hesabın var mı? giriş yap

  • mba yok, düşünmüyorum da. aile şirketi yok, peder düşünmüyor da. zaten boğa burcuyum.

  • "vergi iadesi" anlamındaki kavram.

    hızlıca ve kolayca anlaşılması için "vergi" nin ne olduğuyla başlayalım. vergi, "vatandaş olarak devletten hizmet aldığınız ülkede, yapmış olduğunuz iş-alışveriş gibi mali (ekonomik) işlemlerde, devletin kullanımına sunulmak üzere (ve devletin siz sevgili vatandaşına hizmet etmesi amacıyla) faturaya eklenen ve sizden alınan meblağ"dır.

    yani misal gidip ekmek alıcaksınız, ekmeğin asıl değeri 80 kuruştur, 20 kuruş da vergi kesilir ve siz ekmeğe "vergi dahil" 1 lira ödersiniz. sizin açınızdan ekmek 1 liradır.

    ama aslen 1 lira değildir, 80 kuruştur, geriye kalan 20 kuruş "alışveriş yaptığınız ülkenin devletine gönderilir". (önemli nokta zaten burası)

    şimdi gelelim "tax free" / "tax refund" meselesine. siz tc vatandaşı olarak yurtdışına gidip alışveriş yaptıgınızda, mağazada "aa siz bu ülkenin vatandaşı değilsiniz, sizden vergi almayalım biz" demezler, diyemezler. vergiler, faturaya otomatik olarak eklenirler. e ama ben tc vatandaşı olarak yurtdışındaki bir devlete niye vergi vereyim ki? bana hizmet vermeyen bir devlete durduk yere niye vergi vereyim? işte bu noktada tax free devreye girer yani vergi iadesi.

    yurt dışında alışveriş yaptınız, ekmek aldınız. ekmeğe 1 lira para ödediniz ama biliyorsunuz ki bunun içinde oranın devletine gidecek olan bir vergi meblağı var ve siz o vergi meblağını geri istiyorsunuz. bu durumda alışveriş yaptınız mağazaya diyorsunuz ki:

    ben yurtdışından geldim aha buyrun pasaportum, bana bu alışveriş işlemi için vergi iadesi (tax free) belgeleri hazırlar mısınız?

    bu hazırlanan tax free belgeleri ve almış oldugunuz ürün ile birlikte (bu örnekte ekmek almış olduk, ama gerçek hayatta ekmekten vergi iadesi alamazsınız, yok öyle birşey, abartmayın)

    "o ülkeden çıkmadan önce" gümrük işlemleri bürosuna (customs office) gidip, beyan ediyorsunuz, diyorsunuz ki:

    ben bi halt yedım sızın ulkenızden alışveriş yaptım ve aha elimdeki belgede yazan meblag kadar devletinize vergi gitti, faturam burda, aldıgım ürün de burada bakın, şu belgeleri onaylayın da, ben de vergi iadesi kuyruguna girip verdiğim vergiyi geri alayım. (bu gümrük onayı zaruridir, kaçınılmazdır, onay almadığınız takdirde vergi iadesi mümkün değildir)

    bunların tamamı siz henuz daha o ulkenın içindeyken oluyor!!! o ülkeden dışarı cıktıktan sonra o gümrük onayını alamazsınız. havalimanındaysanız ve pasaport kontrolunden geçtiyseniz, o ulke sınırı dışına cıkmış sayılırsınız, gumruk arkanızda kaldı, geçmiş olsun.

    şimdi temele geri dönelim. tax free almak istiyorsanız şunları sağlamalısınız:

    1) geçerli bir pasaportunuz olmalı
    2) yurt dışından alışveriş yapıyor olmalısınız
    3) alışveriş yaptıgınız yer size tax free belgeleri sağlayabiliyor olmalı.
    4) alışveriş yaptığınız ürünlerin toplam meblağı, o mağaza için gerekli minimum alışveriş tutarının üzerinde olmalı. (misal, x mağazasından tax free alabilmek için en az 80 euroluk alışveriş yapmak gerekliyken, y&y mağazasında en az 150 euroluk alışveriş yapmanız gerekiyor olabilir. bu eşik değeri bildiğim kadarıyla devlet tarafından belirleniyor, pazarlık ederek değiştiremezsiniz)

    5) alışveriş yaptığınızda ödeme sırasında tax free belgeleri isteyip doldurtun. bazı kısımları siz dolduruyor olabilirsiniz.
    6) o ülkeden dışarı çıkmadan önce gümrük memurundan onay alın. (bunun için hem alışveriş faturasını, hem ürünü hem de tax free belgelerini isteyecekler)

    bunları yaptıktan sonra, pasaport kontrolunden gönül rahatlığıyla gecebilirsiniz. paranızı, vergi iadesi gişelerinden alabileceğiniz gibi, çıkış yaptıgınız yerde bu tür bir gişe/büro yoksa, posta yoluyla göndererek de paranın kredi kartınıza gönderilmesini sağlayabılırsınız.

    cevabı hayır olan sorular:

    1) yurtdışından sipariş verdim, tax free alabilir miyim? hayır
    2) dhl le geliyor, fedex le geliyor, uçarak geliyor kaçarak geliyor. hayır, tax free alamazsınız.

    s: + e nasıl olucak?

    c: - çok basit canım kardeşim, yurt dışına sen gitmiş olucaksın, faturayı bizzat sen, yurt dışında kanlı canlı ellerinle tutup vergi iadesi formu ve gümrük onayı alacaksın. başka yolu yoook.

    s: + arkadaşım yurtdışından geliyor, ona sipariş verdiydim ben o zaman olmaz mı?
    c: - o zaman arkadaşın yapıcak tüm bunları ve vergi iadesi alacak sen değil.

    s: + ha tamam o zaman :)

    birşey değil.

  • kötü demeyeyim de, misafirlikte akşam yemeği olarak çilek ekmek yemişliğim var.

    iki belçikalı arkadaşım yatılı kalmaya gelmişlerdi bize. annem döktürmüş yine, anteplidir kendisi, kebaplar, kilis tavalar, mantılar... annecim dedim, hiç gerek yoktu bunlara menemen de yapsak değişik gelecek. yoğurdu sadece tatlıyla yemeğe alışık misafirlerimiz mantıyı yoğurtsuz yemek için ısrar ettiler, engel olamadık :(

    neyse bir iki yıl sonra ben gittim belçikaya, bunları ziyarete. birisi sordu "siz türkler et yiyor muydunuz tam hatırlamıyorum?". ben şok. türkiyede yediği yemekleri hadi unuttu diyelim. kızın evinin önünde "istanbul döner kebap" var :( biraz saflardı, evet. et yediğimizi, sadece pek domuz tüketmediğimizi falan hatırlattım. emin olamadığım için annem sebze yapacak akşam dedi. sorun olmayacağını, sebze de yediğimizi söyledim. bir süre sonra çilek sevip sevmediğimi sordu. sevdiğimi söyledim. sevindi. çilekli bir tatlı yapacaklarını düşünüp mutlu oldum.

    akşam evlerinin bahçesinde ailecek masaya oturduk. annesi marketten sapları koparılmış olarak alınan çilekleri yıkayıp, kocaman bir kasenin içine koyup masaya getirdi. herkesin önünde bir tabak, küçük boy bir yoğurt. hepimiz çilekleri tabağımıza aldık, kestik, üzerine yoğurdu döktük, üzerine toz şeker ve ekmekle yedik.

    türkler yoğurt sevdiği için böyle bir şey düşünmüşler. önce anlamadım akşam yemeği olduğunu, daha sonra yemek gelicek sandım. baktım durum öyle değil ikinci tabağı aldım, bol ekmekle yedim. sevdin mi diye sordular. evet elinize sağlık, çilek çok sevdiğim bir meyve dedim. babası, bak sevdi ki ikinci tabağı alıyor dedi :(

    arkadaşım ailesine "türklerin tuhaf yoğurt yeme alışkanlığını" anlattı. yemeklerle, tuzlularla yoğurt yiyormuşuz, olacak iş değil. tatlımm dedim, yoğurdu bizden öğrendiniz, bir de yeme alışkanlığımıza tuhaf diyorsun. aferin tatlılarla yemeği öğrenmişsiniz, bikaç yüzyıla yemeklerle de yemeği öğrenirsiniz. babası hak verdi, adı bile türkçe dedi. kız şok.

    bu da böyle bir anımdır.

  • bir yonetim düşünün vatandaşından para kopartma altin kopartma peşinde.
    yahu senin gorevin zaten!! o altınları fazlalastirmak ne anlatıyorsun amk,

    millet kendi boğazını doldurdu da sıra akp yandaşlarına geldi.
    bencil herif bırak şu ülkenin yakasını yeter artik.

  • yurtdışında çalışırken bir rus mühendisle tanışmıştım , bir sözü vardı bu olaya benzer ;

    "cumartesi günü eşekler ve türkler çalışır , pazar günü sadece türkler çalışır ".

  • ah ulan ah! hayattaki tek başarısı, ilkokul çağlarından beri, kurs, özel hoca, kolej derken kafasına vurula vurula öğretilen ingilizce olan, ezik ergenlerimizi tatmin etmemiş.

    adam iyi bir yerden mezun mu? mezun...
    dünyaca ünlü bir yönetmen mi? evet...
    ingilizce biliyor ve derdini anlatabiliyor mu? evet...

    fazlasını da sen başar o zaman, ergen kardeşim!