ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
krediye kefil olmayan 10 yıllık iş arkadaşı
-
akıllı arkadaşmış takdir ettim. bana ne lan senin kredinden.
melike şahin
-
yıllar önceydi, sanırım 2010 yılıydı, erciyes üniversitesi bahar şenliklerinde kayseri'ye athena gelmişti ve o gün hava gerçekten de berbattı, seyirci de doğal olarak diğer günlere nazaran azdı, en öndeydim, kısa bir süre sonra yağmur bastırdı ancak gökhan ve arkadaşları bu harika konsere devam ettiler, bir kaç dakika sonra yetkili birisi çıktı ve gokhanla konuşmaya başladı, yıldırım yaklaşıyor gibi bir şeyler söyledi, gokhan da ısrarla son bir şarkı dedi, adam zor bela tamam deyince bize dönüp durumu anlattı ve mecbur olduğunu filan söyledi ve son şarkıyı delice beraber söyledikten sonra vedalaştık. bu gerçek bir sanatçıyla olan anımdı, yukarı da ise bahsi geçtiği gibi sanatçı değil sadece sıradan şarkıcı olan birisi.
edit: gökhan yerine oğuz yazmışım, kimse de farketmemiş :) uyaran @pheno ya teşekkürler.
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
yangin tatbikati sirasinda 2 dk icinde bosaltilmasi gereken okulun 15 dk'da bosaltilmasi sonucunda mudur yardimcisinin herkesi bahceye toplamasi. ogrencilerin laubali hareketlerinden, bilinc eksikliginden, adam olamayacagimizdan bahseden konusmasi sirasinda siniflardan birisine basariyla saklanmis bir arkadasin pencereden sarkip: "cengiiizz, yaniyoooommm!!!" diye nara atmasi ve okul olarak yarilmamiz.
tsubasa ile benjamin'in karıştırılması
-
tsubasa'yla benjamin birbirinin kopyasi çizgi filmler olsa da aralarinda pek çok fark vardir. buna ragmen çogunlukla ikisinin özellikleri birlestirilerek tsubasa adi altinda anlatilir. bunun sebebi tsubasa'nin daha uzun sürmüs olmasi, böylece isminin daha çok akilda kalmis olmasidir. benjamin mantikli bir konusu olan yasamdan kesitler sunan bir çizgi film olmasina ragmen içinde bulundurdugu abuk sabuk sut çesitleri yüzünden biraz çeliskilidir. bu çeliskiden olsa gerek bu sutlarin hepsi tsubasa'ya aktarilmistir bilinç altinda. ayrica tsubasa demek saçma hareketlerle oynanan futbol demektir. nerde direkten dönen topa vole vuran adam görülse "aha tsubasa" diye bagirilir, "kaleci de direkten sekip kurtarsa manyak olurdu laaan.." diye geyige girisilir. 100 türk gencini bi araya toplayip tsubasa desen bunlarin 99'u "akula vurusu!" ya da "wakabayashi manyak adamdi.." der. kalan bir kisi de televizyon izlememistir zaten. ayni gençlere benjamin dendiginde tas çatlasa 15 kisi tanir ki onlarin da 10 tanesi "eric'in kiz kardesi ne güzeldi di mi?" diye cevap verecektir.
türkan şoray'ın aslında güzel olmaması
-
her zaman düşünüp linç edilme korkusuyla bir türlü kuramadığım cümle.
overrated bence.
uzun süre doğruluğuna inanılan ebeveyn yalanları
-
süt akşamları sarı gözükür oğlum :(
yıllarca inandım bu yalana, meğer annem çiğ yumurta katıyormuş süte benim içmem için.
japonların yaptığı inanılmaz karmaşık tatlı
-
bir çileğin başından geçenler isimli kısa film tadında bir eser olmuş.
tanım:çilekli tatlı.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
fb - k.erciyes maçı öncesi kesintisiz 2 dakika boyunca kahrolsun israil!!!!kahrolsun israil!!!!kahrolsun israil!!!!kahrolsun israil!!!!kahrolsun israil!!!!kahrolsun israil!!!!.....
tezahuratları hem gündeme gönderme, hemde ısınma amaçlı olarak vuku bulur. derken stad ani bir sessizliğe büründüğünde arkadan dallamanın teki yanındaki arkadaşına soru sorar...
- olm ismail kim lan???
baba bak ben de öleceğim
-
edit; depremde hayatını kaybeden elif'in babasına gönderdiği ses kaydını dinlemek için; tıklayınız
" antakya’daki elit apartmanı’nda yaklaşık 150 kişi yaşamını yitirdi. mümtaz gövce o gece istanbul’daydı. enkaz altında kalan 10 yaşındaki kızı elif , “baba bak ben de öleceğim” diyerek ses kaydı ve fotoğraf yolladı.
hiçkimse gelmeyince kendi başımızın çaresine bakmaya çalıştık. şehir dışından getirttiğimiz kepçe ve vinçlere afad el koydu.
üç günün sonunda afad’ın bize arama kurtarmaya gelmediği yerde biz onu aramaya çıktık. karayolları’nın önünde yaklaşık 150 kepçe ve 50 kadar vincin bekletildiğini gördük.
bu neden yapıldı, bilmiyoruz. en sonunda başka yerden ayarladığımız vinç ve kepçeleri (afad el koymasın diye) ara sokaklardan dolaşarak enkazın olduğu yere getirdik.
mümtaz gövce, ailesini kurtarmak için her şeyi yaptı ama olmadı "
23 eylül 2020 trt'nin ersin düzen açıklaması
-
tahminime göre bahse konu aylık 27 bin 500 lira para ersin düzen'e sadece program moderatörlüğü için veriliyor.
stadyum denilen program bir dış yapım! yani x bir şirkete de para ödeniyor.
bu tip programlar neden dış yapıma verilir malumunuzdur.
ulan sen trt'sin, yayın kuruluşusun, maaşlı çalışanların, işini bilen adamların var. koyarsın oraya bir spiker, 3 yorumcu, aylık maaşlarını verirsin olur biter.
bir stüdyo programı neden dış yapım olur trt bunu açıklasın önce!
edit: kısa bir araştırma ile söz konusu şirketin sahibinin de ersin düzen olduğu görülüyor;
ers prodüksiyon reklamcılık ve organizasyon ltd.şti
ronaldinho gaucho
-
messi mi yoksa c. ronaldo mu sorusunun cevabıdır.
yıllar sonra düzeltme: bu sorunun gerçek cevabı ali rıza sergen yalçın'dır. leyla ile mecnun hatırlattı bana sağolsun. bu da benim terbiyesizliğim olsun.
isminden zenci olduğu anlaşılan futbolcular
-
mario balotelli'nin isminden zenci olduğunu anlayan psişik güçlere sahip arkadaşlar olduğunu görmemi sağlayan liste. vay mnakii.
edit: bol keseden balotelli yazan kekolar ufak editlerle listelerden kaldırmışlar ismi. eheheh.
aşı yaptırmaya mecbur değilim hareketi
-
türkiye'nin son yıllara kadar iyi kötü oturmuş bir aşı politikası vardı, hala da var bir şekilde. bu ülke önlenebilir birçok hastalığı aşı ile bitirmiş, bir çoğunun da etkisini ya da vaka sayısını azaltmıştı. hatta bazı hastalıkların vaka sayısı 0 olduğu için aşı takviminden bile çıkarıldı.
sonra bir gün türkiye'ye, aşı politikası ve takibi olmayan komşusu suriye'den mülteci akını yaşandı. bu kontrolsüz girişler yüzünden, ülke on yıllar önce bitirdiği ve yıllardır vaka görmediği hastalıkları tekrar görmeye başladı, bazı hastalıkların görülme sıklığı olağanüstü oranlarda arttı.
aşı yaptırmamayı savunan zihniyet ve hareketlere bu açıdan bakmak daha sağlıklı olacaktır. çünkü aşı yapmak ile yapmamak arasındaki fark türkiye ile suriye gibidir aslında biraz. laiklik gibi, değerini kaybedince anlarsınız.