..benim ise aramam gereken yer amasya-ankara..
    hemen istanbul'dan arkada$ları arıyorum.."burdan du$muyor siz,$u telefonları arayıp soyleyin" diyorum..
    bu telefondan 2 gun sonra babam cıkageliyor..zorda olsa annemi buluyoruz..helikopter bursa yuksek ihtisas hastanesine goturmu$..
    gunler sonra babam ile beraber aydın 4 sahil sitesine gidiyoruz..mac icin kalmasını istedigim arkada$ın annesi ve babası ordalar..arkada$ın öldügünü anlamakta gecikmiyorum..
    bana dogru geliyorlar;
    "oglum..bir bakarmısın..biz ona benzettik,topraktan anlayamıyoruz,bedeni cok $i$mi$ acaba bu o mu" $eklinde soruyorlar..
    arkada$ın sadece bel kısmından belirli bir bolge oldugu icin tanıyamıyorlar..ben ise 16 agustos 1999 gunu ona verdigim mavi futbol $ortundan dolayı,anında tanıyor ve beynimden vurulmu$a donuyorum..ke$ke ona kal diye ısrar etmeseydim..ke$ke git,uzaklara git..deseydim..kal diyen dilimi kesmek istedim o anda..
    17 agustos 1999 depreminin uzerinden 7 yıl gecti..dile kolay tam 7 yıl..bu deprem kimilerini ilgilendirmeyebilir fakat beni cok ciddi bir $ekilde alakadar eder..hayatımın dönüm noktasıdır..ya$ayan,icinde olan cok daha iyi bilir bunu..dedim ya aradan 7 yıl gecer,yalova'ya donerim bir vesile ile,deprem anıtına gitmek isterim..anıta dogru yol alırken gordugum bir tabela tuylerimi diken diken eder..yalakalıktan koku$mu$,curumu$ yalova belediyesi 17 agustos 1999 depreminde bir cok ki$inin ölümüne sebebiyet veren muteahhit cevdet aydın'in ismini bir parka vermi$tir.."siluetini sevdigiminin turkiye'si" der,yumrugumu sıkarak yürürüm..anıta ula$ırım..deprem anıtındaki binlerce isim arasında gözlerim ya$lı olarak bir zamanlar mavi futbol $ortu verdigim,kaleci arkada$ımın ismini arar dururum öylece..

    bu da benim hayatımda en azından benim hic unutmayacagım bir anımdır..

    valla kime neyi hatırlatayım,neyi unutturmamaya calı$ayım bilmiyorum ama ben hayatım boyunca unutmayacagım o mavi futbol $ortunu ve gecirdigim gunleri..

  • bildiğim kadarıyla benzin 5,13 tl'lerden döndü. su anda 4,1 tl civarlarında.
    yuvarlak bir hesapla dünyada petrol yüzde 56 değer kaybetmişken türkiye'de yüzde 20 düşmüş. yani benzin dünyada bedava deseler biz 3,4 tl civarına alacağız.

    bir de bu vergiye yıldan yıla zam geliyor ya o kısmı daha da ilginç. ürün vergi oranı benzin fiyatı düştükçe, başka örneği olmayan seviyelere ulaşıyor. şu anda 70 kuruşluk benzine neredeyse 5 katı vergi veriyoruz. haziran'da bu değer 2 katıydı.

    varsayalım petrol 20 dolara düştü, o zaman vergi kazığını daha çok hissedeceğiz. 10 katından fazla vergi olacak.
    bir başka deyişle 1 depo benzin diye 15 tl ürün alırken vergi diye 150-200 tl vereceğiz.

    birisi böyle birşey satmaya kalksa ya gülerler ya döverler.

    devlet yapınca oy veriliyor.

  • bizim 19.03.2017'den beri yaşadığımızdır.

    hayal değil arkadaşlar yaşanabiliyor böyle bir şey.

    evlenme meraklısı değildik ikimiz de. hatta köprüden önceki son çıkış yazısından biraz önce evlendik diyebilirim.
    ne evlenirken pahalı takı setleri,bilezikler,kol saatleri istedik birbirimizden ne de pahalı semtlerde kredisi 8672 tl olan ev derdine düştük.

    sadece sevdiğimiz için beraber bir hayat kurmak istedik kurduk.

    evlendik salon takımı 2 ay sonra geldi, 1 sene sandalyemiz olmadi,uzun süre antrede avize yerine duy takılı kaldı. umursamadık.
    çünkü sabahlara kadar mısır patlatıp film izledik,pubg oynadık,boş vakit buldukça kamp yapmaya gittik.
    bunları hala yapıyoruz. üzerine de yeni hobiler yeni zevkler ekliyoruz.

    diyeceğim şu ki gerçekten en yakın arkadaşınız olarak sevebileceğiniz biriyle evlenmelisiniz. o zaman cenneti yaşamak için başka bir dünya hayali kurmazsınız.
    sevgiler dostlarım.

  • benim kedim kendi başına dört kat aşağıya iniyor, apartman kapısı açıksa dışarı çıkıyor, mahallenin kedileriyle oynayıp esnafı ziyaret edip geri yukarı çıkıyor. kapı kapalıysa birinin açmasını bekleyip o kişi daha ne olduğunu anlamadan jet hızıyla aradan sıvışıyor.

    kedimi hem bana hem de kapıcımıza şikayet ettiler. tırsıyorlarmış.
    tamam anlıyorum, korkabilirsin ve ben artık kedimi kendim indirip kendim çıkartacağım ama ben geçen gün 41 numara ayakkabı büyüklüğünde fare gördüm merdivenlerde. ondan niye kimse tırsmıyor? onu niye kimse şikayet etmiyor?

  • garip bir kısır döngüyü barındıran süreç. kalksan kalkılmaz, yatmak istesen uyku yok, öyle yorganın içinde esir oluyor insan. ciddi manada sabır gerektirir.

  • spikerin olcan hakkında şöyle dediği maç:

    "kısa boyuna rağmen golü kokluyor."

    kısa boyluysa ölsün mü adam amk, gol de mi koklamasın.