hesabın var mı? giriş yap

  • bordromdaki gelir vergisi kesintisi kalemine bakıp kahrolmama sebep olmuş "vergicik".

    bu ülke maaşlı çalışanlar sayesinde var oluyor resmen.

  • tam olarak 37 dakikadır "penaltı tekrarlanmalıydı" diye ağlamaya devam etmektedir. bu alanda yeni bir rekor geliyor!

    edit:

    ahahahahaha diyalog şahane:

    --- spoiler ---

    güntekin: hatta enteresan bişey söylicem, melo'nun sarı kartı var ve çizgiden öne çıktığı için ikinci sarıdan atılmalıydı.

    rıdvan: fırıncılara söyle bari melo'ya ekmek de vermesinler.

    --- spoiler ---

    ahahahahahashdghagshjgdjhagdgjafsafdsdhasdgjhasdkjashdjsf:d

  • italya başbakanı giuseppe conte şu açıklamayı yaptı

    --- spoiler ---
    salgının kontrolünü kaybettik, en başından türklerin yaptığı gibi konut satışında peşinatı %10'a indirmeliydik, çok geç kaldık. türkler bu metotla virüsü 1 hafta içinde yenecektir.
    --- spoiler ---

    kaynak gelince editlerim.

    yahu corona'dan önce zaten pek iyi değildiniz, şimdi toptan tırlatmışsınız. arkadaş burayı kariyer yapacak bir yer mi zannettiniz. nedir buraya atfedilen ciddiyet? mesajlar yağıyor. "çaldın" diyorlar. espriyi çalmışım? kafayı mı yediniz. whatsapp grubundan gelen sikko bir espriyi buraya koydum ki gülelim. manyak mısınız ulan. nasıl da zorlarına gitmiş :))) ulan burada fav alsam ne olur almasam ne olur. fav alınca ne oluyor.

  • yemin ediyorum bunu bulduğumdan beri hayatım kolaylaştı.

    dişi ile bırbırbır bişi tartışıyorum misal, hali ile dişi dişi konuşuyor, öle olmaz, bu şöle gelmez derken bakıyorum olacak gibi değil.

    - diyorum ki, 8 numara çok gidiyor, imalat talebini konvansiyonel açmayalım, sadece 8 numara için açalım.
    - iyi de, bütün parçadan 4 tane 8 numara, 4 tane 7 numara kesince kalnanından 2 tane 6 numara, 3 tane 5 numara çıkıyor. büyük parçadan sadece 8 numara kesersek 6 tane 8 numara çıkar, kalanı ziyan olur.
    - e ama 5 numara nerdeyse hiç gitmiyor.
    - olsun, diğer numaralardan çıkarıyor onu mağazalar, tek tük satıyor zaten, artanları da seri sonu deyip maliyetine veriyorlar.
    - e 5 numara hiç üretmesek hiç?
    - birincisi 5 numara isteyen müşteri var, onu terk etmiş oluruz, ikincisi 5 numara yapmazsak 5 numaranın malzemesi zaten ziyan olacak.
    - 5 numaranın malzemesi ile de 8 numara yapalım diyorum işte.
    - miktar olarak aslında 5 tane 8 numara çıkaracak malzemeden şekil nedeni ile 1 tane 8 numara çıkıyor. yazık değil mi?
    - e ama 5 numara zaten satılmıyor, 5 numara yapmak da yazık.
    - 5 numaralar az da olsa satılıyor, kalanlar seri sonu ile en azından malzeme bedelini kurtarıyor. diğer numaralar kadar olmasa da kar bile ettiriyor yani.
    - ama onla da 8 numara yapsak, hemen satılacak, o da kar ettirecek.
    - ettirecek ama ne kadar ettirecek, eksik üretilen 5 tane 5 numaranın açığını kapatmıyor ki.
    - e ama 5 numara satılmıyor diyorum ya.
    - ya bak, mağazalar bunun hesabını yapmışlar zaten, çok üretilen numaradan yapıp ziyan olan malzemenin bedelini tane başına ekleyince tüm fiyatlar yükseliyor, satış adetleri düşüyor, onun yerine ziyansız imalat yapıp düşük adet bedeli ile çok satış yapıp, satılmayan ürünleri seri sonunda maliyetine vermek daha karlı ki mağazalar da bu şekilde istiyor.
    - ama 5 numara artıyor hep.
    - ... ya o diil de, ne dicem, kilo mu aldın sen?
    - neh? kilo mu almışım?! almadım ya? almış mıyım?
    - ya emin olamadım gerçi. biraz almışsın sanki ama, kıyafetten mi yoksa be?
    - kıyafettendir kıyafetten. sanmıyorum aldıımı. almamışımdır.
    - dur bi dik dur bakim, yok ya almamışsın, bana öle gelmiş. bol ya kıyafetin biraz. ondandır.
    - di mi? almamış olmam lazım zaten. dikkat ediyorum.
    - talebi ben konvansiyonel açıyorum.
    - tamam aç sen. ben gelcem şimdi.

    ayna aramaya gider.

  • eski sevgilim sayesinde şahit olduğum insan tipi. yeni sevgilisi ile ortak takıldığımız barda kavga ettiler ve çocuk bunu yerden yere sürükledikten sonra kafasını mermere sürtmek suretiyle saçının bir kısmının yerinden kalkmasına, kafa derisinin görünmesine sebep oldu. kıza herkes o çocuğu bırakması için yalvardı ancak bu arkadaş ben onu seviyorum diyip vazgeçmedi. sonunda çocuk bunu 5.000 lira dolandırıp kaçtı. duyduğuma göre belki ulaşır diye hala çocuğun eski hattına sevgi mesajları atıyormuş.
    not: kendisi 3 senedir sözlükte yazar ve kadın hakları, feminizm, türk erkeği konularında öyle yazılar yazıyor ki kendimden şüpheye düşüyorum.
    not 2 : bu entrynin debe'ye girmesinin yanında yüzlerce benzer şeyleri yaşamış erkekten mesaj aldım. nikini ifşa et diyenlere şunu demek isterim ki ifşa doğru bir şey değil. hepimiz biraz iyi biraz kötüyüz bu hayatta. ancak bu durumun kişiye özel bir şey olmaktan öte türk kadınının zihniyetinin bir yansıması olduğu açık. kendisi bana mesaj attı. "neden senin yerine onu tercih ettiğimi anlayamayacaksın çünkü sevgiyi bilmiyorsun" demiş. biraz inceledim. nikinin ifşa olma tehlikesine karşı tüm feminizm, kadın hakları, tacize uğrayan türk kızı soslu entrylerini silmiş. türk erkeği ile ilgili her başlığın altına programlı şekilde "milyonlarca tecavüzcünün yaşadığı ülke" "türk erkeğinin tek bildiği tecavüz etmek" "koyuna tecavüz eden türk erkeği kadına neler yapmaz" konulu entrylerinin hepsini çöpe göndermiş.

  • çocuktuk ufacıktık,

    -"baban ne iş yapıyor" dediler
    -"ressam" dedim.
    -"ha boyacı yani" dediler.
    -"hayır ressam, boyacı değil. hem boyacı olsa ne olurki, o benim babam, her haliyle severim onu ben" dedim.
    -"ay boyacı olsa ne olur dedi yaaa. boyacı, amele yani, iğrenç..." dediler.

    insanlıklarından utandım.

  • an itibariyle atina'da yasayan biri olarak size halkin genel goruslerini aktarayim:
    tabi oncelikle size bolgenin haritasi ve bolge hakkinda bilgi paylasayim: https://eksiup.com/4c914772074

    -halk aslinda ufak capta isyanda. gorebileceginiz uzere atina merkezine bu kadar yakin bir yere zamaninda mudahale edilemedigi icin. ayrica cipras'in dun aksam kameralar karsisinda reklam yaparcasina itfaiye sefi, ulusal guvenlik danismani ve polis ile yaptigi toplantiya (evet kameralar karisinda toplanti yaptilar.) ve ozellikle toplanti sirasindaki tavirlarina cok sinir olmus durumdalar.
    -bolge atina halkinin haftasonu piknige vs gittikleri bir yer. sehir merkezine, ki akropoli'yi ele aldim burada, yarim saat mesafede. chalandri ve benim yasadigim yer olan marousi gibi yine yogun yerlesim yerlerine daha yakin oldugunu hesap edebilirsiniz.
    -yangin kismen kontrol altina alindi sayilir. yani en azindan ilerlemesi kismen durduruldu diyelim. atina'ya dogru bir ilerlemesi soz konusu degil.
    dun gece saat 2'ye kadar atina'ya baglanan ulusal yollar trafige kapatildi. atina'nin her yerle baglantisi kesildi de diyebiliriz.
    -dun yasanan firtinanin etkisi buyuk tabi ki. ama firtinaya ragmen bugun oglen saatlerine kadar bolgeden gelen sis ve duman tum atina'yi sarmisti. ogleden sonra ancak dagildi.
    -3 farkli soylenti mevcut yanginin sebebiyle alakali. birisi, birilerinin kasten rant icin yakmis olabilecegi ki bu en yaygini. digeri sicak hava ve gunese bagli dogal yangin ama ayni anda pek cok noktada baslamasindan oturu en dusuk ihtimal gozuyle bakilan. son ihtimal ise bu isi son zamanlarda iyi gecinmedikleri ruslarin yapmis olabilecegi. evet, yunan halki komplo teorileri konusunda bizden asagi kalir degiller.
    -yurt disi internet cikislari bile kismen zarar gormus durumda. calistigim sirket tum calisanlara bu konuda bir uyarida bulundu.
    -"madem bizim bu durumla mucadelede yeterli ekipmanimiz yok, neden yardim istemek icin bu zamana kadar bekledik" seklinde isyan edenler de cokca diyebilirim.
    -isin bir diger yani da, atina'nin batisinda yer alan gerania dagindan kallitechnoupoli bolgesinde de henuz kontrol altina alinamamis bir yangin var. kisacasi, atina dort bir yandan alevler icinde.

    bunlarin yani sira cok acayip hikayeler var. arkadaslarimizdan, onlarin akrabalarindan, tanidiklarindan. gercekten buyuk bir trajedi yasaniyor.

    njord athina/marousi'den bildirdi.

  • deney tüpleri arasında geçen bir ömür. günde 4 saat uyku, 4 tarafı zürriyetsizlerle dolu, yorgun, bitkin ama kendini bilime adamış bir insan. hayata kemeriyle sımsıkı tutunan bir insan.

  • hem türkiye hem de global ölçekte giderek kendini hissettiren sonuç. tabii ülkemizde çok daha hızlı bir şekilde üniversite diploması önemini yitirmeye başlıyor.

    global ölçekte sistemin neden yavaşladığı ortada, küreselleşme ile birlikte giderek mobilize hale gelen işgücü sonucunda üniversite diploması gerektiren işlerde nitelikli çalışan sayısı dünya'nın ekonomik ağırlık merkezi diyebileceğimiz batıda çok hızlı artıyor. tabii bunun gelişmekte olan ülkelere beyin göçü gibi çok ciddi zararları oluyor ama buna ek olarak rekabeti de artırıyor. mesela küresel ölçekte baksanız doktoralı çalışan sayısı bundan 20-30 yıl önce şimdikinden çok daha düşüktü. dünya'nın o zaman high tech pozisyonlar için ihtiyacı olan çalışan sayısı belki şimdikinden çok daha düşüktü kabul ediyorum ama rekabetin az olduğu ve küreselleşmenin baskın olmadığı soğuk savaş döneminde bilgiye ulaşım şimdikine göre çok daha zor olduğundan dolayı kalifiye çalışan şimdikinden çok daha kıymetliydi.

    sebep sonuç ilişkisi sadece tek yönlü çalışan çoğu insan için üniversite okumak anlamsızlaştı, gerçekte olan ise üniversite okumanın yetersizleşmesiydi. artık yüksek lisans ve hatta doktora derecesi elde etmek bile rekabette avantaj sağlamak için yetersiz kalacak düzeye kadar geriledi. yurt içi ve yurt dışında doktora yapan birçok arkadaşım doktora sonrası ne yapacağını hala bilmiyor.

    gelelim türkiye'ye, tabii en kolay söylenebilecek şey patır patır açılan yetersiz üniversiteler nedeniyle üniversite diplomasının işlevsiz hale geldiğidir. sebep sonuç ilişkisini maalesef yeteri kadar derinlemesine kullanabilen bir toplum olamadık. 2000 yılına kadar üniversite okumak iyi bir iş sahibi olmakla neredeyse eşdeğerdi ama bunun neden böyle olduğunu hiç sorgulamadık. eşdeğerdi çünkü üniversite mezunu sayısı azdı. o zamanlarda sınava giren 7-8 kişiden sadece biri bir yere girmeye hak kazanıyordu.

    hep hükümet eleştiriliyor ama hükümet sadece halka istediğini verdi o kadar. her yere üniversite açılmasını ve çocuklarının da üniversite mezunu olmasını halk istedi. sanıldı ki o zaman kalifiye işgücü gerektiren bölümlere herkes girebilecek. olmayacağı belli olan bir şeydi bu ve olmadı da. sistem onun yerine üniversite mezunu bir sürü işsiz ve nitelikli ara eleman ihtiyacı duyan ve bunu karşılayamayan işgücü piyasası yarattı.

    sonuçta dünya'da üniversite diploması yetersizleşmeye başlarken türkiye'de değersizleşmeye başladı. özellikle şu an mühendislik ve hukukta sayısı çok artan mezunlar, maalesef çoğu yetersiz, yüzünden derin bir işsizlik yaşanıyor. bunlar yaşanırken kalifiye işgücü açığı sadece ara eleman düzeyinde değil aynı zamanda nitelikli mühendis düzeyinde de yaşanıyor.

    aslında piyasaya kalifiye mühendis yetiştirebilen okul sayısında çok ciddi bir değişim olmadı türkiye'de son 20 yılda, belki 1-2 özel üniversite eklenebilir. ama gelişmekte olan ülkelerin de kalifiye mühendis açığı çok ciddi hızda artıyor. çünkü batı ülkeleri gibi oturmuş bir sistemleri yok çoğunun, bu nedenle bilgi birikimini çok daha hızlı artırmak zorundalar yoksa ciddi anlamda fakirleşme tehdidi altındalar. beyin göçü maalesef bu süreci katalize ederek çok daha ciddi sıkıntılar yaratıyor.

    yıllardır türkiye'de beyin göçü tartışılmasına karşın pek gündem oluşturmayı başarabilen bir konu değildi. son zamanlarda konu giderek gündemde kendine yer edinmeye başladı. problem şu ki yurtdışına giden mühendisin yerini yeni açılan okullardan mezun mühendisle doldurma konusunda firmalar pek hevesli değil ki bu konuda haklılar da ki onun yerine alınacak mühendis giden mühendisin işini o kalitede yapamıyor.

    özetleyecek olursam, içi boş taleplerden dolayı açılan ve üniversite olmayan üniversitelerin piyasada kıymet görmemesi sonucunda türkiye'de üniversite mezunu olmak hiçbir şey ifade etmez bir hale gelmiştir. kalifiye mühendis kadroları hala boş, kalifiye ara eleman kadroları hala boşken niteliksiz üniversitelerden mezun haliyle niteliksiz olan birçok mühendisin domine ettiği bir işgücü piyasası oluşmuştur.