326 entry daha
  • filmi ilk kez lo'nun yaşlarındayken izlemiştim. seneler sonra dün ikinci kez izledim ve fark etmediğim birkaç detayı fark etmekle beraber çok akıcı ve hem ruhsal hem sanatsal acıdan doyurucu buldum. özellikle üstüne uzunca tartısılabilecek bir film ve konu oldugu icin tartismayi ve dusunmeyı bılen bırılerıyle ızlemenızı onerırım. ayrıca soundtracki muhtesem. su an fılm hakkında dusuncelerımı yazmaya bıraz usendım sonra edıtlerım fakat bence filmde geçen en güzel ve aynı zamanda filmin özeti olan, son dakikalarda duydugumuz ve trajik sonumuza yakısan o kabullenis, itiraf ve vazgecis cumlesi:
    "what i heard then was the melody of children at play. nothing but that. and i knew the hopelessly poignant thing, was not lolita's absence from my side... but the absence of her voice from that chorus."."
    ayrıca filmde sinematografik olarak en çok beğendiğim sahnelerden biri de su an aklıma gelen, lo'nun quilty ile ilk kez karşılaştıgı an. o kadar guzel, o kadar ürpertici, o kadar insanı donduran korkutan ve heyecanlandıran bir şekilde çekilmiş ki. kamera açısı, lo'nun duruşu, quilty'nin belli belirsiz görülmesi fakat sesının tonu, sakinliği ve kısa cümleleri ile bile ürpertici bir adam olması. ama aynı zamanda yerden lolitanın gozuyle bakınca kocaman, ilgi cekici ve tapılası gozukmesı... sahnede adamı tam olarak gorememenın verdıgı garip bir his arkadaki ürkünç melodi ile birlikte resmen içimi üşütüyor ve huzursuzluk getiriyor o sahneyı dusunurken.
hesabın var mı? giriş yap