hesabın var mı? giriş yap

  • gaziantepliler haspir derler ve yoğurtlu yemeklerin üzerine karabiberle birlikte zeytinyağında ısıttıktan sonra dökerler. birecik, urfa pilavda kullanır. ispanya'da, suriye'de, iran'da, azerbeycan'da pilav ve balıklarda kullanıldığı bilinir. paella'nın vazgeçilmez elemanı.

    bildiğimiz diken görünümünde bir bitkinin sadece sabahları açan çiçeği. eğer gün ağarmak üzereyken bu çiçek toplanmazsa, dökülür, uçar, gider. dikenlerden dolayı toplaması gerçekten zor bir çiçek. doğa bu çiçeği kimse görmesin ve toplamasın diye bütün engelleri koymuş gibidir. herkes uyurken açar ve toplayanın ellerini adeta ısırır. sanırım yüksek fiyatı bu özelliğinden ileri geliyor. annem ihtiyacı kadarını yetiştiriyor. fiyatını öğrendikten sonra bütün alana dikmeyi ve köşeyi dönmeyi önerdim ama çok zormuş, uğraşılacak gibi değil. ayrıca çok ve düzenli su isteyen bir bitki.

  • kelimeleri düzgün seçelim arkadaşlar.

    bir gün uçaktayım, yiyecekler ücretli. hostesin birisi 'bir şey arzu eder misiniz ?' diye yüksek sesle mutlu şekilde tek tek her yolcuya sorarak bizim koltuklara doğru geliyor. yanımdaki kelli felli orta yaşlı göbekli görmemiş herifin biri kızcağazı durdurdu, kızda bir şey istedi diye sevindi hafiften. yüksek sesle kıza; 'siz bu yemek satışından prim alıyorsunuz galiba' diye sordu. kız kem küm etti çok az miktar ekleniyor filan dedi sessizce. adam herkesin duyacağı şekilde; 'belli belli millete bu kadar yalvardığına göre...' dedi. adam aklınca hava yolu şirketine sövmenin gururunu yaşadı, ama şirketin satış politikasını uygulamak durumunda olan bir çalışanı incittiğinin farkında bile değildi. kızcağız çok bozuldu, işi gereği toparlamak zorunda olduğu için ses çıkaramadı.

    o nedenle satışta ısrar olayı vardır. ısrar deyin, müşteriyle fazla diyalog halindeler deyin, bir şeyler satmak zorunda hissediyorlar deyin, ürünü tanıtmak zorunda hissettiriyorlar deyin. binlerce olumlu cümle varken;

    'dilenci' ne demektir ya ? nasıl bir gönül kırmaktır bu. bu nasıl düşüncesizliktir !

  • geçenlerde yeni açılmış acıbadem akasya starbucks'a gittim. önümde bir müşteri siparişini verdi, setcard uzattı. starbucks görevlisi henüz o kartla ödeme alamadıklarını söyledi. müşteri de yanında başka kartı veya nakiti olmadığı için tamam iptal edelim o zaman siparişi dedi. görevli sorun değil ikramımız olsun deyip müşteriye ücretsiz olarak siparişini teslim etti.

    yani sadece kahveleri değil ticaret ahlakları da güzel.

  • deseler ki "hacı günde 3 öğün probis vereceğiz sana fekat günde 3 öğün de ajdar dinleyeceksin" hemen kabul ederim. çünkü ben normalde de ajdar'ı dinliyorum.

  • gectigimiz gunlerde tuzla'da gerceklesmis.

    3 cocuk babasi bahtiyar demir'in aracinin lastigi patlayinca emniyet seridine gecip butun onlemleri aliyor. dubalari diziyor ve ustune de trafigi kontrollu bir sekilde yavaslatabilmek icin cep telefonunun isigiyla gelen araclari yonlendiriyor. her sey super, adam tum iyi niyetiyle bir de uyariyor gelenleri..

    sonra bildigim butun kufurleri etsem hizimi alamayacagim bir maganda o trafikte makas atarak geliyor, hic bir seyi gormeden emniyet seridine daliyor ve tum onlemleri almis olan bahtiyar demir'i olduruyor.

    bitti mi? hayir

    daha cenaze kalkmadan bu serefsiz serbest kaliyor ve ulkede hayat devam ediyor...

    emniyet seridi ile ilgili dogru duzgun hic bir yaptirimda bulunmayanlarin da ayrica allah belasini versin.

    http://www.haberturk.com/…gistirirken-canindan-oldu
    http://www.milliyet.com.tr/…-oldu-do7lylftjtog.html

  • 5 yaşında geçirdiğim hastalık. yarım yamalak hatırlıyorum ama iyileştikten sonra her gören sarılıp ağladığı için ciddi bir hastalık olduğunu farketmişimdir.

    sonuçlar :

    -solak başladığım kariyerime sağlak olarak devam ettim, zira ilk bir ay sol tarafım tutmadı.
    -sol gözüm bozuldu, 9 numara idi şu an 2 numara sağ gözüm ise 0 numara.
    -sol kulağım biraz daha az işitir hale geldi.
    -arada konuşurken eblekleşirdim, "abi şunu uzatır mısın?" demek yerine "ab mısın?" der. ve cümleyi tam kurduğumu sanardım. eğer kibarlık olsun diye yüzüme vurmamaları gibi bir durum yoksa ondanda kurtulduk.

    bir de kafam çok büyük ama o menenjitten mi bilmiyorum.

  • türk rock müziğinin zirvelerinden birisi olan şarkıdır. grup müziği nedir nasıl yapılır ders niteliğindedir. barış manço şubat 1982 tarihli “tvde 7 gün” dergisine şarkının hikayesini, ne anlatmak istediğini şu şekilde paylaşmıştır:

    "dönence dünyanın iki ayrı kutbundaki meridyenlerdir. ve hiçbir zamanda birlikte olamazlar. insanın doğasında da iki zıt kutup vardır. bu kendisinde olmayanı arama içgüdüsüdür. örneğin kış mevsiminde yazın gelmesini bekler yazın da kış mevsimini ararız. insanlar hiç bir şeyin tamamına sahip değillerdir. her şeyin yarısını yaşarlar. örneğin 12 saat geceyi 12 saat gündüzü yaşıyoruz. ama 24 saat boyunca gündüzü veya geceyi yaşayamıyoruz. yani devamlı bir beklenti ve umut içinde yaşayıp duruyoruz. bu beklenti ve umudunda bir sonu yok dönüp duruyor.

    işte tüm bu düşüncelerin ışığında dönence doğdu. şarkının müziğini kurtalan ekspres'ten bas gitarist ahmet güvenç ve tumba ritmdeki celal güven isimli arkadaşlarım yaptı. aslında “dönence” yoruma açık bir parça. çünkü bizim dinleyici kitlemiz çeşitli kesimlerden oluşuyor. bu çeşitli kesimlerden gelen insanlarda bu parçadan kendilerine göre bir sonuç çıkarıyorlar. zaten arzu ettiğimiz bu soyut parçadan herkesin arzu ettiği somut sonuçları çıkarmasıdır.

    "simsiyah gecenin koynundayım yapayalnız bekliyorum
    uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor
    görüyorum dönence….."
    bu sözlerle insanların beklentilerini vurgulamaya çalıştım. geceyi yaşayan bir insanın gündüze olan özlemini dile getirdim. çünkü insanlar her gece aynı duyguları duyuyorlar..

    "kupkuru bir ağacın dalıyım yapayalnız
    uzaklarda bir yerlerde bir şeyler kök salıyor
    biliyorum dönence…."
    burada insanlardaki tatminsizliği ve olmayanı arama duygusunu açıklamaya çalıştım. devamlı gelecekte olacakları umut ederek yaşayan insanları yani…..”

    aynı şekilde trt’de katıldığı programda dönencenin hikayesini kendisinden dinlemek isteyenler için:
    https://youtu.be/3jaer6jsws4

  • bu tip futbolcular türkiye'ye gelirken "yaa ben podolskiyim arsenal'da inter'de oynamış adamım türk liginin altını üstüne getiririm edasıyla geliyorlar. bir ay içinde hürriyet güçer'le, yalçın ayhan'la tanıştıktan sonra tırsak tırsak top oynuyorlar ve aman paramı alayım da kaburgadan olmayayım" edasıyla top oynamaya başlıyorlar. bize dövüş çukurlarından, capua'nın çayırlarından çıkan adamlar lazım.

  • - bisssssiii kandırdııı...bisssssiii aldattıı...bissss sssskkiiceesssss onuu..
    - xanax yazdım 2 kutu..
    - tessssssekkurrr ederissss....