198 entry daha
  • bugün izmir kültürpark açık hava tiyatrosundaki oyundan yarıda çıkmak zorunda kaldım.

    hem tiyatro sahnelerinde hem de tv sektöründe bir miktar tecrübesi olan iyi bir tiyatro izleyicisiyim.

    oyun çok katmanlı, ağdalı ve edebi. bunların hepsi baştan izleyiciyi oyunun bir parçası yapma girişimi. film izler gibi izlemeniz istenmiyor, kitap okur gibi emek harcamalısınız hikayeyi kavramak için.

    ayrıca metne şahit oldukça okan bayülgen'in dada salonu yaparken yapım aşamasında hangi karoyu neden almış, hangi çerçeveyi niçin istemiş gibi bir takım diyaloglarının olduğu bir röportajı anımsadım. kesinlikle kafasının içindeki şeyleri kendi gibi olanlara anlatmak paylaşmak istiyor. bu yüzden komplike bir filmi evde izlediğiniz gibi geri saramayacağınız bir platformda sunulduğu için oyun emek istiyor izlemek. bunu bilmeden gitmemeli kimse.

    yarıda çıkma sebebim ise sahnenin teknik eksiklikleri. zaten asma bir yapının altına truss dikilmiş ışıklar monitörler vs. için. sahne kurulurken de asıl sahnenin önüne çıkılmış gibi.

    panoramik bir oturma düzenine göre sahne kurulmamış ve ses düzeni yapılmamış. o sahnenin kendi yapısı bana oyunun tüm teknik ekipmanına altyapı sunabilirdi gibi geliyor bana ancak öyle olmamış ve bir düzenek daha kurarak koca alanda küçücük bir sahne ve kötü ses yaratılmış.

    sahne şefinin aklındakini bilemem ama takibi zorlu bir oyun için feci yanlış bir kurgu olmuş. oyunu böyle devasa bir yerde izlemek, hatta kültür park gibi yanında lunapark olan bir yer ve üzerinden uçakların geçtiği bir açık hava salonunda zor.
    bunca detayı dantel gibi işleyen okan bey bunun farkında olmalıydı bence. seyirciye oyunu geçirmek için teknik olarak da detaylı çalışma yapılmalı. oyundaki özeni teknikte bulamadım maalesef ve tahammül etmeye çalışıp sinirlenmek yerine kapalı ve sesin homojen dağıldığı bir salonda izlemeye karar verdim. keşke oyunun sonuna kalıp söyleşi bölümünde bu yorumumu dile getirseydim ama olmadı. umarım burayı görürsünüz ve oyunu iyileştirirsiniz.

    benim yorumumun dışında seyirci araya çıkarken istisnasız herkes söyleniyordu, keşke onlara da teknikle alakalı diye anlatabilseydim uzun uzun.

    dip not: sahneyi taşımak dekoru adapte etmek feci zor biliyorum ama truss kullanmadan ışıkları asmanın bir yolunu bulursunuz umarım. oyunun başındaki ışık hele felaketti. gölgeli çehre yaratmayı özellikle istediyseniz bir şey diyemem ama olmamış bence.
  • kulturparkta izlediğim oyun. eleştirilerin çoğuna katılıyorum. okan bayulgeni zeki bulurum ve çoğu kişiyi rahatsız eden tavırlarını severim ki oyunculuğu da iyi bence. ama keşke uyarlama yönetme ve oynama işlerinin hepsini üstlenmeseydi. gerçekten oyun karmakarışık bir çorba gibiydi. gerçek ve rol nerede başlayıp kopuyor takip etmek insanı metal olarak çok yoruyor. kaldı ki iki saatlik bir oyun koyuyorsunuz ortaya. haftaici izliyoruz. insanın kafası kaldırmıyor bir noktada. en son yaptıkları söyleşiyi kiymetli buldum, izleyiciye verilen değeri ortaya koyuyor ama bir yandan da kimse anlamadı diye açıklama girişimi gibi de. tabi bunu yapmak zorunda da değildi. anladınız anlamadiniz beni ilgilendirmez de diyebilirdi. daha once yine kendi yazdığı harem kabare oyununu da izlemiştim. çok daha başarılı bir oyundu. neticeten tavsiye etmiyorum, üzgünlük
hesabın var mı? giriş yap