• eskiden cif, plastik bir kutuda, toz halinde bir temizlik maddesiydi (şimdi likit mikit, bozmuş). 5-7 yaşları arasındayken, gidip gelip mutfak dolabından cife parmak banıp yalardım. çok tatlıydı. sonradan beyin hücrelerimi öldürdü.
  • cif ile ile ilgili karıştırılan bir konu şudur: sigorta bedelini ihracatçı öder evet ama sigorta primini ödemek demek riski de üstlenmek demek değildir! ihracatçının sorumluluğu gemiye malı yüklediği an biter. yolda gemi batsa ithalatçı malın parasını ihracatçıya ödemek zorundadır. sigorta poliçesini alıp gidip sigorta şirketi ile uğraşmak ithalatçının yapacağı iştir.

    yolda malın başına birşey gelirse ithalatçı satıcıyı arayıp "abi yolda mallar kaybolmuş/gemi batmış/kamyonu bombalamışlar o yüzden ben sana parayı ödemem. önce bir sigortadan parayı alalım sonra öderim" diyemez. bunu diyebilmesi için baştan des anlaşması gerekirdi.

    bu ayrımı bilmeyen ve cif'i des gibi düşünerek ithalat yapan firmaların sonradan başı ağrıyabilir. örneğin ihracatçı düşük sigorta primi ödemek için uyduruk bir sigorta yaptırdıysa yolda malın başına bir şey geldiğinde ithalatçı, sigorta şirketine gidip parasını alamayabilir. atıyorum, sözleşmede bir madde vardır: "nakliye şirketinin kullandığı araçlardaki muhtemel teknik arızalar dışında meydana gelen herhangi bir dış kaynaklı tahribat durumunda malların istenilen destinasyona ulaştırılamaması halleri sigorta kapsamında değildir". ithalatçı sözleşmeden habersiz gider sigorta şirketine "abi mallarımı getiremediniz verin paramı" dediğinde "arkadaşım yolda tırlar bombalanmış, sözleşmede bu durumun kapsam dışı olduğu baştan belirtilmiş. para mara yok sana, yallah" cevabını alabilir. o yüzden dikkat etmek gerekir.

    tabi hukuki olarak olay böyle olsa da pratikte bu tarz bir çatışmaya pek rastlamıyoruz. çünkü ihracatçı şirketler de gerek ayrımı tam olarak bilmediklerinden gerekse de aradaki ilişkiye zarar vermek istemediklerinden riski de kendileri üstleniyormuş gibi davranırlar. ithalatçıya "al poliçeyi git uğraş kardeşim bana ne. ben sadece primini öderim gerisine karışmam" dendiği çok nadirdir. halbuki ne gerek var bunlara. madem çakallık yapmayacaksın, baştan des anlaş, bitsin gitsin.

    sonuçta kendimizi garantiye almak istiyorsak şu özet bilgiyi bilmekte fayda var:

    fob + navlun = cfr
    cfr + sigorta primi = cif
    cif + risk = des
  • kısaca cum in face
  • cost insurance freight: (maliyet sigorta bedeli navlun)
  • sırf kokudan bile kazanır. resmen temizliğin kokusunu bulmuş adamlar... temizleyemediği şey de yok gibi. de yani bu kadar sağlam ürün yapıp da dünyanın en dandik kapağını yapmak nasıl oluyor o belli değil. üçüncü kullanımdan sonra kapanabilen kapağa rastlamadım.
  • mal bedeli, navlun & sigorta
    (bkz: uluslararası ticari terimler)
    (cost, insurance & freight)
    cif olarak verilen satış fiyatına navlun(iç nakliye dahil) ve sigorta primi masraflarının dahil olduğu yükleme şeklidir..bi ithalatçı için en güzel yükleme şeklidir ... (bkz: ordino) yu aldır ve gümrük işlemlerine başlaa
    ohh ohh ne ala ...
  • ingizlerin adından sıkça "sif" diye söz ettikleri, dünyanın her yerinde 2 kullanımdan sonra ağzı kuruyan ve insanı ifrit eden kapağa sahip temizlik deterjanı markası. unilever, bu tıkanıklıktan kurtulmamız için biz ev hanımlarının işini kolaylaştırmalı ve cif şişesine/kutusuna bağlanmış kürdan vermelidir.

    anadolu'da cümle içinde kullanımı diğer deterjanlardan farklı olarak cifle yıkamak değil, cifle ovmak şeklindedir. cifle ovmak, sağlam kol kası/ adonis gelişimini sağlayabilir. bel fıtığı, siyatik ve vitiligo hastaları tercih etmemelidir.
  • çamaşır suyu katkılı cif krem ile kalbimde kendine yer edinmiş temizlik ürünü. eviyemi ilk kez bu kadar parlak gördüm. (bu entry'i yazdıracak kadar, reklamlardaki gibi parlak)

    tek yaptığım kenarlarda bir tur gezdirip, şöyle üstten bir fırçalamaktı. 10 dk kadarda beklettim. pek güzel koktuğu söylenemez ama kokusu çamaşır suyu kadar keskinde değil. aaa? lan bu benim eviyemi? son yarım saattir her mutfağa girişimde ışıl ışıl olan eviyeme bakıp mutlu oluyorum.

    içinde hangi kanserojenler var, uranyum suyumu kullanmışlar, gerçekten uzaylı mamülümü bilemiyorum ama sonuç pörfekt, sevdim seni cif krem.

    edit: "çamaşır uyu" diye bişey yok!!
  • bir de bunun yeşilimsi yüzey temizleyicileri var ki hey maşallah hem pırıl pırıl yapıyor hem de misler gibi kokuyor. aktive fresh miydi neydi? tabi buradan sözlük hanımlarına bekar tavsiyesi evinizi vileda ile silmeyin ıslak bırakıyor bunun yerine mopla silerseniz hem yorulmaz hem de köşe bucak tertemiz olur. misal mop bezini kovada sıkıp durulayıp aynı yüzeyi iki kere siliyorum tozdan kirden eser kalmıyor. ha bir de klozete amonyaklı cif dökün domestos alıp kullandım taşı sarardı.
  • mutfak için yaptığı yağ sökücü gerçekten müthiş olan marka.
    yıllardır reklamlarda ki sık sil klişesini gerçek hayata uyarlamış
    resmen iş kolaylaştırıyor
hesabın var mı? giriş yap