hesabın var mı? giriş yap

  • buyrun benim. hayatta en net olduğum tek konu.

    daha önce bu konuda bir entry'im vardı bilen bilir fazla duygusal olduğu için sildim. yok. bende genetik olarak kodlanmamış bu annelik içgüdüsü. 28 yaşındayım 20 yaşından beri böyle düşünüyorum yeni bir fikrim bile değil bu. tüm arkadaşlarım da biliyor hatta birinde çocuğu olan bir arkadaşımı ziyerete gittiğimde kaynanası seninkini merakla bekliyoruz dediğinde nasıl yüzüm bir hal aldıysa arkadaşım atladı "aaeon'un öyle pek çocuk sevgisi yok" diye. birinde bundan 5-6 sene önce bir doktora gittiğimde bir konu ile ilgili doktora gittiğimde bana "çocuğun güç olabilir ilerde belki tüp bebek tedavisi felan deneyebilirsin" dedi. hiç üzülmedim. bir çocuğa ömrüm boyunca kol kanat germek o fedakarlığı yapmak bana korkunç geliyor. hani mesela nasıl bazı erkekler evlilik bana göre değil evlenirsem aldatırım kimsenin kalbini kırmaya gerek yok der benim de tek eşlilik konusunda değil(yanlış anlaşılmasın) ama çocuk yapmak konusunda fikirlerim bu yönde. ben o fedakarlığı yapamam. gece uykularından feda edip sürekli onunla ilgilenmek fikri bana göre değil. hadi adamdam boşandın o çocuk ne olacak? geleceği.. vs vs. ben de bu konuda kendimi biliyorum. arkadaşlarımın çocukları nedendir bilinmez bayılırlar bana ama benden hala olur, teyze olur, eş, olur, dost olur anne olmaz. zaten ben de istemiyorum. bencilse de evet bencilim. ben alışmışım her istediğimi her an yapmaya çalışmaya. canım sıkıldı diyince hemen deniz kenarına gitmeye akşam şuraya gitmek istiyorum dediğimde gitmeye çocukla bu yapılabilir mi mümkün değil. en yakın arkadaşımın 2 çocuğu var o bile bana "çocuklar uyudu hemen gel kahve içelim" diyor biliyor çocuklara sabırlı olmadığımı.

    ne diyelim bazı insanlardan da iyi bir eş,dost,arkadaş,hala,teyze olur ama anne olmaz.

    benim gibi...

  • bu organizasyondan para kazanmakla övünen insanlar için

    çok güzel bir söz var;

    şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler.

    bakın şimdi size network marketing ile zengin olmamızı sağlayacak yepyeni bir organizasyon sunuyorum. hem de web sitesi gibi karmaşık, anlatması zahmetli bir ürün de koymayacağım ortaya. her şey çok daha kolay olacak.

    çünkü satacağımız ürün herkesin ihtiyacı olan
    hep kullandığımız
    hayati bir ürün

    üstelik sattığımız ürünü isterseniz işleyebilir
    işlediğiniz halini daha yüksek fiyatlara satabilir
    ekstra gelir elde edebilirsiniz

    ürünümüz patates.

    sistem şöyle işliyor, siz bana 200 lira veriyorsunuz ben de size bir patates veriyorum. patatesin yanında kişisel gelişiminize etki edecek sizi motive edecek kitaplar da vereceğim seminerler de düzenleyeceğim.

    siz de iki kişi bularak onlara birer patates sattığınızda sistem size 20 lira verecek. onlar ikişer kişi bulduklarında sistem size 60 lira verecek. bu böyle 20 basamak altınıza kadar devam edecek. eğer her şey düzgün ilerlerse 6 ayda evinizi arabanızı alıp sadece yatarak emekli olabilirsiniz.

    düşünsenize günümüzde kimin patatese ihtiyacı yok ki. satmak için uğraşmanıza bile gerek yok.

    eğer siz de yeni kurulacak holdingimde yer almak isterseniz bana mesajla ulaşın. 200 liraya bundan daha kolay patron olamazsınız.

    piramit düzeni (ponzi şeması) işte böyle harika bir sistem.
    buna karşı çıkanlar da gerizekalı.

    önemli not:
    şirketimizde takım elbise zorunluluğu da yok.
    al patatesi ver 200ü yürü git.

  • esasinda tembellikten baska her seyi anlatan bir yapit. oblomov tembelligi anlatiyor demek, tembellik yapip kitaba kendini verememis olmaktir. asil tembellik, oblomov'un, kendi olumleri dahil hicbir seye hazirlamadan yetistiren ailesinin olumunden sonra, neden guven ve huzur arayisi icin yataktan ayrilamadigini, esasinda elini attigi her iste basarili olmasina karsin neden hicbir ise elini atmadigini gorememektir.

    oblomov asla tembel degildir. aksine, aski ugruna guven ve huzur dolu yatagindan cikip onun pesinden gidecek kadar enerjik ve yillarin uyusuklugunu cabucak uzerinden atabilecek kadar atik ve cesurdur. ancak ayni zamanda "hicbir seye hazir olmayan bir insan" oldugunun, acziyetlerinin ve icine islemis olan oblomovlugun da farkinda oldugu icin, asik oldugu kadina mutluluktan cok aci verecegini gorebilecek kadar gercekci ve naiftir.

    nihayetinde oblomovluk tembellik degil kendini bilmek, kendini tanimak, kusurlarinin uzerini ortmemek ve bunlarin getirisi olabilecek durumlari ongorerek ona gore davranmaktir.

  • donut'un dünyanın en dandik tatlılarından biri olmasındandır.

    asya ve avrupa kıtaları arasında köprü konumunda olan güzel ülkemiz gerek sütlü, gerekse şerbetli tatlılar açısından zengin yataklara sahiptir.

    böyle bir ülkede amerika'nın donutuna kim bakar?

    go hom yankis

  • çekimlerinin çoğu basmane'de gerçekleştiren sağlam bir zeki demirkubuz filmi. bir sahnesi çok komiktir. derya alabora haluk bilginere der ki:
    "-işim var şu çocuğa bak biraz..."
    haluk bilginer der ki:"tamaammm.."
    derya alabora haluk bilginer'i uyarır:"sakın kaybetme ha. dalgınsındır sen."
    bunun üzerine haluk bilginer der ki:"çakmak mı lan bu?"
    işte bu ufak diyalog yönetmenin ne kadar iyi bi gözlemci olduğunun minik ve mizahi bir kanıtıdır.
    (bkz: en sık kaybedilen şeyler)

    bunun yanı sıra fimde bir kır sahnesi vardır ki, haluk bilginer'in 7 dakikayı aşan tiradıyla unutulmazlar arasındaki yerini almıştır. bekir* bir yandan cigaralağını çeker, bir yandan hastalıklı bir aşkın ve hayatın geride bıraktığı 20 seneyi anlatır yusuf'a *. olağanüstüdür... tek kelimeyle olağanüstü...

  • beybi beybi beybi uuuuğğğğğğ beybi beybi beybi uğğğğğğ.... evet castin biber'ın beybi beybi uğğğğ'suyla seslendim sizlere. bizde de çok castin vardı, bizde de çok bibığr vardı. kıymetini bilemedik, unutuldular. en bilindik figürleri emrah ve ceylan olan bu ekolün video ve sinema piyasanına müzik piyasasına kar manasında büyük etkisi oldu. bazıları büyüyünce de devam ettiler, şöhretlerini korudular. bizim şimdi alişan olarak bildiğimiz küçük serkan o albümleriyle yakalayamadığı başarıyı sonra yakaladı mesela, ceylan ibrahim tatlıses'in oğluyla evlendi boşandı, sonra yine evlendi yine boşandı, şimdi yine evlenecek, bazıları düğünlerde ve sünnetlerde sahne alıyor hala, bazıları başka işlere girdiler, bazıları aramızdan ayrıldılar. çok ekmek yediler bu çocuklardan. adorno plakçılık gururla sunar, in loving memory of resul balay:

    1. halil taşkın: şimdi kim bu halil taşkın diyeceksiniz. ama bu arkadaşın cüneyt arkın'la falan filmleri vardı dostlar. ünlüydü video film piyasasında. büyüyünce de devam etmiş sanat hayatına. gelin mi oldun isimli albümünden geliyor:

    http://www.youtube.com/watch?v=gvirxrnwimq

    2. küçük oğuz: aslında tam arabesk sayılmaz bu. ankara havaları tadında albümler yapan bir kardeşimiz. "içtikçe zerhoş etmez rakının faydalısı" gibi bir sözü ilköğretim çağındaki çocuktan duyunca insan bir kötü oluyor. deli yarim isimli bir albümü var.

    http://www.youtube.com/watch?v=7-mkr_qq9j0

    3. kanarya kardeşler'den küçük cem: kendisiyle ilgili malumat verildi. ilginç biri.

    4. küçük müftah: öksüzler isimli albümüyle aradığı patlamayı yapamamış bir sanatçı. terk ettin sen beni diyecek:

    http://www.youtube.com/watch?v=envihs1swoi

    5. yetim ayhan: gerçekten yetim değildir inşallah. castin bibır'dan çok önce beybi sound'u yakalamış bir kardeşimiz. şimdi castin'e ölüp bitene buyur yetim ayhan dinle desek kim bilir başımıza ne gelir.

    http://www.youtube.com/…kfjsyvml7mq&feature=related

    6. küçük mahsun: garip anam isimli albümüyle çıkış yapmaya çalışmış bir sanatçımız. ağır damar.

    http://www.youtube.com/watch?v=sfn-o5lpdcw

    7. küçük tülay: küçük tülay daha çok türkü alanında eser vermiş, canım feda, dumanlı dumanlı, geçmiyor günler gibi albümlere imza atmış bir sanatçımız.

    http://www.youtube.com/…28kvveoj6ne&feature=related

    8. küçük hasan: öncelikle http://imageshack.us/…/kkhasan2elleraldbx4.jpg/sr=1

    bunun nesi küçük dediğinizi duyar gibiyim. fantastik arabesk albüm konusunda farklı bir yeri olan erdal plak'tan çıkan eller aldı isimli bir albümü var.

    http://www.youtube.com/watch?v=pubureru6dw

    9. mahir eser: isminin önünde küçük sıfatı olmayan ender sanatçılarımızdan mahir. ölümüne tilili isimli ilginç bir albüm yapmış.

    http://www.youtube.com/watch?v=pmzf--yvwsg

    10. küçük sezer: yavuz asöcal arabesk-sanat müziği alanında sağlam firmalardan biriydi. niye böyle bir albüm yaptılar bilmiyorum. küçük sezer ümit çeşmesi albümü genelde hareketli şarkılardan oluşuyor.

    http://www.youtube.com/…p_bvynlhh0k&feature=related

    not: çeşitli forum sitelerinde bu ekoldeki arkadaşlarla ilgili malumat var merak edenler için. bir de bu ekolün türk sinemasındaki macerası var tabii. onun için de şu yazıyı öneriyorum: http://www.otekisinema.com/…in-sarkici-‘kucuk’leri/

    bu da bonus:

    afacan yozgatlı: pek afacan bir tipi yok. zaten "anam yok derdimi bilsin yarim yok gözyaşım silsin" diyen adamla akla problem çocuğu, evde tek başınayı getiren "afacan" lafı yan yana olmuyor bile. gurbette akşam oldu albümünün aynı adlı parçası:

    http://www.dailymotion.com/…rbette-akyam-oldu_music

    herkese hayırlı cumartesiler diliyorum.

  • 22 yaşımda ilk işe başladığım dönem samimi olduğum iş arkadaşıma yaptığım uyarıdır. cevabı gerçeklerle yüzleşmemi sağladı. toyluk işte.

    - iç çamaşırın gözüküyor.
    +farkındayım..

  • - tikaaaaaaat firlatmaya hazirlaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan
    - haziriz komutanim!
    - uuuuuuuuuuuuuuuuuuuuc ikiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii...........
    - noldu komutanim?
    - bilmiyorum.. general bi dur dedi
    ......
    - tikaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaat firlatmaya hazirlaaaaaaaaaaaaaaaaan
    - haziriz komutanim!
    - uuuuuuuuuuuuuuuuuuc ikiiiiiiiiiiiii........ hay!
    - yine nooldu komutanim?
    - bilmiyoruuum.. yine dur dedi..
    - allah allaaaaaaaah
    - sus.. konsantrasyonu bozma.. emir bekliyoruz surda yukardan
    - peki komutanim
    - tikaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa-
    - allaalalalalalallalalalalalalalalaaalalaaaaa
    - durun! durun lan! dureagh (ezer gecerler)
    - sikmisim lan emrini, klostrofobik olacaktik

    (disarda)
    - halil! naptin! eyvaaaaaaaaaah
    - bilmiyorum necla.. hersey bi anda oldu

  • yil 1993. universiteyi yeni kazanmisim. bolumum ingilizce oldugu icin ingilizce yeterlilik sinavina girmem gerekiyor. sinav istanbul universitesi yabanci diller yuksekokulu'nda. yeri suleymaniye'de istanbul muftulugu'nun hemen yaninda.

    sinav gunu geliyor, sinavin saat 09:00'da olmasi lazim. biz sinav yerine geliyoruz ama sinavin ogleden sonra 13:00'a ertelendigi soyleniyor. babaannemlerde kaliyorum, evleri erenkoy'de. anadolu yakasina gidip geri donmeye degmez. benim gibi birkac arkadasla o civarda vakit gecirmeye karar veriyoruz.

    suleymaniye'den yuruyerek beyazit'a, ordan da kumkapi'ya iniyoruz. oradan sahil yolundan yuruyup, sirkeciye ve tekrar suleymaniye'ye gidecegiz. kumkapi'da bir gazionun onunde muslum gurses yazili neonlar var. birbirimize gosterip, bak muslum gurses burada sahneye cikiyormus derken yanimizda bir mercedes duruyor ve muslum gurses arabadan iniyor. o saatte gazinoda ne isi var bilmiyoruz ama saskinlikla birbirimize gosteriyoruz, bak muslum baba diye.

    bizi gorunce el salliyor, yanimiza geliyor. selamlasmadan sonra orada ne yaptigimizi soruyor. anlatiyoruz, bizi gazinoya davet ediyor ve oradaki gorevlilerden birine genclere kahvalti getirin diyor. bizimle sohbet edip kahvalti yapiyor, sonra musaade isteyip sinava dogru yola cikiyoruz. bize basarilar diliyor.

    huzur icinde yat muslum baba, cok mutevazi ve iyi kalpli bir insandin.

  • haftanın en iyi zombi öldürüşü temalı esprisi ile beni benden alan eğlenceli komik süperötesi geyik film.ayrıca emma stone' un taşlığına hayran olup oynadığı tüm filmleri izleme isteği uyandırmıştır.