• ilk versiyonu 1989'da üretilmiş olan efsanevi oyun; orta okul ve lise yıllarında arcade salonları ile tanışmamı sağlayan oyundu bu. zamanın arcade oyunları arasında göze çarpan bir dolu özelliği yıldızlaştırıdı golden axe'i adeta.

    fantazi edebiyatı ile, rpgler ile yeni yeni tanışmış bünyelerimiz "choose your hero and begin your fight" şiarı ile gaza getirlirdi öncelikle. dev iskeletin ellerinde karakterimizi seçtiğimiz bölüm kendi başına bir adrenalin kaynağı idi aslında. ne de olsa pek çoğumuz oyunun ateşli dişi karakterini kontrol etmek isterdik (gerçi bende saplantıydı dwarf oynatmak, öngörüşlüymüşüm en azından.)

    oyunu aynı dönemdeki bir sürü beat'em up'a kıyasla çekici kılan en büyük özelliği de kuşkusuz oyun başındaki seçiminizin sadece ekranda canlandırdığınız görüntüyü değiştirmenin ötesine geçebilmesi, 3 karakterin de gerçekten her yönüyle farklı olmasıydı..

    kahramanlarımız;

    1.gilius thunderhead; benim en sevdiğim kahraman olan yeşil giysili, kocaman boynuzları olan yeşil bir helmet takmış ve elinde kendi boyu kadar bir battle axe taşıyan dwarf. gilius'un kardeşi death adder tarafından öldürülmüştü ve ırkına has keskin inada uygun olarak intikam peşinde koşardı. her ne kadar silahını çok çevik kullanamasa da, oldukça güçlü darbeleriyle tanımıştık bu dwarf'u. hele uçup düşmanına kafa atması kolay kolay akıllardan çıkmayacaktı yıllarca.

    yine ırkına uygun olarak büyü gücü en düşük olan karakterdi thunderhead. sadece 3.level'a kadar büyü yapabilirdi ancak en güçlü büyüsü için 4 iksir'e ihtiyaç duyuyor oluşu da avantajlar hanesine yazılan başka bir puanı idi.

    .
    2.ax battler; mavi giysisi(mavi don?) ve elindeki eşşek gibi broad sword'u ile tanıdığımız bu güzide kardeşimizin ise annesi öldürülmüştü kötü yürekli death adder tarafından. silahını en iyi kullanan karakter odu.. kimi zaman kabzasıyla, kimi zamanda kombine bir hareketin sonunda saplayışıyla önünde durumlası zor bir rakipti ax. 4.levela kadar büyü yapabilen barbar kardeşimizin en güçlü büyüsü için 6 iksir gerekirdi. o ax battler ki uçarak omuz atışıyla içimizdeki ayının adeta bir yansıması, minik ruhlarımızda yücelttiğimiz idoldü...

    3.tyris flare; oyunun esas kızı olan amazon savaşçı tyris ise kırmızı bikinivari giysisinin içinde dolaşır, kılıcını savuruşundan çok yeni adım attığımız ergenliğin gizli ve heyecanlı düşleriyle hatırlanırdı bizlerce. annesi ve babası death adder tarafından öldürülmüştü(daha bir kin dolu yani; adder combo yapmış) bu hanım kızımızın. tabii o zamanlar "aloo kardeşim, amazon değil mi bu abla?! babanın intikamı falan ne iş?!" demek aklımıza gelmezdi yeni keşfettiğimiz abazalığımız içinde. flare abla vur dese vururduk(eheh) öl dese ölürdük...
    koşarken attığı uçan tekme de oyundaki en etkili koş-vur darbesi idi(o zamanlar da cümleyi tamamlamak zor geldiğinde böyle kelimeler uydururdum bu arada, huylu huyundan vaz geçmezmiş*). bu abla aynı zamanda oyundaki en güçlü büyüyü yapardı(level 6) ama bunun için de utanmazca 9 iksire ihtiyaç duyardı.

    karakterler gibi düşmanlarımız da pek çok çeşit ve tipteydi bu oyunda;

    *gürz ve topuz taşıyan at hırsızı tipli herifler en sürüsüne bereket üzerimize gelen düşmanlardan idı ve kolayca alt edilirlerdi. gerçi evet bu oportunist pezevengler ortada ejderi olsun, uçamayan ama kuyruğunu savuran at kılıklı garabet guşlar olsun ne var ne yok kullanırdı böğrümüze kesici ve delici edevatlarını ekleştirmek için... ancak flare abladan gazı almıştık bir kere, ne yazardı..

    *bir diğer düşman tipimiz ise devlerdi. ve asıl acı olan; eşşeğin çeşitli uzuvları ile rahatlıkla kıyas kabul edecek koca hammerlarını kafamıza indirmekti en büyük yaşam gayeleri. bir de gerizekalıydı muhtemelen bunlar, bir mongolluk vardı kesinlikle. evet flare abla uçan tekme manyağı yaparak hepsini bir orya bir buraya saçardı belki ama bu danalar o hammerları ile bir kere vurmaya görsün başınıza geçer anırırcasına gülerlerdi utanmadan.

    *flare ablanın uzaktan akrabası amazonlar da vardı derimizi yüzüp death adder'a sunmak isteyenlerin arasında. hatta eşi benzeri görülmemiş bir kaşarlık ürünü olarak at hırsızı suratlılarla birlikte hücum ederlerdi üzerimize. pek bir marifetleri yoktu ancak nerde çokluk orda bokluk önermesinin canlı birer kanıtıydı onlar.

    *bir diğer belalımız ise, bir elde two handed sword(ona göre long sword) diğer elde tower shield(ona göreel çantası) ile gelen, biraz(!) büyük, üzerindeki muhtemelen "küçük bir ülkenin tüm zırh masraflarına denk bir zırh" ile ağır ama emin adımlarla gelen ve ilk karşılaştığımızda "uzakta nasılsa" diyerek ortada hoplayıp zıplarken elindeki boyumuz kadar kılıç ile bizi şeftali misli yarıveren knight'lar idi...allahtan genelde tek başına gelirlerdi de taktik ataklarla falan harcardık totoşları.

    *belki de en sinir edici düşmanlarımız ise iskeletlerdi. bu beyler hem oradan oraya koşar, kalkanları ile güzel flare'imizin narin bedenine vurmaktan çekinmez, hem de lanetlenmiş kıvrık kılıçları ile yakaladı mı abatmaksızın bırakmazdı bünyelerimizi. kah yükseklik farkından yararlandığımız taktik ataklarla, kah dibi bilinmeyen boşluklara yollayan tekmelerimizle üstesinden gelirdik sırıtkan undeadlerin ama her zaman major tehlikeydi bizler için.

    hemen tüm düşmanlarımızın renkleri, dolaylı olarak da güçleri değişirdi ilerleyen levellarda... ancak iskeletlere eşlik edercesine üzerimize gelen shadow varyasyonları en zorlularıydı belkide..

    bu oyunun bir de o zamanlar alışık olmadığımız bir puanlama sistemi vardı. oyunun sonunda performans, zaman gibi bir çok değişkene göre bir yüzde alırdık ve a+++ ila f arasında bir notumuz olurdu. (a+++ yapmışlığım da vardı hani)

    bir de bu güzide oyunun 1992 çıkışlı golden axe the revenge of death adder ve 1994 çıkışlı golden axe the duel vardı serinin devamı niteliğinde.. güzel oyunlardı evet, 3d anlamında mesafe de kat edilmişti ama hiç biri bize golden axe kadar zevk vermedi veremedi(belkide yaşımız geçmişti, bilinmez)

    son olarak görsellik katarak pekiştirelim bu güzide ve nostaljik entry'yi

    oyunun kitapçığı; http://www.classicgaming.com/…ages/games/goldax.jpg
    arcade makinasının orijinal afişi; http://www.classicgaming.com/…es/goldenaxeflyer.jpg
    orijinal arcade kabini; http://www.classicgaming.com/…images/games/wpe7.jpg
    http://www.classicgaming.com/…ages/games/axect2.jpg
    ejderhadan kaçan masum halk; http://www.classicgaming.com/…es/games/goldna12.gif

    golden axe çocukluktan gençliğe adım atışımızın, sorunlu çağlarımızın güzel detaylarından biriydi. ve gece gece bana "keşke şimdi de herşey o zamanlardaki gibi olsaydı." da dedirtti..
  • sirtina cuval vurulmus hamal cucemsilerin kicina vurmak suretiyle mana topladiginiz sega oyunu.
  • frp kokan, mis gibi bi ambiyansa sahip, zamanın en güzel arcade oyunlarındandı. secilebilecek 3 tane karakter vardir: dwarf, barbar ya da kadin dovuscu (amazon, fighter artik herneyse). dovulen dusmanlanin bindigi yaratiklari calinir dovuslerde onlarda kullanilabilir idi. yaratiklarin en makbulu agzidan ates topu atan ucamayan bi dragonumsudur. toplanan manalarla her karakter kendine has buyuler yapar. gece konakladiginiz yere gelen cuce hirsizlari tekmeleyerek mana testileri ve yiyecek araklayabildigimiz bu oyunda birde bug mevcut idi: konaklama esnasinda oyun arkadasinizin enerjisini bitirene kadar doversiniz. lakin son vurusu yapmamalisiniz yoksa takim arkadasiniz olur. gece bitip sabah oldugunda arkadasiniz enerjisi fullenmis bir sekilde uyanir.
  • isterse oyun hiç ilerlemesin benim için önemli olanın düşmanların altındaki dinozorumsu yaratıkları alıp onların üstüne binmek olan oyundur. demek ki o zamandan kalmış bende elde olmayanı ele geçirmeye duyulan aşk. bugün maymun iştahlıysam bil ki sebebi sensin golden axe ama seviyorum seni.
  • giriş: sega tarafından pc için yapılmış classic collection adlı cd'de bulunan, avm'lerde satılan ve oynanabilen oyun. (volume 1-2-3-4 şeklinde 4 cd'nin ilkinde ya da bu 4 cd'yi içeren gold edition versiyonunda bulunmaktadır.)

    gelişme: 17 yıl sonra oynamak halen keyiflidir. kendine güvenen kapsın baltasını gelsin.

    sonuç: evimde golden axe besliyorum, dişisi olan varsa çiftleştirelim.
  • barbarın bir de iskeletlerin kafasına kılıncının kabzasını vurması vardı. onu nasıl yapardı, rastgele mi yapardı bilmiyorum ama yapması çok keyif verirdi. ayrıca "hatun kişiyi hiç ekranın üst tarafına doğru yürütüp endamına bakmadım" diyen adam yalan söylüyordur.
  • haritasi açildikça ortaya kaplumbağa çikan bir oyundu bu... bunla büyüdüm desem yeridir...
  • bir de anımsadıım kadarıyla bu oyunun hemen her ütrlü alet için çıkarılmış versiyonları vardı. en azından c 64, amstrad, amiga, pc ve sega mega drive(eh gerçi en normali bu) versiyonlarını ben oynadım. nedense hiç bir varyasyonu birebir aynı değildi arcade versiyonu ile. ya bölümler daha kısa, ya saçma eklentiler taşıyan ya da son demosu değiştirilmiş varyasyonlar idi, uyuz olmuştum, halen de olurum.

    bir de çok net hatırladığım şey bu oyunun 386 sx 33 pc'imde ne kadar yavaş çalıştığı idi. özellikle büyüler ömür törpüsü idi. 286da ise daha feci idi(ki sadece çalıştırmak için dahi bin bir takla atmak gerekirdi); flare ile level 6 büyü attımda yemek yer, yemek sonrası çayımı doldurur, biraz tv karşısında otururdum ve geri döndüğümde büyü bitmek üzere olurdu(bir pikseli 2 saniyede geçen program küfrü hak etmiş demektir). böyl bir sevgi, anlayış vardı golden axe ile aramda. evet sonu deltree ile bitti ama varsındı olsundu, ne de olsa yüreğimde yaşayacaktı golden axe.

    ayrıca az önce gaza gelip "dur şu oyunu indireyim, özlemişimdir." zihniyeti ile net üzerinde araştırma yaparken yeni çıkmış(yada çıkmak üzere, emin değilim. japonca site yapan zihniyeti kınıyorum şiddetle) bir playstation 2 versiyonu olduğunu da öğrendim. evet gayet hoş screenshotları var, son derece çekici gözüküyor -ki hala hastasıyım flare teyze'nin(yaşlandı biraz, 14 yıl malum)- ancak 3d bir oyun ne denli yansıtabilir ki golden axe'in atmosferini. -ki sevilen, hastası olunan oyunların(hatta serilerin) son 3d versiyonları konusunda güzel bir referans olarak escape from monkey island gösterilebilir tam bu noktada. evet şimdi şunu okuyan bir vatandaş insafa gelip bir playstation 2 hediye etse bana, yanında da golden axe bonus gelse oynamaz mıyım oynarım. ama aklım 14 yıl öncesinde kalmaz mı.... eh "zenginin malı* züğürdün* çenesi**" yaklaşımını kısa kesmek adına sega'ya allah belanı versin ile eline sağlık arasında gidip gelen tutarsız bir tepki kusuyorum ve ahanda screenshotlar diyorum o halde;

    http://www.gamekult.com/…000025019_screenshots.html
  • oyun hakkında en merak ettiğim şey, ki hala merak ederim, darth vader ile death adder arasında bir bağ olup olmamasıdır. bu saatten sonra pek bir anlam ifade etmez tabi, ama ilki her zaman daha karizmadır.

    bir bu bir de shinobi biz seksen kuşağına çok şeyler hediye etmiş, en az hediyeleri kadar da vaktimizi çalmıştır.
  • yıllar sonra, evde saçma sapan bir yerden çıkan oyun. 1991 yılında almıştım, hiç unutmam, hala da çalışıyor namıssız.

    http://www.handheldmuseum.com/…/tiger-goldenaxe.jpg
hesabın var mı? giriş yap