ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
nato'nun türkiye'den rusya için yaptırım talebi
-
ülke olarak bu savaştaki taraflara olan mesafemizi aynen korumamız gerek , zaten ne ukrayna'ya yardım edecek ne de rusya'ya yaptırım uygulayacak gücümüz ve ekonomimiz var maalesef.
neden sevgilin yok
-
çünkü nasıl açılacağımı bilmiyorum.
çünkü ağzım laf yapmıyor, en kötü kusurlara sahip de olsan sözlükte de piç olarak bilinen kesim laf lafı açıp, kızı bağlarken ben noktalama işaretine dikkat etmeye kasıp, kızı gerim gerim geren şeyler yazıyorum.
çünkü onu eğlendiremeyebilirim, sosyal olarak kısıtlı geçmişim var ve öyle ne zaman nereye gidilir, nerede ne yapılır bilemem.
çünkü başkası kızın orasına burasına rahat dokunabilirken belim elim titrer, gidemem yanına. korkarım ne olursa olsun.
çünkü başkası hızlı davranırken ben doğru zamanı beklerim ve o zaman gelmeden o kızı kaybederim.
başbakanın evinde zor tuttuğu %50
-
bir kısmı bilgisayar hilesidir.
parasına kesinlikle değen şeyler
-
(bkz: bedelli askerlik)
-----/-----
ve geldi..
yapmazsam ayıp olur.
-----/-----
kredisi de yeni bitti.
ama değdi..
bu kardeşiniz için vız gelir tırıs gider
-
başlığa girmeden önce tayyip erdoğan yine kime atarlanmış diye düşündüm.
sanırım bu imamoğlu'nun neye dönüştüğünü göstermesi açısından güzel örnek.
lady antebellum
-
adını lady a. olarak değiştirmek zorunda kalan grup.
değiştirmek zorunda kalmışlar, çünkü isimlerindeki "antebellum" latince "savaş öncesi" anlamına geliyor. grup nashville, tennessee kökenli, yani güneyli bir grup ve antebellum amerika'nın güney eyaletlerinin iç savaş öncesi durumunu anlatan bir tanım olarak yerleşmiş.
işte "black lives matter" hareketi yayılınca da olayı iyice abartan kitle "siz savaş öncesinde güneyde siyahların köle olduğu günleri özlüyorsunuz" diye grubu linç etmişler. bunun üzerine grup adını acilen "lady a." yapmış ama bu isimde seattle'lı siyahi bir blues şarkıcısı da varmış, bu defa da o çemkirmiş.
bence adlarını değiştirmeleri gereksizmiş ama dövme ve makyaj sanatçısı kat von d.'yi "çocuğuma aşı yaptırmayacağım" dediği için iflas ettiren bir ülkede müzik grubunu da adı için gömebilirler.
yol verilince koşan yaya
-
alışık olmadığı bir iyilik ile karşılaştığı için buna cevap verme ihtiyacı duyan yayadır.
aslında bir kültür olması gereken şey ülkemde iyilik haline gelmektedir ne yazık ki. sen arabanda oturduğun yerde konforlu konforlu oturuyorsun, arkanda yol vermekle tıkanacak bir trafik falan da yok... yaya ise yürüyüş eforu sarf ettiği gibi her türlü sıcak, soğuk yağmur, çamur, toz, ekzoz dumanı durumu ile karşı karşıya. tabi ki insan olarak yayanın üstünlüğü olacak, arabaya bindin de o insandan daha büyük bir şey mi oldun?
ağa - maraba anlayışı genlerimize işlemiş, yani ata binmiş olan ağadır, atı olmayan ona hürmet etmelidir. ancak genel olarak şöyle bir şey de var;
(bkz: trafikte yol verilince oluşan mahcubiyet duygusu)
tam tersine haklı gururun bokunu çıkartan yayalar da vardır.
(bkz: yol verilince ağır ağır hareket eden yaya)
(bkz: yol verilince küstahlaşan yaya)
şahane pazar'dan akılda kalanlar
-
elde sismekte olan balonla tahmin sorularini cevaplamak. bu yarismada unlulerin telefondakiler icin yarismasi.
restoran ve lokanta arasındaki fark
-
restoranda kuver açılır
lokantada masada ekmek dolu bir kova ve birkaç şişe su olur
restoranda paltomuzu vestiyere asarız
lokantada paltomuzu yandaki sandalyeye koyarız
restoranda masa hazırlanır / hazırdır
lokantada masa ıslak bezle silinir
restoranda yemekten sonra çay, kahve ne arzu ettiğimiz sorulur
lokantada fazla sorulmaz, çay zaten getirilir
restoranda çeşit çeşit tatlı olur
lokantada kemalpaşa ve sütlaç olur
restoranda garsondan hesabı rica ederiz,
lokantada "usta günahımız neymiş bilelim" deriz.
çorum'a 160 milyon liralık stadyum yapılması
-
ön edit: lütfen konu ile ilgili fikri olan mesaj atmak yerine entry girsin. entry girin ki o müthiş fikirlerinizden sadece ben değil tüm herkes faydalansın. yoksa sabaha kadar çene çalsak ne olur en fazla beni ikna etmiş olursunuz.
stad taş çatlasın 60 milyon liraya yapılabilir, geri kalan 100 milyon lira hayır olsun diye eşe, dosta, akrabaya, lise arkadaşına dağıtılabilir. hiç sevap kazanılmasın mı?
"dini tilkiden öğrenen, tavuk çalmayı sevap sanır" hesabı.
babayla telefonda konuşmak
-
hayatta olsaydı da saatlerce yapsaydık dediğim.